Title: Tamamlayici Tip Uygulamalari- Akupunktur
1Tamamlayici Tip Uygulamalari- Akupunktur
- 4. TIBBI ONKOLOJI KONGRESI
- Dr.Ibrahim Devrim Gürsoy
- 22 Mart 2012
- Cornelia Diamond Hotel,Antalya
2(No Transcript)
3- Geçtigimiz yüz yil modern tip ve alternatif
tibbin karsilikli birbirini ret eden yaklasimi
ile geçmis, ancak 20. yüzyilin sonlarinda bu iki
yaklasim kismen bir baris içine girmis ve
birbirlerini sorgular olmuslardir.
4- Modern tip uygulamalarinda ciddi gelismeler
- Alternatif tedavi yöntemlerinin bilimsel
çerçevede sorgulanmasi ve katki saglayabilecek
kanitlanmis uygulamalarin (özellikle yasam
kalitesine katki saglayan yöntemlerin) klinik
pratiklere entegrasyonu
5- Kanser gibi takip ve tedavi süreci son derece
güç olan bir hastalik seyrinde hastaya katki
saglayacak (tedavi basarisina veya yasam
kalitesine) güvenilir ve uygulanabilir, maliyeti
uygun yöntemlerin aranmasi ve denenmesi
kaçinilmaz olacaktir.
6Kanserde tamamlayici tip yöntemleri
- Tamamlayici tip yöntemlerinin (destek ve tedavi
amaçli) bilimsel yöntemler ile yapilan
karsilastirmali klinik çalismalar sonrasi güvenli
ve etkin bulunan, dogrudan kanser tedavisini
hedeflemeden kanser ve kanser tedavilerinin yan
etkilerini azaltmayi hedefleyen uygulamalardir. - Dünyada kabul gören bu tür uygulamalar çogunlukla
kanserde destek tedavi uygulamalari ve yasam
kalitesini artirmaya yönelik uygulamalar ile
sinirlidir.Bu yöntemlerin birincil tedavi
(kanseri tedavi etme) yöntemi olarak kullanimlari
söz konusu degildir.
7- Amerika'ya 2004 yilinda kurulan Entegratif
Onkoloji Dernegi (Society for Integratif
Oncology) bu alanda ortaya çikan kanitlardan yola
çikarak 2007 yilinda bir rehber hazirlamistir. - Bu rehber hekim ve hastalara tamamlayici ve
alternatif tedaviler konusunda bilimsel kanitlar
esliginde öneriler sunmaktadir.
8Amerikan Integratif Onkoloji Dernegi (SIO)
tarafindan 2007 yilinda yayinlanan integratif
(bütünleyici) tip uygulamalari rehberi
önerileri
- Hastalara TAT kullanip kullanmadigi sorulmali.
- Hastalara TAT hakkinda kanita dayali rehberler
sunulmali. - Beyin-Vucut modaliteleri , anksiete, mood
bozukluklari, kronik agri ve yasam kalitesini
artirmak için önerilmeli. - Kemoterapiye bagli erken bulanti kusmada, yanit
alinamiyorsa akupunktur önerilmeli. - Radyoterapiye bagli agiz kurulugunda akupunktur
önerilmeli. - Masaj onkoloji alaninda egitimli masaj
uzmanlarinin yapmasi kosulu ile önerilmeli
(anksiete, agri, lenf drenaji). - Kanserli hastalarda sigara klasik yöntemler ile
birakilamiyorsa akupunktur önerilmeli - KT sirasinda egzersiz fiziksel ve mental
fonksiyonlara katki saglar, önerilmeli. - Yüksek doz C vitamini ve A vitamininden
kaçinilmali.
9Tamamlayici Tip
- Hasta istegiyle baslanilabilen veya çagdas tip
tedavilerini destekleyici olarak hastanin
rahatlamasi, bagisiklik sisteminin güçlenmesi,
psikolojisinin düzelmesi amaciyla uygulanabilen
tedavi yöntemidir.
10Tamamlayici tibba tümüyle karsi çikanlarin
argümanlari
- Bilimsel kanit eksikligi,
- Uygulayicilarinin yeterliligine dair herhangi
bir sertifikasyonun olmayisi, - Gereksiz ümit
11Tamamlayici tibbi kismen destekleyen argümanlar
- Daha genis bir grup
- Tedavi islemleri sirasinda ortaya çikabilecek
bazi yan etkileri ortadan kaldirabilir - Hastanin psikolojisine olumlu etki yapar
- Bilimsel olarak zararli oldugu ortaya
konulmadigi ölçüde destek verilmeli - Her iki alanin faydali ögelerini biraraya
getirerek bütünleyici (integrative) tedaviler
gerçeklestirilmesi mümkündür
12Tamamlayici tibbi tümüyle destekleyen argümanlar
- Alternatif tip uygulamalarinin insani
fizik-psisik-ruhsal boyutlariyla oldugu kadar
bütüncül (holistik) bir yaklasimla ve dogayla
iliskisi içinde degerlendirir, - Bu yüzden kisiyi konvansiyonel tibbin yan
etkileriyle maruz kalmaktan korur ve tam bir
sagaltim saglar
13Olumsuz Elestiri Kaynaklari
- Ilaç Etkilesimleri
- Güvenlik
- Bilimsel Kanit Eksikligi
14Tamamlayici Tedavi YöntemleriTarihi/Kadim
Yöntemler
Ayurveda
Akupunktur Geleneksel Mogol Tibbi
Geleneksel Anadolu Halk Hekimligi Çigong
Herbalism Tui Na
Hipertermi Yoga
Siddha Homeopati
Unani Bitkisel tip
15Tamamlayici Tedavi YöntemleriÇagdas Yöntemler
Ortomoleküler tip Kiropraktik
Oksijen terapisi Osteopati
Ozon terapisi Diyet takviyesi
Detoksifikasyon terapisi Elektromanyetik alanlar
Aromaterapi Masaj
Selasyon terapisi Reiki
Homeopati
16Siniflandirma
- 1Geleneksel uzak dogu tibbiyla baglantili
terapiler - 2 Ayurveda (geleneksel Hindu) tibbiyla baglantili
terapiler - 3 Masaj ve uyarim esasli terapiler
- 4 Zihin ve vücut terapileri
- 5 Naturopati esasli terapiler
- 6 Benzeri olmayan terapiler
17Geleneksel uzak dogu tibbiyla baglantili
terapiler
- Akupunktur (Akupresür)
- Fitoterapi (Bitki tibbi)
- Reiki
- Shiatsu
- Kineziyoloji
- Duygusal Özgürlük Teknigi (EFT)
18Ayurveda (geleneksel Hindu) tibbiyla baglantili
terapiler
- Aromaterapi
- Yoga
- Fitoterapi (Bitki tibbi)
19Masaj ve uyarim esasli terapiler
- Kiropratik
- Osteopati
- Refleksoloji
- Masaj
- Nöral terapi (Neural therapy)
20Zihin ve vücut terapileri
- Otojenik egitim
- Hipnoz
- Iyilestirici dokunma
- Meditasyon
- Rahatlama ve görsellestirme
21Naturopati esasli terapiler
- Dogal tip
- Beslenme tibbi
- Naturopati
22Benzeri olmayan terapiler
23KEMOTERAPIDE OLUSABILECEK YAN ETKILER
- Tedavinin cinsi, süresi, verilis yolu hastaliga
göre degisebildigi gibi, ilaca karsi olusan
dirence, tedaviye alinan cevaba, hastadan hastaya
veya hastanin durumuna göre degismektedir. - Kemoterapide kullanilan ilaçlarin yarari olmakla
birlikte maalesef istenmeyen bazi yan etkileri
vardir. - Istenmeyen bu yan etkiler hastaya, ailesine ve
tedavi ekibine çözülmesi gereken ek sorunlara
neden olmaktadir. - Istenmeyen yan etkiler bazen o kadar siddetli
olmaktadir ki tedavinin kesilmesine bile neden
olabilmektedir. - Bu yan etkilerin önlenmesi veya siddetinin
azaltilmasi tedavi uygulayan ekip, hasta ve
ailesinin isbirligi ile yapilmalidir.
24Kemoterapinin Yan Etkileri
- Alerjik reaksiyonlar
- Igne giris yeri ile iliskili yakinmalar
- Bulanti ve kusma
- Istahsizlik ve tad alma bozuklugu
- Ishal
- Kabizlik
- Agiz yaralari
- Yorgunluk ve halsizlik
- Saç dökülmesi
- Deri ve tirnak degisiklikleri
- Idrarin kirmizi renkte gelmesi
- Isiga karsi duyarlilik
- Böbreklere olan etki
- Seks organlarina etki
- Lökositlerin (akyuvarlar) azalmasi ve atesli
durumlar - Eritrositlerin (alyuvarlar) azalmasi
- Trombositlerin azalmasi
- Agri
- Hafizada degisiklilkler
25RADYOTERAPININ OLASI YAN ETKILERI
-
- Radyoterapinin amaci kanserli hücreleri yok
etmektir, ama bu arada tedavi alani içinde kalan
saglikli hücreler de etkilenecektir. - Bu sekilde ortaya çikabilecek yan etkiler çogu
zaman hafif olmakla beraber, bazi hastalarda
önemli sakincalar yaratabilir.
26- KANDA GÖRÜLEN YAN ETKILER
- Eritrositler (Alyuvarlar)
- Lökositler (Akyuvarlar)
- Trombositler
- CILTTE GÖRÜLEN YAN ETKILER
- BÖLGESEL YAN ETKILER
27- Bas ve Boyun Bölgesi Radyoterapisindeki Olasi Yan
Etkiler - Dislerle ilgili yan etkiler
- Agiz boslugu ve boyuna ait yan etkiler
- - Istah azalmasi ve ona bagli etkiler.
- - Ses degisiklikleri
- - Saç ve kil dökülmesi
- Gögüs Kafesi Bölgesi Radyoterapisindeki Olasi Yan
Etkiler - - Yutma zorlugu - Bulanti-kusma - Nefes
darligi, öksürük - Mide ve Karin Bölgesi Radyoterapisindeki Olasi
Yan Etkiler - - Ishal - Bulanti-kusma - Istah
azalmasi ve kilo kaybi - Idrar yaparken agri
28Tamamlayici Tedavi Tipleri Ki-Gonk
- Ki enerji veya nefes, Gonk ise beceri anlamina
gelir. - Ki-gonk nefes egitimine yönelik bir uygulamadir.
- Taocularca uygulanan bir yöntemdir. Taocu saglik
ve zindelik adina, dövüs sanatlarindaki
becerisini artirmak veya ruhsal güçünü
gelistirmek için Ki-gonk seçer.
29Manyetik terapi
- Manyetik alan etkilesimine dayanan fiziksel bir
tedavi yöntemidir. - Manyetik alan vücut dokularini uygun bir sekilde
etkileyerek hücre zarlarinin geçirgenligini
arttirir.Bu manyetik etkilesim hücre zarlarinda
madde alisverisini mümkün kilar.
- Böylece bir fabrika gibi çalisan hücrenin,atik
maddeleri ve toksinleri bünyesinden
uzaklastirarak su,besin vb.maddeleri alarak
islevini canlilik içinde sürdürmesi mümkün
olmaktadir.
30Reiki
- Reiki vücudun kendi kendini tedavi eden dogal
yetenegini destekler - Reiki ruha ve vücuda canlilik verir
- Reiki ruhi denge ve zihinsel mükemmelligi
yeniden tesis eder - Reiki vücut enerjisini dengeler
- Reiki bloke edilmis enerjiyi çözer ve toplam
gevseme durumu gelistirir - Reiki alicinin ihtiyacina göre kendini ayarlar.
- Reiki hayvan ve bitkileri de etkiler
- Reiki en üst derecede rahat ve tamamlayici bir
tedavi metodudur.
31- AKUPUNKTUR Deri
- üzerinde belirli noktalara çok ince altin,
gümüs yada çelik igne batirilarak uygulanan bir
tedavi sistematigidir. - Akupunktur noktalari, vücut yüzeyindeki çizgisel
meridyenler üzerinde yerlesmislerdir. - Acus delmek,
- Puncture ignelemek
32- MÖ 3000 de Çinde uygulanmaya baslanmis
- Han Hanedani (MÖ 206MS 220) döneminde, teorik ve
pratik bilgileri belirlenmis - MÖ 2. yy Huan Di Nei Jing Yellow Emperors
Classic of Internal Medicine - MS 1100 Ibni Sina meridyenlerden bahsediyor.
33Temel Kavramlar
- Canli, canliligini belirli bir denge içinde
yürütür. Bu dengeyi tanimlamak için akupunktur
Ying ve Yang kavramlarini kullanir. - Eger Yin ve Yang denge halinde iseler canlinin
sagligi yerindedir.
34TAIJIBÜYÜK KUTUPLULUK
- YIN Toprak, kadin, gece, ay, kisalik,
agir olma,düsmeye meyil, iç organlar, kan,
eksizlik - YANG Hava, erkek, gündüz, hafiflik, deri,
- dis organlar, Qi, fazlalik
35- Yin ve Yang arasindaki etkilesim Qiyi
üretir. - Qi bi polar enerji akisini saglar
- Esas olarak iki Qiden bahsedilir birisi dogustan
kazanilan Qidir, digeri ise disaridan hava ve
besinlerlen alinan Qidir. - Iste bu iki Qinin birlesmesi ile canliliktaki
süreklilik olusur. Bu iki Qinin birlesmesiyle
olusan diger Qiler organlarda depolanip
organlarin fonksiyonlarini yerine getirmesini
saglar. - Akupunktur igneleri ile Qiye ulasilir. Bu Qi,
vital Qi kanallarda dolasir. Qi vücutta 3 sekilde
bulunur. Yüzeyel Qi kanallar boyunca akar. -
36- Yüzeyel Qi 14 çift düzenli ve 8 ekstra kanal
arasinda dolasir. Bu kanallar birbirlerine
kollateraller ile baglidir. Saglikli kisilerde,
kanallarda, kesintisiz bir sekilde bu enerji
dolasir. Radyoizotoplarin enjeksiyonlari ile
kanallarin varligi gösterilmistir. - Robert O. Becker, kanallarin varligini bazi
elektriki ölçümlerle göstermistir. Meridyenlerde
elektrik akiminin geçisine direnç, yani empedans
daha düsüktür. Meridyenler noktalarin birlesmesi
ile olusurlar.
37(No Transcript)
38(No Transcript)
39- GENOVA (1989)
- Akciger Meridyeni Lung Meridian LU
- Kalin Bagirsak M. Large Intestine M. LI
- Mide Meridyeni Stomach Meridian ST
- Dalak Meridyenii Spleen Meridian SP
- Kalp Meridyeni Heart Meridian HT
- Ince Bagirsak M. Small Intestine M. SI
- Mesane Meridyeni Bladder Meridian BL
- Böbrek Meridyeni Kidney Meridian KI
- Perikardium M. Pericardium M. PC
- Üçlü Iisitici M. Triple Energizer M. TE
- Safra Kesesi M Gallbladder Meridian GB
- Karaciger M. Liver Meridian LR
- Yönetici Damar M. Governor Vessel M GV
- Alici Damar M. Conception Vessel M CV
40AKUPUNKTUR NOKTALARI BATI TIBBINDA EN AZ
TARTISILAN KONULARDAN BIRIDIR
- Avusturyali histolog Dr. Kellner, on bin
milimetrekarelik deri parçasi üzerinde, - 20.000 histolojik kesit,
- Reseptör sayisi bir kat daha fazla, (0.16/0.32)
- Kesitlerin 80ninde akupunktur noktalarinda
arter, ven ve sinirler birlikte fasiyayi delerek
yüzeye çikiyorlar
41AKUPUNKTUR NOKTALARINA ÖZEL OLAN NEDIR?
- Akupunktur noktalari ve sinir bloklari için olan
yerlesimler benzerdir. - Katz J, Melzack R. Referred sensations in
chronic pain patients. Pain 1987 28 51-6. - Kaptchuk TJ. Acupuncture theory, efficacy and
practice. Ann Intern Med 2002 136 374-83. - Akupunktur noktalarinda siklikla sinir lifleri ve
vasküler yapilar konsantre halde bulunur. - Akupunktur noktalari siklikla derin fasia
katindan geçer. - Langevin HM et al. Relationship of acupuncture
points and meridians to connective tissue planes.
Anat Rec 2002 65 269-257.
42- Akupunktur noktalari çevrelerindeki deri alanina
oranla daha düsük elektrik dirence ve daha yüksek
elektrik potansiyeline sahiptirler. - Akupunktur noktalari elektrik dirençleri düsük
oldugu için ölçme aletleri ile kolayca
bulunabilir. Alman Dr. Woll noktalarin bu
özelliginden faydalanarak 1959da
elektroakupunkturun temel ilkelerini
olusturmustur.
43- Akupunktur anindaki etkiler objektif ve
subjektiftir. Subjektif etkilerin basinda
igneleme aninda duyulan hafif aci gelir. Diger
subjektif his Çinlilerin DE-QI dedikleri
uyusukluk, agirlik, agri ve gerilim tarzi tuhaf
bir histir. Basarili bir analjezi elde etmek için
DE-QI denilen bu hissi hastanin algilamasi
gerekir.
44- A delta liflerinin uyarilmasiyla meydana gelen
keskin bir agri - C liflerinin uyarilmasiyla meydana gelen künt bir
agri - Basinca duyarli korpüsküllerin uyarilmasiyla
agirlik hissi - Kapiller ve arteriollerin lokal vazodilatasyonuna
bagli olarak ignenin etrafinda kirmizi bir halka
olusmasi - Mikrosirkülasyonun artmasina bagli olarak igne
çevresinde sicaklik hissi - Elektriksel stimülasyona veya manipülasyona bagli
parestezi hissi
45AKUPUNKTURUN ETKILERI
- ANALJEZIK ETKI
- HOMEOSTATIK ETKI
- IMMÜNITEYI ARTIRICI ETKI
- SEDATIF ETKI
- PSIKOLOJIK ETKI
- MOTOR IYILESTIRICI ETKI
461.ANALJEZIK ETKI
- Agri her zaman subjektiftir,
- Hos olmayan bir duygu tecrübesidir,
- Heyecanlanma vardir,
- Doku hasari veya doku hasari olma egilimi
vardir, - Emosyonel bir bozukluktur (limbik sistemdeki
anormal bir aktiviteden dogar).
47KAPI KONTROL TEORISI
- 1965, Melzack ve Wall,
- Agri talamokortikal sisteme sinir impulsu
ulastigi zaman ortaya çikar. Agri
hissedilebilmesi için impulsun belli bir
seviyenin üzerine çikmasi gerekir. Impuls akisini
sinir sistemindeki kapilar düzenler. - Kapilar substansia jelatinozada.
- Arka kök lifler bu nöronlar ile sinaptik baglanti
kurarlar. Buradan talamus ve kortexe aktivite
iletilir.
48-
- Posterior kökteki ince, miyelinli A grubu
delta lifleri agri lifleridir. Kapiyi açarak
agrinin geçisini saglarlar. - Kalin, miyelinsiz C lifleri ise kapiyi
kapatarak agriyi önlerler. Bu kalin lifler
dokunma ve basinç reseptörlerine baglidirlar. - GATE TEORISI BIZE DOKUNMA VE BASINÇ
RESEPTÖRLERINE BASARAK AGRI HISSININ NASIL
KÖRELEBILECEGINI AÇIKLAR. - Akupunktur uygulamasi ile miyelinsiz ve kalin
agri liflerinden olusan C lifleri uyarilirlar. Bu
liflerin uyarilmasi ile agri impulsu iletimine
izin veren kapilar kapanarak agri önlenir.
49NOSISEPTIF AFFERENT SISTEM TEORISI
-
-
- Agrinin kendisine has bir afferent sistemi
vardir ve bu normalde inaktiftir. - Agri dokularda bir patoloji oldugunda ortaya
çikan bir duygudur. Nosiseptive denilen agri
reseptörleri asiri derecede mekaniksel, sicak,
soguk ve kimyasal etkilerle aktive olurlar.
Nosiseptörlerden gelen ince afferent lifler
anterolateral trakt ile beyne ulasir ve limbik
sistemde agri algilanir. - Ayni yerde bulunan mekanoreseptörlerden
merkezlere tasima yapan afferent lifler ise
kalindir ve bunlarin uyarilmasi nosiseptif
afferent impulsun beyne tasinmasi üzerinde
inhibisyon etkisi yaratir. -
-
50- Mekanoreseptörler aldiklari inhibitör impulsu
tasirken nosiseptif afferent impulsun beyne
tasinmasini engellerler. Eger mekanoreseptör
afferent aktivitesi yüksek tutulursa agri
kortexe ulasmaz. - NOSISEPTIF AFFERENT SISTEM TEORISI, DOKU
VIBRASYONU VE ELEKTRIKSEL SITIMÜLASYON YADA
AGRIYAN YERE MASAJ YAPILMASI ILE ELDE EDILEN
ANALJEZIYI AKUPRESSOR MEKANORESEPTÖRLERIN
UYARILARAK NOSISEPTIF AFFERENT LIFLERLE TASINAN
AGRI IMPULSUNUN INHIBE EDILMESI ILE IZAH EDER. -
-
51- Akupunktur igneleri ile mekanoreseptör
afferentlerin stimülasyonu agriyi giderir. -
- Bu sistemde mekanoreseptör afferentleri
inhibitör etkilidir, nosiseptif afferent
aktivitenin santral sinir sistemine girisinde
supressiv etki olustururlar. -
52ENDORFIN TEORISI
- Talamo-kortikal algilama ile talamusdan
kortexin 3 bölgesine lifler uzanir. Paryetal
bölgenin aktive olmasi kisinin agri hissetmesine
sebep olur. Ayni zamanda agrinin vücutta hangi
dokuda oldugunun ve agrinin yakici, zonklayici,
biçak saplanir gibi kalitatif özelliklerini de bu
bölge algilar. Bu sistemde aci algilanmaz, Aci
frontal lobda limbik sistemde algilanir. Temporal
bölgede de hafizaya islenir. Beynin bu üç
bölgesindeki nöronlarin uyarilirligi retiküler
nöronlar ile ilgilidir. Retiküler nöronlarin
uyarilabilirligini birçok faktör degistirebilir.
53- Retiküler nöronlarin aynen periferdeki
mekanoreseptörlere benzer görevleri vardir. Bu
sistemden çikan aksonlar spinal kordan asagiya
iner ve apikal spinal internöronlar ile sinaps
yapip onun üzerinden inhibisyona sebep olurlar.
Yani nosiseptif afferentlerin iletimi hem
mekanoreseptör afferentlerle hem de retiküler
axonlarla engellenir. Bu inhibisyonun bir sekli
orta beyinden salinip BOSa geçen endorfinlerin
retiküler sistemi etkileyip periferal nosiseptif
etkiyi engellemesidir. Endorfinler retiküler
sistemin aktivitesini artirir ki o da inhisyonu
artirir. - AKUPUNKTUR UYGULAMASI ENDORFIN DÜZEYLERINDE
ARTISA NEDEN OLMAKTADIR.
542. HOMEOSTATIK ETKI
- Otonom sinir sistemi iç organlarin çalismalarini
sürekli ve otomatik olarak kontrol eder. - Homeostasi iç sartlarin sabit sekilde muhafazasi
demektir. - Homeostazis vücudun sempatik ve parasempatik
sisteminin dengeli çalismasi ile olmaktadir.
55- Derideki özel noktalar uyarilinca özel sinirler
uyarilir. - Elektriksel impulslar spinal korda ve beynin alt
merkezine ve buradan da hastalikli alana
giderler. - Vücudun her bir parçasi sinirle kontrol edilir.
- Parça ne kadar küçük olursa olsun bu degismez.
Bir sinir bir çok sinirle beraber gruplar
olusturur.
56- Vücudun belli bir kismi bu grubun direkt ve
indirekt bir sekilde kontrolü altindadir. - Bu gruptan bir sinirin uyarilmasi ile vücudun o
parçasi etkilenmis olur. - Bu etki bazen aktivite artisi bazen ise azalisi
seklinde olabiliyor.
57- Akupunktur otonom sinir sistemi üzerinden,
homeostazi saglar, - su ve elektrolit dengesini düzenler, vital
fonksiyonlari düzenleyici etki gösterir
583. IMMÜNITEYI ARTIRICI ETKI
- Akupunktur hastaliklara karsi vücudun direncini
artirir. - Lökositlerin sayilarinda, opsoninlerin,
kininlerin ve antikorlarin ise seviyelerinde
degisiklik yapar. -
59- Immün aktivitenin düzenlenmesi üç faktörle
olusturulur. - Sitokinler
- Timik hormonlar ve ilgili maddeler
- Siklik nükleoidler
- Akupunkturun sitokinler üzerinde etkin oldugu
gösterilmistir. - T lenfositlerden interferon salinimini artirir.
- Lökosit sayisi akupunkturu takiben üç saat sonra
artar. Bu artis 24 saat devam eder.
60- Kc retiküloendoteliyal sistem hücrelerinde
fagositik aktivite 6. günde 49, 12. günde 63
oraninda artar. - Baslangiçta Ig M artar, 5. güne dogru azalir.
- Li 4 ve St 36 noktalarinin uyarilmasi ile T
helper hücrelerinin sayisinda artis gözlenmistir.
- AKUPUNKTUR HÜMORAL VE HÜCRESEL IMMÜN
FONKSIYONLARI ARTIRIR.
61- Immün sistem ile akupunkturun en önemli birlesme
kavsagi sinir sistemidir. - Sinir sistemi hem immün sistemi modüle eder, hem
de akupunktur mekanizmasinda rol oynar.
62AKUPUNKTURDA NÖRAL MEKANIZMA
- Akupunktur noktasinin sinirlerden arindirilmasi
noktanin tedavideki etkinligini ortadan kaldirir. - Akupunktur stimülasyonuna cevap ya direkt nöral
yollarla veya nöro kimyasal islevler
(nörotransmitör, nöromodülatör, nörohormonlar)
veya humoral ve hormonal yollarla olur.
63YAPILAN HAYVAN ÇALISMALARINDA SU TESBITLER
YAPILMISTIR
- Elektroakupunktur, mast hücrelerinin
degranülasyonunu artirarak, histamin, serotonin
gibi mediatörlerin salinimini saglar. - Redüklenmis glutatyonu artirir. Bu etkisi
hipofizektomi, adrenalektomi, sempatektomi ve alt
ekstremitelerin denervasyonu ile azalir. - Lökosit sayisi 30 dk sonra düser sonra yükselmeye
baslar üçüncü saatte 168e kadar artis orani
gözlenebilir.
64- Albümin, alfa-1 ve alfa-2 globülinleri artar.
- Plazmanin bakterisidal gücü artar.
- Antikor üretimi artar.
- Fagositik index artar.
654.SEDATIF ETKI
- EEG de delta ve teta dalgalari azalir. Bu yüzden
uyku bozukluklarinin tedavisinde kullanilir. - Seans sirasinda uykuya siklikla rastlanir.
- Tedavi sonucu kisiler kendilerini dinlenmis ve
stresten arinmis hissedeler. - Bu özelliginden dolayi akupunktur epilepsi, ilaç
bagimliligi, fobiler, davranis bozukluklari,
anxiete tedavilerinde kullanilir.
665.PSIKOLOJIK ETKI
- Akupunkturun sakinlestirici ve yatistirici etkisi
vardir. - Bu etki dopamin, gibi beyindeki bazi
kimyasallarin degismesi sonucudur. - Sempatoadrenal sistemin hiperaktivasyonu ile
olustuguna inanilan anxiete, endorfinler ile
giderilebilir. - Dopamin salgilatilarak da bir çok psikolojik
rahatsizlik tedavi edilebilmektedir.
67Akupunktur Etkilerini Açiklamak Amaciyla Ileri
Sürülen Teoriler
- A.NÖROLOJIK TEORILER
- Somato Visseral Teori (Ishikawa, 1949-62) (Felix
Mann, 1960) - Kapi Kontrol Teorisi (Melzack, Wall, 1965)
- Multiple Kapi Teorisi (Zhang Xingtong, 1970)
- Talamik Integrasyon Teorisi (Zhang Xinghong,
1972) - Otonomik Nöron Teorisi (Tirgoviste, 1973)
- Talamik Nöron Teorisi (Tsun-Nin Lee, 1977-78)
- Motor Kapi Teorisi (Jayasuria ve Fernando, 1977)
- Kortikal Inhibisyon Sorround Teori
(Neo-pavlivian) -
68- B. HUMORAL TEORILER
- 5-Hidroksi Triptamin Teorisi (Zhang Xingtons,
1974-76) - Endorfin Salinim Teorisi (Bruce Pameranz, 1976)
- Öteki Humoral Teoriler
- C. BIYOELEKTRIK TEORILER
- Kirlian ve Kirlian, 1939
- Beker ve ark., 1976
69- D. EMBRIYONIK TEORILER
- Felix Mann, 1972
- E. PLASEBO ETKI TEORILERI
- American Medical Association, 1972
- F. SAVUNMA MEKANIZMASI VE YUMUSAK DOKU
REJENERASYON TEORISI - Cracium, 1972
-
70- G. PSIKOJENIK VE IDEOLOJIK TEORI
- Hipnoz Teorisi, Kroger ve ark., 1972
- H. KATASTROFIK TEORI
- R.Thom, 1975
- I. GELENEKSEL ÇIN TIBBI TEORILERI
- Bilimsel Akupunktur Kitabi Dr. Nüzhet Ziyal
- Temel Akupunktur Kitabi Dr. Ibrahim Tekelioglu
71Akupunkturun Etkisi Için Afferent Iletim Gerekir
- Kalin liflerin hasarlanmasi
- Akupunktur noktalarina prokain infiltrasyonu ile
akupunktur etkisiz kalir
Akupunktur endorfin ve endojen opiat salinimi
yapar ancak uzun dönemde analjezi bu etkiden
bagimsizdir
Pomerantz B et al. Naloxone blockade of
acupuncture analgesia endorphin implicated. Life
Sci 1976 19 1757. Levine JD et al. Observations
on the analgesic effects of needle puncture
(acupuncture). Pain 1976 2 149.
72- Genetik olarak opiat reseptörü olmayan siçan
türlerinde akupunktur etkili olmamistir. Çünkü
akupunktur etkinligi bu reseptörlerin etkinligine
baglidir.
73Elektroakupunkturda Farkli Frekanslar Farkli
Opioid Reseptörlerini Etkiler
- Chen XH et al. Analgesia induced by
electroacupuncture of different frequencies is
mediated by different types of opioid receptors
another cross-tolerance study. Behav Brain Res
1992 47 143-9.
74Akupunktur Etki Mekanizmasi ile Ilgili Yeni
Kanitlar
- Akupunktur nöropeptitlerin gen ekspresyonunu
stimule eder - Gao M et al. Brain substrates activated by
electro acupuncture (EA) of different
frequencies II. Role of fos/jun proteins in EA
induced transcription of proenkephalin and
pre-prodynorphin genes. Brain Res 1996 43
167-43.
Protein sentezi-Biyofizyolojik degisiklikler
Ekstrasellüler matriks
modifikasyonu??
75- WHO (Dünya Saglik Teskilati) 1979 yilinda
akupunkturun bilimselligini kabul etmis ve onula
ilgili çalismalari koruma altina almistir. - 1991 yilinda Avrupa birliginde tip alaninda
ortak çalismanin saglanmasi amaci ile tip dallari
gruplandirilmis ve akupunktur Tamamlayici Tip
adi altindaki gruplandirmada yerini almistir.
76- AKUPUNKTURUN ETKINLIGI VE ENDIKASYONLARI
77- 1997 de Amerikan Ulusal Saglik Enstitüleri (NHI)
tarafindan yayinlanan bildirideAkupunkturu
destekleyen verilerin, kabul görmüs pek çok
modern tibbi tedaviyi destekleyen veriler kadar
güçlü oldugu sonucuna vardiklarini ifade
etmislerdir. - 1996tida Dünya Saglik Örgütü (WHO) akupunkturun
etkinligi üzerine, klinik çalismalardan elde
edilmis genis veritabaninin incelenmesine dayali
bir rapor yayinlamistir. - Bu rapora göre akupunkturun etkinlik derecesi
göz önüne alinarak kullanilabilecegi klinik durum
ve semptomlar su sekilde siralanmistir.
781. AKUPUNKTUR TEDAVISININ ETKINLIGI, KONTROLLÜ
ÇALISMALARLA KANITLANMIS HASTALIK, SEMPTOM VE
DURUMLAR
79- DIS
- Dis agrisi
- KBB
- Allerjik rinit
- ENFEKSIYON HASTALIKLARI
- Akut basilli dizanteri
- IMMUNOLOJIK
- Romatoid artrit
80- IÇ HASTALIKLARI
- Bilier kolik
- Epigastrik agri (peptik ülser, gastrit, gastrik
spasm) - Hipertansiyon
- Hipotansiyon
- Bulanti, kusma
- Lökopeni
- Renal kolik
81- KADIN DOGUM
- Primer dismenore,
- Fetal malpozisyon,
- Gebelik bulantisi
- Dogum indüksiyonunda
- ONKOLOJI
- Radyoterapi ve kemoterapiye bagli yan etkiler
- PSIKIYATRI
- Depresyon
82NÖROLOJI-ORTOPEDIFTR
- Fasiyal agri ve spazm
- Fibromyalji
- Bas agrisi-Migren
- Diz agrisi
- Sirt agrisi
- Omuz periartriti
- Post op agri
- Siyatik
- Burkulma
- Inme
- Temporamandibular eklem disfonksiyonu
- Epikondilit
832. AKUPUNKTURUN TERAPÖTIK ETKISI GÖSTERILMIS
FAKAT DAHA FAZLA KANITA GEREK DUYULAN HASTALIK,
SEMPTOM VE DURUMLAR
84- BAGIMLILIK
- Alkol
- Opium, kokain, eroin
- Sigara
- DERMATOLOJI
- Akne vulgaris,
- Nörodermatit
- Pruritis
85- GENITOÜRINER
- Erkek seksüel disfonksiyonu
- Kadinlarda üretral sendrom
- Kronik prostatit
- Tekrarlayan alt üriner sistem enfeksiyonu
- Ürolitiazis
86- KBB
- Kulak agrisi
- Epistaksis
- Subkonjunktival enjeksiyona bagli göz agrisi
- Menier
- Sjögren sendromu
87- ENFEKSIYON HASTALIKLARI
- Epidemik hemorajik ates
- Hepatit B tasiyiciligi
- Herpes zoster
88- IÇ HASTALIKLARI
- Karin agrisi
- Bronsial astim
- Kolesistit
- Kolelitiyazis
- DM
- Hiperlipidemi
- Ülseratif kolit
- Gastrokinetik rahatsizliklar
89- KADIN DOGUM
- Kadin infertilitesi
- Hipogonadizm
- Dogum agrisi
- Laktasyon bozuklugu
- Menstrüel agri
- Polikistik over sendromu
- Premenstrüel sendrom
90NÖROLOJI-ORTOPEDI-FTR
- Omurga agrisi
- Boyun tutulmasi
- Inme rehabilitasyonu
- Tietze sendromu
- Tourette sendromu
- Bell paralizi
- Karpal tünel sendromu
- Kapali kafa travmasi
- Osteartrit ve gut artriti
- Radiküler agri
- Refleks sempatik distrofi
91- ONKOLOJI
- Kanser agrisi
- PSIKIYATRI
- COMPETITION STRESS SYNDROME
- Sizofreni
- VASKÜLER
- Tromboanjitis obliterans agrisi
- Reynaud sendromu
- Vasküler demans
92- DIGER
- Obezite
- Endoskopik girisimlere bagli agri
- Postoperatif derlenme
- Ilaç kaynakli hipersalivasyon
933. SADECE BAZI KONTROLLÜ DENEMELERDE TERAPÖTIK
ETKILER RAPOR EDILEN FAKAT AKUPUNKTURUN YALNIZCA
GELENEKSEL TEDAVILER ÇOK ZOR OLDUGU ZAMAN
DENENEBILECEGI HASTALIK, SEMPTOM VE DURUMLAR
94- Kloazma
- Koroidopati
- Renk körlügü
- Sagirlik
- Hipofreni
- Irritabl barsak sendromu
- Nörojenik mesane
- Korpulmonale
- Küçük havayollarinda obstrüksiyon
95AKUPUNKTURUN YARARLARI NELERDIR?
- Akupunktur tedavisinin eklenmesi ile saglik
durumunda genel iyilesmeler gözlenmistir. - Örnegin, 762 hastanin oldugu bir çalismada
akupunktur uygulanmasi ile 8 degerlendirme
ölçütünden 7 sinde iyilesme gözlenmistir. (Genel
saglik, Vücut agrisi, Canlilik, Sosyal
islevsellik, Zihinsel saglik, Fiziksel ve Ruhsal
yeterlilik)
96ÜLKEMIZDE AKUPUNKTUR UYGULAMASI
97- Ilk olarak Bakanlik Tedavi Hizmetleri Genel
Müdürlügü tarafindan hazirlanan Akupunktur
Tedavi Yönetmeligi 29.05.1991 tarih ve 208815
sayili Resmi Gazetede yayinlanarak yürürlüge
girmistir. - Akupunktur hizmetlerinin yürütülmesi islemi daha
sonra Temel Saglik Hizmetleri Genel Müdürlügüne
devredilmistir. Temel Saglik Hizmetleri Genel
Müdürlügü tarafindan yeni bir Yönetmelik
hazirlanmis ve hazirlanan Akupunktur Tedavisi
Uygulanan Özel Saglik Kuruluslari ile Bu
Tedavinin Uygulanmasi Hakkinda Yönetmelik - 17 Eylül 2002 tarih ve 24879 sayili Resmi
Gazetede yayinlanarak yürürlüge girmistir.
98- Akupunktur tedavisi uygulayacak hekimlerin,
kimleri, hangi sartlarda ve hangi hastaliklarda
tedavi edebileceklerine, akupunktur tedavi
uygulamasini ögrenmek için gerekli teorik ve
pratik uygulama müfredati ile sertifika
verilmesinin saglanmasi ve verilen sertifikalarin
degerlendirilmesi ile ilgili tavsiye kararlarini
almak üzere bakanlikça Akupunktur Bilim
Komisyonu kuruldu.
99AKUPUNKTUR EGITIMI
-
- Akupunktur Bilim Komisyonu tarafindan kabul
edilen 480 saatlik GENEL AKUPUNKTUR EGITIM
MÜFREDATIna göre 160 saatlik kismin pratik
egitim olmasi ve egitim alan kisinin en az 30
degisik vaka üzerinde uygulama yapmasi
gerekmektedir. - Egitim süresince kisinin teorik ve pratik
egitimlerinin her birinin en az 80 ine
katilmasi gerekir bu süreden az katilim olmasi
durumunda kisi sinava alinmaz.
100AKUPUNKTUR TEDAVISI UYGULAMA YETKISI
- Akupunktur tedavisi uygulayacaklarin kanun
geregince hekim, dis hekimi yada veteriner ve
ayrica akupunkturist olmalari sarttir. - Akupunkturist olabilmek için Bakanlikça
düzenlenmis Akupunktur Tedavisi Uygulama
Sertifikasi na sahip olmak gerekir.
101(No Transcript)
102(No Transcript)
103- Yeni Yönetmelik Kapsaminda
- 198 yurt içinde,
- 130 yurt disinda egitim alan,
- Toplam 328 hekime akupunktur sertifikasi
düzenlenmistir. - Akupunktur sertifikasi düzenlenen hekimlerin
40i Anesteziyoloji ve Reanimasyon, Fizik Tedavi
ve Rehabilitasyon ve Nöroloji uzmanlaridir.
104Akupunktur Batida Günümüzde Ne Kadar Yaygin
Kullaniliyor?
- INGILTERE, Eriskin toplumun 7si akupunkturu
denemis. - Vickers A et al. Acupuncture. Qual Saf Health
Care 2002 11 92-7. - AMERIKA BIRLESIK DEVLETLERI, Yilda bir milyon
ABDli 10 milyon kez tedavi seansina gidiyor. - Zhao C et al. Traditional and evidence based
acupuncture in headache management theory
mechanism and practice. Headache 2005 45
716-30.
105- Avusturya ve Almanyada akupunktur tedavi
ücretleri-saglik sigortalari tarafindan
karsilanmaktadir. - Basta Fransa olmak üzere Avusturya, Ingiltere ve
Almanya gibi bati ülkelerinde akupunktur tip
egitimi içinde okutulmaktadir.
106Akupunktur bilimsel, ilaçlarla görülen yan
etkilere sahip olmayan, basit, emniyetli ve
ekonomik bir yöntemdir. Akupunktur noktasinin
varligi somuttur. Bu noktalarin uyarilmasi sonucu
ortaya çikan sonuçlar tekrarlanabilir,
ölçülebilir ve sorgulanabilir.
107- Akupunktur, bütüncül bir yaklasimla modern tibba,
insanin parçalarin tek tek toplamindan
olusmadigini, her parçasinin bütün içersinde
birbiri ile iliskili olduklarini ve tedavide
mühim olanin bütünlügün muhafaza edilmesi
oldugunu hatirlatmaktadir. - Akupunktur yanlis bir anlayisla mevcut tibbin
rakibi, alternatifi olarak görülmüstür. Oysa
akupunktur mevcut tibbin bir rakibi degil onun
bir tamamlayicisidir.
108Akupunktur Tedavi Örnekleri
- Abdominal distention and pain L.I.-11,
- ST-33, ST-36, SP-4, BL-20, BL-25, KID-16,
- KID-19, LIV-13, Tituo (N-CA-4)
- Abdominal distention and constipation SP-14
- and watery diarrhoea LIV-14
- ALOPECIA BL-16
- BLOOD all blood diseases BL-17 blood (jia)
masses P-6 - BREATH difficult breathing L.I.-13, L.I.-17,
DU-16, REN-22
109- CONSTIPATION
- ST-22, ST-25, ST-37, ST-40, ST-41, ST-44, SP-2,
- SP-3, SP-5, SP-13, SP-15, SP-16, BL-25, BL-26,
- BL-27, BL-28, BL-32, BL-33, BL-34, BL-39,
- BL-51, BL-56, BL-57, KID-1, KID-4, KID-6,
- KID-7, KID-14, KID-15, KID-16, KID-17,
- KID-18, SJ-5, SJ-6, GB-27, GB-34, LIV-1, LIV-2,
- LIV-3, LIV-13, REN-6
- Difficult defecation BL-28, BL-34, BL-36,
- BL-52, BL-54, BL-60, KID-3, KID-19, LIV-3,
- LIV-4, DU-1, REN-12
- Difficult defecation or urination BL-30, KID-8
110- DIARRHOEA
- (see also Dysenteric disorder, Stool)
- LU-5, ST-20, ST-22, ST-23, ST-25, ST-37,
- ST-39, ST-44, SP-2, SP-3, SP-4, SP-6, SP-7,
- SP-9, BL-20, BL-21, BL-22, BL-24, BL-26,
- BL-27, BL-28, BL-34, BL-35, BL-47, BL-48,
- BL-65, KID-7, KID-8, KID-10, KID-14,
- KID-15, KID-16, KID-17, KID-20, KID-21,
- P-3, P-6, SJ-18, GB-29, LIV-6, LIV-13, DU-5,
- DU-6, REN-4, REN-5, REN-6, REN-12,
- Luozhen (M-UE-24), Jinjin/Yuye (M-HN-20),
- Shixuan (M-UE-1)
111- inability to eat and drink BL-25, KID-27
- inability to eat ST-4, BL-17, GB-8, DU-9
- inability to taste food or drink ST-13, DU-20
- lack of appetite ST-19, ST-20, ST-21, ST-22,
- ST-23, ST-25, ST-36, ST-45, SP-6, SP-8, BL-20,
- BL-21, KID-24
- no desire to eat BL-48, BL-64, KID-22,
- KID-23, GB-28, GB-39, LIV-4, LIV-8, LIV-13,
- DU-7 or drink ST-39, SP-1, SP-4, SP-9, SJ-1,
- REN-9, REN-10
112- ECZEMA SP-6, SP-10, BL-40, GB-30
- HAEMORRHAGE chronic BL-20
- HAEMORRHOIDSLU-6, SP-3, SP-5, BL-24, BL-27,
BL-39, BL-54,BL-56, BL-57, BL-58, BL-65, P-8,
SJ-10,GB-39, DU-1, DU-2, DU-4, REN-1,
Erbai(M-UE-29) - HEAVINESS OF THE BODY ST-15, BL-17, LIV-4
113- INFERTILITY/DIFFICULT CONCEPTION
- ST-25, ST-28, ST-29, ST-30, SP-5, SP-6, BL-30,
- BL-31, BL-32, BL-33, BL-60, KID-1, KID-2,
- KID-10, KID-13, KID-14, KID-18, KID-19,
- GB-26, LIV-11, REN-3, REN-4, REN-6,
- REN-7, Zigong M-CA-18
- MEMORY LOSS
- LU-7, L.I.-11, HE-3, HE-7, BL-15, BL-43, KID-1,
- KID-21, KID-3, P-5, P-6, GB-20, DU-11, DU-20,
- REN-14
114- MOUTH erosion of SI-1, P-8
- OEDEMA
- L.I.-6, ST-12, ST-22, ST-25, ST-28, ST-36,
- ST-43, SP-4, SP-6, SP-7, SP-8, SP-9, BL-20,
- BL-22, BL-23, BL-50, BL-52, BL-53, KID-6,
- KID-7, KID-14, GB-8, GB-29, DU-21, REN-3,
- REN-5, REN-7, REN-9
115