R - PowerPoint PPT Presentation

1 / 29
About This Presentation
Title:

R

Description:

Onun asil ilgisi bilimi anlamak, ... 1- Hipotez veya teorinin bilimde yer ve i levini iyi anlayamam olmas 2- Matematiksel y ntemlerin bilime ... – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:76
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 30
Provided by: Kimy150
Category:
Tags: bilimi

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: R


1
RÖNESANS DÖNEMI BILIM
  • Rönesans'i, Ortaçag ile Yeniçag arasinda geçen
    zaman dilimi olarak tanimlayabiliriz ancak
    Ortaçag ansizin sona ermedigi gibi Yeniçag da
    ansizin baslamamistir. Ayrica Ortaçag'in bitmesi
    ve Yeniçag'in baslamasi her ülkede ayni
    tarihlerde gerçeklesmemistir örnegin Italya'da
    diger ülkelerden daha önce, 14. yüzyilin
    ortalarinda baslamistir.
  • Bu dönemin sinirlari yaklasik olarak 1350'lerden,
    Giordano Brunonun 600 yilinda ölümüne kadar
    uzanan süreç olarak kabul edilir. Bu süreci,
    Galileinin ilk büyük kitabi Dialogo Sapra i due
    Massimi Sistemi del Mondoyu (Iki Büyük Dünya
    Sistemi Üzerine Diyalog) yayinladigi 1632 yilina
    kadar uzatmak da mümkündür ancak kuskusuz ki
    hiçbir dönem, ne bütün ülkeler için, ne de belli
    bir ülkenin tümü için geçerli olabilir.
  • Ortaçag'in karakteristik özelliklerinden birisi
    yeniliklere karsi duyulan korkudur. Rönesans ise
    bu konuda daha hosgörülü olmustur. Her yenilik
    sorunlar yaratmis, ancak yenilikler insanlarin
    karsisina giderek artan bir siklikla çikmaya
    baslayinca, bunlara alisilmis ve yeniliklere
    karsi daha az güvensizlik duyulur olmustur
    sonunda insanlar yeniliklerden hoslanmislardir.

2
Rönesans
  • Rönesans kelime olarak Yeniden dogus demektir.
  • Italyanca karsiligi Rinascimento, ri-tekrar,
    nascere-dogmak
  • Rönesans Floransa baslayan 14. yy ile 16.yy lik
    bir dönemi kapsayan Avrupa düsünce ve sanatindaki
    atilimlarin yanisira, birtakim degisimlerin ve
    yeni degerlerin maddi, manevi ve teknik
    gelisimiyle kendi ni gösteren dönemdir.
  • Rönesans, Ortaçagin sonunu vurgularken modern
    zamanlarin kapisini açar.
  • Rönesans kelimesi ilk kez 1550 yilinda G.Vassari
    tarafindan yazilan Ünlü Italyan, mimar, ressam
    ve heykeltraslarin yasamlari adli eserinde
    kullanilmistir.
  • Rönesans, diger bütün özellikleri bir yana,
    Ortaçag'in kavramlarina ve yöntemlerine karsi bir
    baskaldiridir. Hepimizin bildigi gibi her nesil
    kendineden önceki nesile degisik nedenlerden
    dolayi kizar. Fakat Rönesans'da yapilan
    baskaldiri, digerlerine göre daha sert olmustur.
  • Fransiz tarihçisi Michelet, Rönesansi dünyayi
    ve insani kesfetme olarak niteler

3
  • Bilim alaninda, yapilan yenilikler devrim
    niteligindedir.
    Rönesans döneminin bilim adami yeni bir bakis
    degil, yeni bir olusum ortaya koymustur.
  • Bu yeniliklerin basinda cografi kesifler
    gelmektedir. Bu kesifler Portekizli Gemici Henry
    tarafindan baslatilmis ve digerleri tarafindan
    devam ettirilmistir. Sadece birkaç isim
    hafizalarimizi tazelememiz için yeterli
    olacaktir
  • Bartholomeu Dias,
  • Kristof Kolomb,
  • Vasco De Gama,
  • Amerigo Vespucci,
  • Magellan.
  • Rönesans, cografi kesiflerin gerçek anlamda
    altin çagi olmus, 1600 yilina varildiginda
    bilinen dünya yüzeyi iki katina çikmistir. Yeni
    iklimler ve doganin yeni yüzleri ortaya
    çikarilmistir.

4
  • COGRAFI KESIFLERIN NEDENLERI
  • 1.Dini ve Siyasi Nedenler
  • a)Türklerin Istanbulu alarak Avrupanin
    ortasina kadar ilerlemesi
  • b) Hristiyanligi baska toplumlara yayma istegi.
  • 2.Ekonomik Nedenler
  • a)Portekiz ve Ispanya devletlerinin topraklari
    Iber yarimadasi üzerinde idi. b b)Artan nüfusun
    ihtiyacina topraklarin verimliliginin cevap
    vermemesi. c)Akdeniz ticaretinin de ellerinde
    olmamasi.
  • COGRAFI KESIFLERI KOLAYLASTIRAN ETKENLER
  • 1. Hurafelere inanmayan cesur gemicilerin bu
    ülkelerde yetismesi.
  • 2. Pusulanin bulunmasi.
  • 3. Okyanuslara dayanikli gemilerin yapilmasi.
  • 4. Cografya bilgisinin özellikle haritaciligin
    gelismesi.
  • 5.Matbaanin icadi ile edinilen bilgilerin çok
    hizli yayilmasi.

5
COGRAFI KESIFLERIN SONUÇLARI
  • 1. Dünya hakkindaki bilgiler degisti. Haritalarda
    üç eski kitanin yanina önce Amerika sonra da
    diger kitalar eklendi. Ayrica Dünyanin yuvarlak
    oldugu anlasildi. Bu da kilisenin
  • Dünya hakkindaki fikirlerinin geçersiz oldugunu
    bir kez daha ortaya koydu.
  • 2. Kesifler sonucunda Portekizlilerin Kizildeniz
    ve Basra körfezini kapatmalari ve yeni yolu
    kullanmalari Akdeniz ticaretini geriletti.
  • 3. Bati Avrupada bulunan Atlas Okyanusu
    kiyisindaki limanlar önem kazandi.
  • 4. Yeni kesfedilen yerlerde Katolik Hristiyanlik
    yayildi.
  • 5. Bir çok insan yeni kesfedilen yerlere göç
    ederek, Avrupada da fazla nüfusun dogurdugu
  • sikinti giderildi.
  • 6. Uzak ülkelerin sömürülmesi için büyük
    sirketler kuruldu.
  • 7. Avrupaya getirilen degerli madenler fiyat
    arttirimina sebep oldu. Bundan da burjuva ve
    köylü sinifi etkilendi.
  • 8. Bir çok yeni bitki ve hayvan türü yeni
    kitalara tasindi. Avrupalilarca bilinmeyenler de
    eski kitalara getirildi. Tütün gibi yeni
    kesiflerle tütün içimi gibi yeni aliskanliklarin
    olusmasina neden oldu.
  • 9. Avrupalilar pek çok yeni irk ve kültür
    hakkinda bilgi sahibi oldu.
  • 10. Uzun süren yolculuklar bazi gida yoklugundan
    yeni hastaliklarin ortaya çikmasina sebep oldu.
    Salgin hastaliklar yayildi.
  • 11. Avrupalilar, kitalarina getirdikleri degerli
    mallarla gelecekte kuracaklari sanayi
    inkilaplarinin sermayesini olusturdular ve
    mallarini satacak büyük pazarlara ve ham madde
    ihtiyacini karsilayacaklari sömürgelere sahip
    oldular.

6
Rönesans
  • Rönesans, insanin kendi üzerine egildigi, kendini
    kesfettigi ve hümanist görüsün önem
  • kazandigi bir dönemdir. Ortaçag'da egemen olan
    Hristiyan anlayisina göre bu dünyanin
  • degeri, insani öbür dünyaya hazirlayisi ile
    ölçülüyordu. Oysa hümanistler insanin bu
  • dünyadaki yasami ile ilgilenmislerdi. Insan,
    insan olarak bütün gücü, bedeninin bütün
  • güzelligi, sevinci ve kederi, bütün duygulari,
    yanilgilari ve tutkulari ile ele alinip
  • incelenmeliydi. Bütün bunlar insanin kendi
    üzerine egilmesine, baska deyisle, insanin
  • kendini kesfetmesine neden olmustur.
  • Rönesans dönemi yenilesmenin çikis noktasi
    Antikçag düsüncesi, karsisinda oldugu
  • anlayis ise Ortaçag düsüncesidir. Fakat zamanla
    ilginç bir sonuç ortaya çikmistir çünkü
  • yeniden dogus Antikçag kaynaklarina geri dönmek
    suretiyle gerçeklesmis olmakla
  • birlikte, edebiyat ve felsefede, özellikle de
    bilimde Antikçagin disinda, hatta karsisinda
  • birtakim sonuçlara ulasilmistir. Nitekim bilimde
    Kopernik ile baslayan degisim, Aristo
  • tarafindan temsil edilen Antikçag bilim
    anlayisinin kökten sarsilmasiyla sonuçlanmistir.
  • Diger bir ifadeyle Rönesans düsüncesinin Ortaçag
    düsüncesine karsi tutumunun dayanak
  • noktasi Antikçag düsüncesi olmus, fakat sonuçta
    Antikçag düsüncesi kökten degismistir.
  • Rönesansin önemi de buradadir yani kültür
    hareketi olarak baslayip birçok alanda yeni
  • bir anlayisin ortaya çikmasidir.

7
Rönesans'in Nedenleri      
  •       Ortaçag'in sonlarina dogru kültür ve
    sanatta önemli bir birikimin olusmasi.    
     Avrupa'nin Ispanya'da Endülüs Emevi Devleti ve
    Sicilya araciligi ile Islam Medeniyeti'ni
    tanimasi.      Matbaanin genis kullanim
    alanina girmesiyle yeni bulus ve düsüncelerin
    yayilmasi.      Avrupa'da kültür ve sanat
    faaliyetlerini destekleyen, bilim adamlari ve
    sanatkârlari himaye eden varlikli kisilerin
    (mesenlerin) ortaya çikmasi.      Cografi
    Kesiflerden sonra zenginlesen Avrupa'da, sanattan
    ve edebiyattan zevk alan bir sinifin ortaya
    çikmasi.      Antikçag (Eskiçag) eserlerinin
    incelenmesi.      Istanbul'un fethinden sonra
    Bizansli bazi bilginlerin Italya'ya göç ederek
    eski Yunanca'yi ögretmeleri ve eski eserleri
    tanitmalari.

8
  • Rönesans'in Sonuçlari      Avrupa ülkelerinde
    bilim, sanat, edebiyat alanlarinda yeni bir dünya
    görüsü ortaya çikti.      Skolastik düsünce
    yikildi. Düsüncede serbest bir ortam dogdu.    
     Deney ve gözleme dayanan pozitif düsünce ortaya
    çikti.      Kilise zayifladi. Bu durum Reform
    Hareketlerini baslatti.      Bu döneme kadar
    bilim, sanat ve medeniyet alanlarinda Islam
    Ülkeleri öncülük yaparken, Rönesans
    hareketleriyle Avrupa Ülkeleri öne geçti.    
     Avrupa'da insan faktörü öne çikti. Insanlar
    kendi haklarina sahip çikmaya basladilar.

9
Rönesans ve Bilim
  • Nicolaus Copernicus (KOPERNIK)1473-1543
  • Tycho Brahe (1546-1601)
  • Leonardo da Vinci(1452-1519)
  • Francis Bacon(1561-1626)
  • Descartes(1596 - 1650)

10
Leonardo da Vinci
  • Ressam
  • Heykeltras
  • Mimar
  • Bilgin
  • Mühendis
  • Filozof
  • Leonardo sanat disi çalismalarinda daginik,
    süreksiz ve yavas davranmistir. Uygulamali
    alanlardaki projeleri arasinda uçan makine,
    helikopter, çesitli savas silah modelleri yer
    alir. Anatomi üzerindeki çalismalari basli basina
    deger tasir Sayisi 750 yi bulan çizgi ve 10
    insan cesedi üzerinde yaptigi diseksiyon
    çalismasi ona anatomi tarihinde önemli bir yer
    saglamistir.
  • Fizikte, özellikle mekanikte ulastigi sonuçlari
    Galileo ve Newtonun buluslarina çok yakindir.
  • Leonardo jeolojiyede büyük ilgi duymustur. Ona
    göre , daglarda bulunan fosillerin bir bölümü
    deniz yaratiklarina aittir. Yerküre kabugunun
    degisikliklere ugradigi kesindir.
  • Bilimin gözlem ve deneye dayanmasi konusunda
    israrcidir.

11
Francis Bacon (1561-1626)
  • bilimin önemini ve insanligin refahi yönünden
    vaadettigi olanaklari ilk kavrayan düsünürlerden
    birisidir. Onun asil ilgisi bilimi anlamak, bilgi
    edinmenin dogru ve etkili yolunu kesin bir
    biçimde bulup ortaya çikarmaktir. Çünkü ona göre,
    doganin gizemlerini çözmek ve kanunlarini
    kesfetmek insanligin refahi ve ilerlemesi için
    gereklidir. Bacon'a göre, insanlarin yanlisa
    düsmelerinin nedenleri sunlardir
  • 1. Üniversitelerde ögretimin bozulmus olmasi Ona
    göre, bunun temelinde yatan neden skolastik
    düsüncenin egemen olmasidir.2. Insan Akli
    Bacon'a göre, insanlarin yanilmalarinin
    nedenlerinden birisi de kendi aklidir. Çünkü
    insan akli çabuk karar vermeye ve genellemeye
    düskündür. Bir konu üzerinde biraz durunca
    yorulur, gereken sabri gösteremez ve yanlisa
    düsebilir. Öyleyse dogru bilgi nasil elde
    edilecektir? Bunun için iki sey gereklidir.
  • 1. Önyargilardan siyrilmak.2. Saglam bir yöntem
    uygulamak.

12
Nicholas Kopernik
  • Kopernik, düsünce tarihinde bir dönüm noktasini
    simgeler. Onun adiyla anilan sistem yalniz modern
    bilimin dogusuna degil, insanin evren içindeki
    yerini saptamada yeni ve daha ölçülü bir görüsün
    ortaya çikmasina da baslangiç sayilir. Gerçekten
    de Kopernikle birlikte insanoglunun kendini
    evrenin merkezinde sayma iddiasi yikilmis,
    doganin bir uzantisi, bir parçasi oldugu
    düsüncesi dogmustur. Bu devrimin kaynagi Göksel
    Kürelerin Dolanimi Üzerine adli yapitidir.
  • Kopernik sistemi birçok yönlerden Aristoteles
    görüsünden ayrilmaz. Kitabinin ilk bölümünün
    basliklari bu gerçegi göstermeye yeter
  • Evrenin küresel oldugu Arziin küresel
    oldugu Göksel cisimlerin hareketlerinin düzgün
    dairesel, ve sürekli oldugu... gibi
  • Onun sistemine devrimci niteligi veren sey
    yerküreyi evrenin merkezi olmaktan çikarip, Günes
    çevresinde dolanan siradan bir gezegen
    saymasidir.
  • Kopernik, klasik kültür, matematik
  • Astronomi, tip, hukuk, ekonomi
  • teoloji üzerine çalisma yapan çok
  • yönlü bir bilim adamidir.

13
Tycho Brahe
  • Tycho Brahe ise Yer'i evrenin merkezinden
    kaldirmanin doguracagi bilimsel ve dinsel
    sakincalari göz önünde bulundurmus ve Yer-Günes
    Merkezli Evren Kurami ile Kopernik'e karsi
    çikmistir.
  • Brahe, sisteminden çok, yaptigi gözlemlerle önem
    tasir. Onun yaptigi gözlemler sayesinde
    Aristoteles fizigi ve kozmolojisi büyük darbeler
    almistir. 1572 yilinda, Cassiopea takimyildizinda
    yeni bir yildiz ortaya çikar. Yaptigi
    hesaplamalarla Brahe, bu gökcisminin sabit
    yildizlar bölgesinde bulundugunu ve yeni bir
    yildiz oldugunu ortaya çikardi. Aristoteles
    fizigine göre eterden yapilmis olan bu bölge
    mükemmeldi ve burada yeni hiçbir sey varliga
    gelemeyecegi gibi, var olan bir sey de yok
    olamazdi. Oysa bu 1572 yildizi (bugünkü deyimi
    ile nova) Aristoteles'in temel prensiplerine
    karsiydi. Brahe, 1577'de ise, bir kuyruklu yildiz
    gözlemler. Bu yildizin Ay küresinin disinda, bu
    kürenin çok uzaginda oldugunu saptar. Bu da
    Aristoteles kozmolojisine aykiri idi. Çünkü
    Aristoteles'e göre, kuyruklu yildizlar Ay
    küresinin altindadir. Böylece onun yaptigi bu
    gözlemler sayesinde Aristoteles kozmolojisi büyük
    darbeler alir. Bundan sonra Kepler'i beklemek
    gerekecektir.
  • 1576 yilinda Hven Adasi'nda dönemin en önemli
    gözlemevini kuran Brahe, bu gözlemevinde, o
    zamana kadar Bati Dünyasi'nda karsilasilmayan
    büyük boyutlu gözlem araçlari insa edilmis,
    özellikle duvar kadrani çok ilgi
    çekmistir.Pratik astronomide büyük bir yenilik
    olan günlük gözlemler de yapmistir

14
Tycho Brahenin Dünya Sistemi
15
Kepler ve Yasalari
  • Johannes Kepler (1571-1630) in bilimsel gelismeye
    katkisi
  • 1- Önce Günes sistemiyle ilgili bulgulari ile
    daha kapsamli Newton teorisinin ortaya
  • çikmasina zemin hazirlar
  • 2- Hipotez veya teorilerin gözlemsel
    olgulara uygun düsmesi üzerindeki israriyla
    bilimsel arastirma ve yöntem anlayisini yeni bir
    düzeye çikarir.
  • ..evrendeki, tüm cisimler içinde en yücesi, en
    büyügü özü salt isik olan günestir. Günes, tek
    basina herseyi yaratan, koruyan ve isitan
    kaynaktir. Evrenin zengin, tükenmez ve katiksiz
    isik çesmesi olan günes. Hareketi ile
    gezegenlerin padisahi, gücüyle dünyanin kalbi,
    güzelligiyle gözü, en yüce tanri katinda
    meleklerle konaklamaya layik bir varliktir.
  • 1. Yasa
  • Her gezegen, günesin merkezlerinden birinde
    bulundugu bir elips üzerinde hareket eder.
  • 2. Yasa
  • Bir gezegeni günese baglayan çizgi esit zaman
    araliklarinda esit alanlar tarar.
  • 3. Yasa
  • Bir gezegenin yörüngesel periyodunun karesi,
    dolandigi elipsin ana eksen uzunlugunun küpü ile
    dogru orantilidir.

16
Kimya, Tip ve Canlilar Bilimlerinde Durum
  • Rönesans, sanat, edebiyat ve felsefede yeniden
    dogusun yer aldigi bir dönemdir bilimde ayni
    ölçüde bir canlilik göze çarpmaz. Gözlerin eski
    Yunan kaynaklarina çevrildigi bu dönemde,
    Hipokrat ve Galen gibi bilim adamlarinin
    çalismalarina da önem verilir.Fakat özgün
    inceleme ve deney yerine eski otoritelere
    baglanma egilimi yeniden kafalara egemen olmaya
    baslar.
  • Eski gelenek ve otoritelere ilk yüz çeviren
    Isviçreli hekim Thephrast von Hohenheim
    (1490-1541) olmustur. Hekimlige baslamadan önce
    degisik ülkelerde mineral, araç, hastalik ve
    tedavi yöntemlerini inceler. Halk tarafindan
    Romali büyük hekim Celsiusa benzetitidiginden
    Paracelsus adi ile anilir.

Paracelsus, günün tedavi sekline, otoritelerin
tibbi kuramlarina karsi çikmis ve bunun
sonucunda, biraz da çilgin tavirlariyla, bir tür
sembole dönüsmüstür. Çilginliklari o zamanki
geleneksel tibbin eskidigi ve artik yenilenmesi
gerektigi seklindeki tepkisinin bir
göstergesidir. Akademik olan her seye meydan
okumustur. Zamaninda uygulanan tip uygulamasina
hayati boyunca karsi çikmis ve mücadele
vermistir. Akli sürekli çalisan, kuramlar üreten
biridir. Onun, geçmisle olan savasinin en somut
sekli, ögrencilerin yaktigi geleneksel ateste
herkesi gözü önünde Ibn-i Sina, Hipokrates ve Gale
n gibi otoritelerin eserlerini yakmasidir.
Böylece, Orta Çag'da dogmatik hale gelen Galen,
Ibn-i Sina gibi, yeni gelismelerin önündeki
engeller olarak gördügü hekimlerin kimliklerinde,
eski tibba son verdigini sembolize ediyordu.
17
Van Helmont (1579-1644)
  • Degisik maddelerin hava türünden oldugunu
    kesfetmis ve bunlara ortak bir isim olmak üzere
    ilk kez gaz kelimesini kullanmistir.
  • Suyun biricik element olduguna inaniyordu. Bunu
    ispatlamak için, belli bir agirlikta bir miktar
    kuru topraga bir sögüt diker ve yalniz su verir.
    Bes yil geçtikten sonra sögüt 62 kg agirlik
    kazandigi halde topraktaki eksilme sadece 60 gram
    kadardir. Bu nedenle agacin maddesinin sudan
    meydana geldigi sonucunu çikarir. Aslinda bu
    sonuç o zaman için mantik disi da sayilmaz Yesil
    bitkilerin havadaki karbondioksitten karbon
    aldiklari bir sonraki kesifdir.

18
William Harvey
  • William Harvey (1578-1657) Ingiliz tip
    doktoru. Folkestone'da dünyaya geldi. Cambridge
    Üniversitesi'nde sanat ve tip okuduktan sonra tip
    egitimini Fabricius adinda ünlü bir anatomi
    profesörünün yaninda sürdürmek üzere Padova'ya
    gitti. 1602'de Londra'ya dönüp muayenehane
    açti. 1609'da St. Bartholomew Hastanesi'ne doktor
    olarak atandi. 1618'de önce I. James'in daha
    sonra da I. Charles'in özel hekimligine
    getirildi. Kalpten baslayan kan dolasimini dogru
    olarak tanimlayan ilk kisi olarak bilinmektedir.
    Bu konudaki fikirlerini René Descartes in Descript
    ion of the Human Body adli çalismasindan
    almistir. Her ne kadar Ispanyol doktor Michael
    Servetus kan dolasimini ondan çeyrek yüzyil kadar
    önce tanimlamis olsa da, kalici belgeler olmadigi
    için bu olay Harvey'e atfedilmektedir. Harvey
    1657 yilinda hayatini kaybetmistir.

mage of veins from Harvey's Exercitatio Anatomica
de Motu Cordis et Sanguinis in Animalibus
19
Francis Bacon (1561-1626)
  • Bacon'in felsefesinin merkezinden bilim vardir.
    Bilimin insanlari aydinlatma ve gelistirme
    islevini öne çikarmistir. O'na göre bilim,
    doganin özüne yönelmelidir. Dogayi deneyle
    kavramaya çalismistir. Pragmatizm ile
    sonuçlanacak olan deney temeline dayanan Ingiliz
    felsefesinin ilk tohumlarini atmistir. Bacon'a
    göre bilimin baslica yöntemi tümevarim yöntemidir.
  • Bacon yapitlariyla bilimin ve felsefenin,
    gelisimini göstermis, doga ve akil arasinda bir
    bag kurulabilecegi fikrini yerlestirmistir.
  • Baconin en basta karsi çiktigi sey
    bilgisizlikti.
  • Bacon bir adami olmaktan çok bir düsünür,
    filozoftur.
  • Bilim felsefecisi olarak iki yönden yetersiz
    kaldigi söylenebilir.
  • 1- Hipotez veya teorinin bilimde yer ve islevini
    iyi anlayamamis olmasi
  • 2- Matematiksel yöntemlerin bilime
    sagladigi büyük olanaklari görmemesi

20
René Descartes (1596-1650)
  • Bati düsüncesinin son yüzyilardaki
  • en önemli düsünürlerindendir.
  • Ögrendiginin, gördügünün, duydugunun,
  • Inandiginin hepsini birden büsbütün silerek, her
  • seyden kuskulanmaya basladi. Yalniz tek bir
  • seyden emindi düsüncenin varligi. Buradan
  • hareketle, evrenin açiklamasini yapti.
  • .

Metot üzerine konusmada hep
karmasiktan basite inerek, gerçegi kusatmaya
yarayacak kurallari bir bir saydi. Felsefeyi,
bütün inceleme kitaplarinin Latince yazildigi bir
çagda, Fransizca yazarak ve sagduyu dünyada en
iyi bölüstürülmüs seydir diyerek, herkesin,
uzman olmayanlarin bile anlayabilecegi bir duruma
indirgedi. Descartes her tür arastirmanin pratik
niteligi üzerinde israrla durur. Ona göre en
önemli bilimlerden mekanik, insanlara yardim
edecek makineleri yapma sanati tip, vücudu ve
ruhu tedavi etme sanati ahlâk, mutlu yasama
sanatidir.
21
  • Süphecilige farkli bir yaklasim getirir.
  • Septik süphe.
  • Metodik süphe.
  • Ona göre septik süphe anlamsizdir. Olmasi gereken
    metodik süphedir. Metodik süpheyi su sekilde
    uygular Önce tanridan, çevreden, kendinden ve
    baska insanlardan süphe eder. Bunu süphe
    edemeyecegi son sinira kadar götürür. Süphe etmek
    düsünmektir. Düsünmek vârolmaktir. "Düsünüyorum o
    hâlde varim" noktasina ulasir. Latince "De
    omnibus dubidantum" (Her seyden süphelen) en
    önemli sözlerindendir.
  • Descartes gibi rasyonalist düsünürlerin gözden
    kaçirdiklari noktalari söyle özetleyebiliriz.
  • 1-Bir çikarim veya ispat biçimi olan dedüksiyonun
    bir bilgi üretme yolu olarak görülmesi
  • 2-Aksiyon vr postulat denilen ilk önermelerin
    inkari imkansiz birer mutlak dogru sanilmasi
  • 3- akil ve sezgi yoluyla ulasilan, dogrulugu
    zorunlu ilkelerden olgusal dünyaya iliskin
    sonuçlarin çikarilabilecegine inanilmasi

22
Galileo Galilei (1514-1642)
  • Galileo hem yüzyillardir hakim olan Aristoteles ak
    imindan, hem de Kutsal Kitap'tan süphe
    duyarak Orta Çag'daki bilim anlayisinda devrim
    yaratmistir. ilk önce tip egitimine baslamis,
    sonra ilgisi matematik ve felsefeye dönmüstür. 25
    yasinda Matematik profesörü olan Galileo, genç
    yaslarindan itibaren hareket hakkinda kendi
    basina deneyler yapmaya baslamistir. 1609'da
    yapilmis basit bir teleskoptan ilham alarak daha
    üstün teleskoplar gelistirmis ve uzay hakkinda
    daha önce hiç yapilamamis gözlemler yapmistir.
  • Galileo, kendisinden önce Copernicus'un öne
    sürdügü günes merkezli evren kuramini benimsemis
    ve bu nedenle Vatikan kilisesi tarafindan iki
    defa yargilanmistir. Kilise dünya merkezli bir
    evren anlayisini savunuyordu ve Copernicus
    teorisini dine aykiri buluyordu. 1614'te
    ilk mahkemesinde görüslerini yaymasi ve ögretmesi
    yasaklanmis, 1632'de yazdigi bir kitap nedeniyle
    yargilanmasi sonucu ömür boyu ev hapsine mahkum
    edilmistir. Bu olaylar nedeniyle Galileo tarihte
    bilim ve din çatismasinin bir sembolü haline
    gelmistir.

Galileo mahkeme karsisinda, Joseph-Nicolas
Robert-Fleury'in portresi.
23
Galileonun Fizige Katkilari
  • Galileo sözünü kimseden esirgemeyen bir yapiya
    sahipti. Galileo fizikte hareket ile ilgili
    konulara ilgi duymustur. Tüm engeller ortadan
    kaldirildiginda cisimler hareketlerini sonsuza
    kadar sürdürürler. (Aristo görüsüne ters) Görüsü
    Galileo tarafindan bilime kazandirilmistir.
  • Fizigin iki önemli yasasini kesfetmistir.
  • 1- Eylemsizlik ilkesi Her cisim bir dis
    kuvvetin etkisi olmadikça hareket halindeyse
    hareketini ayni hizla düz bir düz çizgi üzerinde,
    duruyorsa hareketsizliligini , sürdürür. (Newton
    mekaniginin 1. yasasi)
  • 2- Cisimlerin Serbest Düsme Yasasi Serbest
    düsen bir cismin düstügü mesafe, düsme süresinin
    karesiyle dogru orantili olarak degisir.
  • s ½ gt2 (sdüsme mesafesi,
    tdüsme süresi, gyerçekimi ivmesi)

"Galileo, belki diger insanlardan modern bilimin
dogusundan sorumlu oldugu için daha fazla bir
kisiydi."  Stephen
Hawking
24
Galileonun Astronomiye Katkilari
  • Galileo daha en basindan Kopernikin heliosentrik
    teorisini benimser
  • ve teoriyi dogrulamak için yogun bir arastirma
    içine girer.

Galileo 1609'da Hollandali bir mucitin icat
ettigi teleskobu bir arkadasin aldigi mektuplar ar
aciligi ile ögrenmisti. Bu mektuplardan yola
çikarak ve kendi becerilerini kullanarak bir dizi
teleskop gelistirmeye basladi. 1610'da bir cismi
30 kez büyüten bir teleskop gelistirdi.Sonrasinda
teleskoplarini kullanarak uzayi gözlemlemeye
basladi. Mayis 1610'da gözlemlerini Siderus
Nuncius (Yildiz Habercisi) adli
kisa kitabinda yayinladi ve bu çalisma büyük bir
heyecan yaratti.Kitabinda Ay'in
yüzeyinde daglar oldugunu,  Samanyolu
galaksisinin küçük yildizlardan olustugunu
ve Jüpiter gezegeninin dört uydusu oldugunu
söylüyordu. Ayin yüzeyinin pürüzsüz ve kusursuz
olmadigini, dag ve çukurlarin oldugunu
gördü. Temmuz 1610'da teleskobunu Satürn gezegenin
e çevirdi ve Satürn'ün üç parçadan olustugunu
gördü.Teleskobu Satürn'ün çevresindeki halkayi
gösteremiyordu ve halkayi iki tarafinda parçalar
olarak görüyordu. Ayni sene Venüs'ün Ay benzeri
evrelerden geçtigini gördü ve Venüs'ün Günes
etrafinda döndügü sonucuna vardi. Ama bu
gözlemini Dünya'nin Günes'in etrafinda döndügü
tezi için kullanmadi, sadece Venüs'ün Günes
etrafinda döndügü sonucuna vardi.
25
Isaac Newton (1642-1727)
  • 16. yy da baslayan modern bilim Newton ile yetkin
    bir düzeye ulasir. Ondan önce elde edilen
    sonuçlar çogu zaman daginik ve birbirinden kopuk
    kalmistir. Ilk ke z Newton ile bütün sonuçlari
    kapsayan teorik düzeyde bir sistem ortaya
    çikmistir.

Newton içine kapali, gösteristen hoslanmayan,
polemikten kaçan bir kisilige sahiptir. Gün
isiginin bize beyaz görünmesine karsin aslinda
pekçok rengin bir karisimi veya bilesiminden
meydana geldigini ispat etmesi onun ünlenmesi
için önemli bir adim oldu. Daha önceki görüse
göre beyaz isik türdes olup, renkler cisimlerin
bu isik üzerindeki etkisinden doguyor
seklindeydi. Özellikle Christian Huygens ve
Robert Hooke bu Newton un görüslerine karsi
çikan iki önemli bilim adamiydi.
26
Newtonun Gök Mekanigi
  • Newton optik üzerindeki çalismalariyla, on
    yedinci yy biliminin gelisimini dogrudan
    etkileyen önemli katkilar getirmekle kalmaz,
    bilimin ne tür arastirmalarla ilerleyebilecegi
    konusunda da önemli örnekler verir.
  • Newton, görünüste aralarinda hiçbir iliski
    olmayan pek çok olgu türlerini (örnegin, elmanin
    yere düsmesi ile Ayin Dünya çevresinde dönmesi
    gibi) bir kavram çevresinde toplama ve açiklama
    olanagini saglayan genis kapsamli teori düzeyine
    çikartmistir.
  • Newton Keplerin üçüncü yasasi olan mesafenin
    karesiyle ters orantili olarak degisen bir çekim
    kuvvetinin dogrulugunu ispat etmek için uzun ve
    karmasik hesaplamalar yapar. Sonunda çekim
    kuvvetinin yalniz üçüncü yasayi degil, onunla
    birlikte baska sonuçlari da açikladigini görür.

27
Newton ve Principia
  • Newton tarihin en önemli bilim eserlerinden biri
    olan Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica
    (Doga Felsefesinin Matematiksel Ilkeleri)
    kitabini Latince yayinladi. Kitapta ispatlar
    geometri ile yapilmis, evrensel kütle çekimi
    açiklanmis ve cisimlerin kütleleri ile dogru
    orantili, mesafeleri ile ters orantili
    birbirlerini çektiklerini açiklamistir.
  • Kitap Newton tarafindan üç ana bölüme
    ayrilmistir. Birinci bölümde Galileo'nun
    deneylerinden övgü ile söz eder ve Kepler
    kanunlarini matematiksel olarak ispatlar. Bu
    bölümde kendi ismi ile anilan Newton hareket
    yasalarini açikladi. Ikinci bölümde akiskan
    içindeki hareketleri incelemistir ve en iyi gemi
    biçimi için öneriler koymustur. Bu bölümde dalga
    hareketlerini matematiksel incelemesi ilgi
    çekmistir.
  • Evrende var olan herhangi iki cisim birbirlerini
    kütlelerinin çarpimi ile dogru, aralarindaki
    mesafenin karesi ile ters orantili olarak
    çekerler.
  • F G.m1.m2 /l2

Doga, harflerini zahmetsizce okudgu açik bir
kitapti onun için. Gözlem verilerini düzenleme ve
açiklama için kullandigi kavramlar, yasantidan,
planlayip gerçeklestirdigi mükemmel deneylerden,
kendiliginden olusur gibiydi. O, bir tek kiside,
deneyciyi, teorsiyeni, teknisyeni ve daha da
önemlisi, yaratici sanatçiyi birlestirmistir.
Önümüzde güçlü, güvenilir ve tek basina dimdik
duruyor daima.

Albert Einstein
28
Isiga Iliskin Kuramlar
  • Christian Huygens (1629-1695) gökbilimci,
    matematikçi, fizikçi
  • Isigin parçaciklardan degil, dalgalardan
    meydana geldigi düsüncesindeydi.
  • Robert Hooke (1635-1703) isigin egri dalgalardan
    ibaret olabilecegi düsüncesini oraya atmistir.
    Öyle ki dalgalarin tasindigi esir denen ortamin
    parçaçiklari, isigin ilerledigi yöne dik açi
    yaparak hareket ederler.

29
On Yedinci Yüzyilda Bilim Bilimsel Devrim
  • Bu dönemin en büyük özelligi, bilimsel yöntemin,
    yani önermelerin dogrulugunun deneysel olarak
    sinanmasi yolunun ortaya çikmasi ve buna bagli
    olarak fizik, kimya ve biyoloji gibi temel
    bilimlerin felsefeden bütünüyle ayrilmasidir.
  • Özellikle astronomi alaninda Kepler ve fizik
    alaninda ise Galilei ve Newtonun yapmis oldugu
    arastirmalar ve kurmus oldugu kuramlar sonucunda
    bilimde çok büyük bir atilim gerçeklestirilmis ve
    bilim, diger düsünsel etkinlikleri yönlendiren
    bir düsünsel etkinlik konumuna yükselmistir. Bu
    nedenle bu çag, bilim tarihçileri tarafindan
    Bilimsel Devrimler Çagi olarak adlandirilmistir.
Write a Comment
User Comments (0)
About PowerShow.com