T - PowerPoint PPT Presentation

1 / 66
About This Presentation
Title:

T

Description:

Sivas-Tokat yolu zerindeki aml bel e yerle ip e k yal k yapt . ... A t n slamiyet ncesi T rk edebiyat nda kar l – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:85
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 67
Provided by: edebiy
Category:
Tags: sagu

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: T


1
TÜRK HALK EDEBIYATI
2
HALK EDEBIYATININ GENEL ÖZELLIKLERI
  • Nazim birimi dörtlüktür. Çogunlukla hece ölçüsü
    kullanilmistir.
  • Siir müzikten ayrilmamistir. Siir, saz sairi
    (ozan) ya da âsik denen kisilerce baglama adi
    verilen bir sazla söylenir. Söz kadar ezgi de
    önemlidir.
  • Siirlerdeki dil halkin kullandigi, konustugu
    dildir. Bu nedenle sik sik deyimlere ve güzel
    halk söyleyislerine yer verilir.
  • Genellikle hece ölçüsünün 7 li, 8 li, 11 li
    kaliplari kullanilir.
  • Çogu kez yarim uyak kullanilir. Zaman zaman
    rediften yararlanilir.
  • Ask, tabiat, yigitlik, ayrilik, hasret, ölüm,
    toplum, din, zamandan sikayet sik sik islenen
    temalardir.
  • Sanatlar arasinda az da olsa mecaz ve benzetmeler
    kullanilir. Boy serviye, kas kaleme, yüz ay a,
    dis inciye, yanak güle benzetilir.
  • Halk edebiyati siir alaninda gelismistir.
    Düzyazi örnekleri geri planda kalmistir. Düzyazi
    türleri arasinda halk hikayeleri, masallar,
    atasözleri ve halk tiyatrosunu sayabiliriz.

3
Asik Tarzi EdebiyatA. Biçim Özellikleri
  • Nazim birimi dörtlüktür.
  • Hece ölçüsünün 7'li 8'li 11'li
  • kaliplari kullanilir.
  • Yarim, Cinasli Uyak ve Redif
  • kullanilir.
  • Dili halkin kullandigi gündelik dildir.
  • Kendiliginden bir dildir, içinde halk tarafindan
    benimsenmis az sayida yabanci sözcük vardir.
  • Üslup yalin, açik ve dogaldir. Söz sanatlariyla
    süslenmemistir.
  • Nazim sekilleri Kosma, Semai, Varsagi, Destan,
    Türkü.
  • Nazim türleri Güzelleme, Koçaklama, Taslama,
    Agit, Muamma, Nasihat

4
B. Içerik Özellikleri
  • Kendiliginden bir edebiyattir. Amaci önceden
    belirlenmemistir.
  • Sözlü gelenege dayanir. Siirler dogaçtan
    (irticalen) söylenir.
  • Siirlerin özgün adlari yoktur. Somut bir
    edebiyattir.
  • Siirle müzik iç içedir. Siir saz esliginde
    söylenir. Sazin eksigini söz sözün eksigini saz
    giderir.
  • Âsiklar ayni zamanda köy köy, kasaba kasaba
    dolasir, siirlerini gittigi yerlerde saz
    esliginde okurlar. Âsiklar köylerden, kasaba ve
    sehirlerden bir de asker ocaklarindan
    yetisirlerdi.
  • Konular günlük yasamdan, halkin sevinç ve
    acilarindan alinmistir.
  • Siirlerin ortak temasi ask, ayrilik, özlem,
    yigitlik, doga güzellikleri, ölüm, yoksulluk,
    dogal ve sosyal sorunlar...
  • Halk edebiyati ürünlerinin çok azi cönk adi
    verilen defterlerde toplanmistir.
  • Az da olsa mazmun kullanilmistir.

5
Âsik Edebiyati Nazim Biçimleri1. KOSMA
  • Asik edebiyatimizda doga, ask, ölüm, ayrilik,
    yigitlik, toplumsal olaylar gibi konularin
    islendigi en sik kullanilan siir türüdür.
  • Dörder dizelik bentlerden olusur. Bent sayisi
    genellikle 3, 5 arasindadir.
  • Hece ölçüsünün 65 veya 443 durakli 11li
    kalibiyla yazilir.
  • Uyak düzeni genellikle söyle olur baba ccca
    ddda...
  • Sair kosmanin son bendinde ismini ya da mahlasini
    söyler.
  • Kosmalar dile getirilen duygular ve
    söylenislerine göre koçaklama, güzelleme,
    taslama, agit gibi isimler alir. Karsilikli
    konusma seklinde yani "dedim" "dedi" diye
    baslayan dizelerle de söylenebilir. Bu tür
    kosmalara "mürâcaa" ismi verilir. Bütün uyaklari
    cinasli olan kosmalara "tecnis" denir.
  • Kosmalar konulari yönünden kendi içinde
    adlandirilmistir

6
a) Güzelleme
  • Doga güzelliklerini anlatmak ya da at, silah,
    kadin gibi sevilen varliklari övmek için yazilan
    siirlerdir.
  • Seni terk eylesem kaslari keman
  • Vefasi olmayan yârdan nem kaldi
  • Cefalim yok mudur gögsünde iman
  • Divane eyledin arda nem kaldi.
  • Ayrilasin bencileyin esinden
  • Bir dem sevda gitmez olsun basindan
  • Bu ayrilik kildi beni isimden
  • Arayip gezerim kârda nem kaldi.

  • (Kayikçi Kul Mustafa)

7
b) Taslama
  • Bir kisiyi ya da grubu yermek ya da toplumun
    aksayan, bozulan ya da yozlasan yönlerini dile
    getirmek amaciyla yazilan siirlerdir.
  • Degil simdi ara ile
  • Padisahlik para ile
  • Sikke ile tura ile
  • Muhtaç sanma söze beni
  • Seyraniye söyle böyle
  • Ne suçu var ise söyle
  • Sanina düseni eyle
  • Ayna etme yüze beni
  • (Seyrani)

8
c) Koçaklama
  • Kahramanlik, yigitlik konularini coskulu bir
    üslupla savas ve dövüsleri anlatan siirlerdir.
  • Kalkti göç eyledi Avsar elleri
  • Agir agir giden eller bizimdir
  • Arap atlar yakin eyler iragi
  • Yüce dagdan asan yollar bizimdir
  • Belimizde kilicimiz kirmani
  • Tasi deler mizragimin temreni
  • Hakkimizda devlet etmis fermani
  • Ferman padisahin, daglar bizimdir
  • Dadaloglum yarin kavga kurulur
  • Öter tüfek davlumbazlar vurulur
  • Nice koçyigitler yere serilir
  • Ölen ölür, kalan saglar bizimdir

  • (Dadaloglu)

9
d) Agit
  • Genellikle ölen kisilerin arkasindan söylenen
    siirlerdir. Agitin Islam öncesi Türk
    edebiyatindaki karsiligi sagu dur. Divan
    edebiyatinda da mersiyeler ayni amaçla söylenen
    siirlerdir.
  • Yetim kalmis idin emzik tavinda
  • Gaminla kardestin gençlik çaginda
  • Bir gül yesertmedi vuslat baginda
  • Gönül yaralarin hep berat götür
  • De ki Kadir Mevlâm bize ilisme
  • Dünyada siziyan çibani desme
  • Celâli Babadan sorma, söylesme
  • Bu dertli çobandan bir selam götür

  • (Celali)

10
  • MUAMMA Kapali bir biçimde anlatilan bir olayin
    ya da bilginin okuyucu tarafindan anlasilmasini,
    bunlarla ilgili sorularin cevaplandirilmasini
    isteyen bir tür manzum bilmecedir.
  • Bu agacin tam on iki dali var
  • Dallarinda meyvesi, gülü var
  • Her dalinda otuz yaprak dali var
  • Dalindaki o yapragi bil nedir? (yil - gün)
  • Bir ipim var yedi kaziga bagladim
  • Dösünü gidikladikça o inledi ben agladim (saz)
  • NASIHAT Bir sey ögretmek,bir düsüncenin
    yayilmasina çalismak gibi amaçlarla söylenen
    didaktik siirlerdir.
  • Ne kadar nasihat etsen kötüye
  • O kiside namus ar olmayinca
  • Çürümüs meyveler gelmez satiya
  • Yaz kiymetli olmaz kis olmayinca
  • Âsik Derdiderya Aklin yetmedigi ise karisma
  • Söz gelir altindan çikamazsin ha
  • Varip bir bilmeze kelam danisma
  • Söner çirasi yakamazsin ha
  • Âsik Selman Albay

11
2. SEMAI
  • Hece ölçüsünün 8li kalibiyla söylenir, uyak
    düzeni kosmaya benzer. Dörtlük sayisi en az 3, en
    çok 5-6 dir. Kendine özgü bir ezgisi vardir.
  • Kosmada islenilen temalarin ve konularin
    hepsi, semaide de kullanilir. (Ask,sevgi,doga,güze
    llik, ayrilik acilari ve ölüm.)
  • Semai nin kosmadan ayrilan yönleri
    bestesi, ölçüsü ve dörtlük sayisidir.
  • Incecikten bir kar yagar
  • Tozar Elif Elif diye
  • Deli gönül abdal olmus
  • Gezer Elif Elif diye
  • Elifin ugru nakisli
  • Yavru balaban bakisli
  • Yayla çiçegi kokuslu
  • Kokar Elif Elif diye

  • (Karacaoglan)

12
3. VARSAGI
  • Asik edebiyatinin çok yaygin olmayan bir nazim
    biçimidir. Ilk olarak Toroslar da yasayan Varsak
    boyundan ozanlar tarafindan kullanilmistir.
    Kendine özgü bir bestesi vardir. Müziginde ve
    sözlerinde, meydan okuyan, yigitlik sezilen,
    babacan, erkekçe bir hava sezilir. Hece ölçüsünün
    8 li kalibiyla söylenir.
  • Varsaginin diger nazim sekillerinden farki,
    bestesi ve bre, hey, behey gibi ünlemlere yer
    verilmesidir. Konu olarak hayattan ve talihten
    sikayet, kahramanlik, yigitçe yasama islenir.
  • Bre agalar bre beyler
  • Ölmeden bir dem sürelim
  • Gözümüze kara toprak
  • Dolmadan bir dem sürelim
  • Amen hey Allahim aman
  • Ne aman bilir ne zaman
  • Üstümüzde çayir çemen
  • Bitmeden bir dem sürelim

  • (Karacaoglan)

13
4. DESTAN
  • Destan, dörtlük seklinde düzenlenen, sekil
    bakimindan kosma gibi, fakat ondan daha uzun bir
    nazim biçimidir. Dörtlük sayisi sinirli degildir.
    Hece ölçüsünün 11 li kalibiyla söylenir.
  • Konu olarak toplumu etkileyen olaylar anlatilir.
    Yine soylu savasçilarla, hükümdarlarin
    kahramanliklarini agirbasli, yüce, dramatik bir
    üslupla, belirli biçimsel kurallara bagli kalarak
    anlatan siirlerdir
  • Kayikçi Kul Mustafa nin Genç Osman Destani
    taninmis bir siirdir
  • Ibtida Bagdat a sefer olanda
  • Atladi hendegi geçti Genç Osman
  • Vuruldu sancaklar, kapti sancagi
  • Iletti hendege dikti Genç Osman

14
HALK SAIRLERININ GRUPLANDIRILMASI
  • Halk sairleri, halk siirinin yerlesmis
    kurallarina bagli kalmakla birlikte, türlü
    kültürel nedenlerle dil, anlatim, ölçü kullanimi
    bakimindan farkli yönelisler içine
    girebilmektedirler. Ayrica yasadiklari çevre de
    onlarin sanat anlayislarini farklilastiran bir
    etmen olarak karsimizi çikmaktadir. Halk
    sairlerini, iste bu gibi noktalari dikkate alarak
    söyle ayiriyoruz
  • 1. GÖÇEBE(GEZGIN) SAIRLER
  • Bir yere bagli kalmadan gezerler. Genellikle
    egitim görmedikleri için, Divan Edebiyatindan
    etkilenmezler. Dilleri sadedir. Hece ölçüsüne
    baglidirlar. Geleneksel siir anlayisini
    sürdürürler.
  • 2. YENIÇERI SAIRLER
  • Osmanlilar zamaninda askerlik, hayat boyu süren
    bir meslekti. Orduda görev arasinda sairler
    yetismistir. Bunlar, katildiklari savaslarla
    ilgili yigitlik siirleriyle dikkati çekerler.
    Dil, anlatim, ölçü bakimindan, göçebe sairler
    gibi geleneksel siir anlayisina baglidirlar.

15
  • 3. KÖYLÜ SAIRLER
  • Hayatlari köylerde, kasabalarda geçer. Büyük
    kentlerle ilgileri olmadigi için, kent
    kültüründen, Divan Edebiyatindan etkilenmeden,
    halk siiri geleneklerine bagli kalmislardir.
  • 4.KENTLI SAIRLER
  • Genellikle Divan Edebiyatinin etkisinde
    kalirlar. Hem Halk, hem de Divan Edebiyati
    tarzinda siirler söylerler. Dillerinde Arapça ve
    Farsça sözcüklerin orani yüksektir. Hece
    ölçüsüyle birlikte aruza da yer verirler.
  • 5. TASAVVUF (TEKKE ) SAIRLERI
  • Tekkelerde yetistikleri, din ve tasavvuf
    konusunda egitim gördükleri için, dilleri,
    göçebe, yeniçeri ve köylü sairlere göre bazen
    daha agirdir. Zaman zaman Divan Edebiyatinin
    dil, anlatim, biçim, ölçü özelliklerini tasiyan
    siirler söylerler. Örnegin Yunus Emre bile, aruz
    ölçüsü ve mesnevi düzeniyle Risaletün-Nushiyye
    adli bir eser vermistir.

16
  • Asik edebiyatinin en büyük sairleri 16 ve 17nci
    yüzyilda yetisti. Bunlar arasinda Asik Ömer,
    Gevheri, Katibi, Kayikçi Kul Mustafa, Katip Ali,
    Karacaoglan, Üsküdari, Asik Halil, Asik Ali, Asik
    Mehmed sayilabilir.
  • 18inci yüzyilin asik sairleri arasinda ise
    Kabasakal Mehmed, Levni, Kiymeti, Mecnuni ve Nuri
    sayilabilir.
  • Bayburtlu Zihni, Dertli, Seyrani, Tokatli Nuri,
    Erzurumlu Emrah, Ruhsati, Sümmani, Celali,
    Muhibbi, Dadaloglu, Beyoglu, Seyyit Osman 19uncu
    yüzyilan asik sairleridir.
  • 20'nci yüzyilda ise sönmeye yüz tutan asik
    edebiyati Mazlumi, Kahraman, Irsadi, Mesleki,
    Talibi, Karamanli Gufrani, Asik Ali Izzet ve Asik
    Veysel gibi sairlerle bir gelenek olarak
    varligini sürdürdü.

17
ASIK EDEBIYATININ TEMSILCILERI KÖROGLU
  • Kimligiyle ilgili birçok söylenti var. Birincisi,
    16 ve
  • 17nci yüzyilda yasadi. Yeniçeri ocagindan
    yetisen bir sair.
  • 1578-1590 arasindaki Osmanli-Iran savaslarina
    katildi.
  • Bir tür ordu sairidir. Ikinci savunmaya göre,
    Balkanlardan
  • Orta Asyaya kadar genis bir alana yayilmis
    destansi ve
  • türkülü halk öyküsündeki kahraman Köroglu. Ikinci
    Köroglu,
  • Bolu Gerede çevresinde yasadi. Asil adi Rusen.
    Devlete
  • karsi ayaklandi. Sivas-Tokat yolu üzerindeki
    Çamlibele
  • yerlesip eskiyalik yapti. Ama adil bir eskiya
    idi. Bir baska söylentiye göre de, Bolu Beyinin
    seyisi Yusufun oglu Rusen Ali asil Körogludur.
    Bolu Beyi, babasi Yusufun gözlerine mil
    çektirdi. Rusen Ali, babasini sagaltmak için Aras
    Irmagina götürdü. Ama ilaç olacak köpükleri
    kendisi içip yigitlik ve sairlik gücü kazandi.
    Çamlibele yerlesip babasinin intikamini almak
    üzere Bolu Beyine savas açti. Köroglu hikayesi,
    Azerbaycan, Iran, Türkmenistan, Özbekistan,
    Kazakistan ve Balkanlarda da bilinir. Yeniçeri
    asigi Köroglunin siirleri dil ve anlatim
    bakimindan öykü kahramani Köroglu adina söylenen
    siirlerden çok farklidir. Köroglu ile ilgili ilk
    arastirmayi Pertev Naili Borotav yapti. Cahit
    Öztellinin de Köroglu-Dadaloglu ve Kuloglu adli
    yayinlanmis bir arastirmasi vardir.

18
KARACAOGLAN (17. yy)
  • Halk edebiyatinin en ünlü ozanidir.
  • Güney-Güneydogu Anadolu göçebe
  • boylari arasinda yasadigi sanilmaktadir.
  • Dili katiksiz, duru ve özentisizdir
  • ses ve ahenk açisindan olgun bir anlatisi vardir.
  • Mecaz ve mazmunlara çokça basvurmustur.
  • Dil ve ölçü bakimindan Divan edebiyatinin
  • etkisinden uzak kalmistir.
  • Yöresel sözcükleri, deyimleri ve benzetmeleri
    kullanmistir.
  • Siirlerinde ask, doga, ayrilik, gurbet, ölüm vb.
    konulari islemistir.
  • Özgür bir dünya görüsü ile yerel ve gerçek
    konulan isleyisi, insancil asklari, uçari yapisi
    ve yasama sevinci Karacaoglan'i özgün bir sair
    yapmistir.

19
KAYIKÇI KUL MUSTAFA (17.yy)
  • Yeniçeri ozanlarinin en taninmisidir.
  • Halk zevkine bagli dogal bir söyleyisi vardir.
  • Genç Osman Destani adli eseriyle taninir.
  • Iptida Bagdad'a sefer olandaAtladi hendegi
    geçti Genç OsmanVuruldu sancaktar kapti
    sancagiIletti bedene dikti Genç OsmanEgerleyin
    kir atimin ikisinFethedeyim düsmanlarin
    hepisinSabah namazinda Bagdad kapisinAllah
    Allah deyip açti Genç Osman..

20
ASIK ÖMER (1621-1707)
  • Saz asiklarinca "üstad" diye bilinir.
  • Divan siirinin etkisinde kalmistir.
  • Hem aruz, hem hece ölçüsünü kullanmistir.
  • Siirlerindeki tema sevgi, sadakat, iyilik,
    namus, insanlik,adalet ve merhamet.
  • Divan ve halk edebiyatinin nazim sekillerinin
    tümüyle siirler söylemistir.
  • Kosma ve semaide basarilidir.
  • Günümüze 1500 kadar siiri kalmistir.
  • Ela gözlerine kurban oldugumYüzüne bakmaya
    doyamadim benIbret için gelmis derler
    cihanaNoktadir benlerin sayamadim ben

21
GEVHERI (17. yy)
  • Medrese egitiminden geçtigi sanilmaktadir.
  • Divan siirinin etkisindedir.
  • Siirlerinde yeni bir biçim,
  • ince bir duyarlilik, incelmis
  • bir dil vardir.
  • Hece ile kosmalar, türküler,
  • türkmaniler aruzla divan ve
  • müstezatlar yazmistir.
  • Divânçe (1500'den fazla siir)
  • Dost baginin meyveleri eristi Ayva benim alma
    benim nar benim Çesmim yasi ummanlara karisti
    Cefakarim sitemkarim var benim
  • Göster güzelim hüsnüne hayran olayim ben
    Firkatte iken diline sadan olayim ben (gazelden)

22
BAYBURTLU ZIHNI (1798-1859)
  • Divan sairi olmaya özenmesine karsin halk ozani
    olarak ün yapmistir.
  • Usta bir taslamacidir.
  • Divan(Gazel ve
  • tahmislerden olusmustur.)
  • ve Sergüzestname
  • (Mesnevi)si vardir.
  • Bad-i saba dost eline varirsanYa gelsin ya
    gidek o diyara bizKatip arzuhalim yaz ki
    cananaAyrilali düstük ah u zara biz

23
DERTLI (1772-1845)
  • Halk ozanlarinin memurluk yapmis ender
    tiplerinden birisidir.
  • Hem aruz, hem hece
  • ölçüsünü kullanmistir.
  • Gazel, divan, mersiye,
  • nefes, devriye, kosma,
  • semai, satranç, kalenderi
  • gibi nazim biçimlerini kullanmistir.
  • Dertli Divani adli eseri vardir.
  • Telli sazdir bunun adi Ne ayet dinler, ne kadi
    Bunu çalan anlar kendi Seytan bunun neresinde?

24
DADALOGLU (1785-1868)
  • Avsar Türklerindendir.
  • "Hakkinizda devlet vermis fermani,
  • ferman padisahinsa dostlar daglar
  • bizimdir." sözü çok meshurdur.
  • Türkü türünün ustasidir.
  • Göçebe boylarinin direnis öyküsü
  • ve derebeyi-asiret savaslari siirinin ana
    temalaridir.
  • Özlü ve içli bir dille yigitçe seslenisi
    kaynastirmistir.
  • Yazis bakimindan Karacaoglan ve Köroglu'nu
    hatirlatir.
  • Türkü, semai, varsagi ve destan yazmistir.

25
ERZURUMLU EMRAH (7-1840)
  • Hem aruz hem hece ölçüsünü kullanmistir.
  • hece ile yazdigi siirlerde daha basarilidir.
  • Divan siirine hakim olan halk sairlerimizdendir.
  • Kosma ve semaileriyle ünlüdür.
  • Gazel, murassa, muhammes
  • tarzinda da siirler yazmistir.
  • Gönül gurbet ele çikma Ya gelinir ya gelinmez
    Her dilbere meyil verme Ya sevilir ya sevilmez

26
SEYRANI (1800-1866)
  • Tasavvufa ilgi duymus, hicivleri yüzünden
    Istanbul'dan kaçmak zorunda kalmistir.
  • Asik ve divan tarzi siirler yazmistir.
  • Saglam bir dil ve içten bir anlatima sahiptir.
  • Seyrani Divani adli bir eseri vardir.
  • Gönül serden geçer yardan geçemezBaglanmis
    ikrara kavi özlüyümHer sözüm dinleyen özüm
    seçemezSirat köprüsünden ince sözlüyüm
  • Seyrani aradim onu her yerdeAsk-i hakikatle
    düstüm bu derdeTuttum günahimdan yüzüme
    perdeRabbim divaninda kara yüzlüyüm

27
ASIK VEYSEL SATIROGLU (1894-1973)
  • Siirlerinde 20. yüzyilin düsünce
  • ve yasantisini açikça yansitmistir.
  • Halk siirine yeni bir dogus ve
  • soluk getirmistir.
  • Insan, yurt ve toprak sevgisini
  • degisik bir üslupla dile getirmistir.
  • Tasavvuf felsefesinin kazandirdigi
  • hosgörü anlayisi, siirinin
  • temellerinden biridir.
  • Küçük yasta gözlerini kaybetmistir.
  • Ahmet Kutsi Tecer tarafindan
  • kesfedilmistir.
  • Eserleri Dostlar Beni Hatirlasin,
  • Sazimdan Sesler,Deyisler

28
(No Transcript)
29
2. Anonim Halk Edebiyati
  • Söyleyeni belli olmayan, halkin ortak mali
    sayilan ürünlerin olusturdugu edebiyattir. Halk
    diliyle söylendigi için dili sadedir. Sözlü
    gelenege dayanir. Söyleyeni belli olmayan, halkin
    ortaklasa yaratisi olarak kabul edilen tüm
    ürünleri içeren edebiyattir.
  • Bu edebiyatin özellikleri Asik edebiyatiyla
    aynidir. Anonim halk edebiyati türleri nazim ve
    nesir olmak üzere ikiye ayrilir.
  • Bu ürünleri türkü, mani, ninni, destan,
    tekerleme, bilmece, masal, karagöz, ortaoyunu,
    atasözü, meddahlik olarak siralayabiliriz.
  • Bu ürünlerde ask, ölüm, hasret, yigitlik, ayrilik
    gibi evrensel konular islenir.

30
SIIR (NAZIM) BIÇIMLERI 1. Mani
  • Biçim Özellikleri Nazim Birimi Dörtlük Ölçü
    7'li Hece ölçüsü Uyak Dizilisi a a x a ( x a x
    a seklinde uyaklanan da vardir.)
  • Içerik Özellikleri Yazarlari belli degildir.
  • Anlatilmak istenen duygu ya da düsünce son iki
    dizede bulunur.ilk iki dize son iki dize ile
    yalniz ölçü ve kafiye bakimindan ilgilidir.
  • Konular ask, ayrilik, özlem, ölüm, doga...
  • Türleri Birinci dizesi yedi heceden az olan
    mâniler de vardir. Dizeleri cinasli uyaklarla
    kuruldugu için böyle mânilere Cinasli Mâni ya
    da Kesik Mâni denir.

31
Mani Örnekleri
  • Bugün al
  • Yarim giymis bugün al
  • Sad edersen bugün et
  • Can alirsan bugün al
  • A benim bahtiyarim
  • Gönülde tahti yârim
  • Yüzünde göz izi var
  • Sana kim bakti yârim
  • Can iste canan hani
  • Dert iste derman hani
  • Gönül sarayi bombos
  • Beklenen sultan hani
  • Sürüne
  • Madem çoban degilsin
  • Ardindaki sürü ne
  • Ben bir körpe kuzuyum
  • Al kat beni sürüne
  • Beni böyle yandiran
  • Sürüm sürüm sürüne

32
2. Türkü
  • Biçim Özellikleri Nazim Birimi Dörtlük, Ölçü
    7'li 8'li 11 'li Hece ölçüsü
  • Içerik Özellikleri Türkünün yazari ve söyleyeni
  • belliyse asik edebiyati içerisinde
  • degerlendirilir.
  • Anonim Halk edebiyatinin en yaygin türüdür.
  • Kendine özgü bir ezgisi vardir.
  • Nazim türlerinin tümü türküye dönüstürülebilir.
  • Bunda tek ölçüt ezgidir.
  • Her konuda söylenebilir.
  • Ait oldugu bölgelere göre adlandirilir.
  • Varsak boylarinin türkülerine "Varsagi",
  • Türkmen türkülerine "Türkmani" denir.
  • Çoban türkülerine "kayabasi", dokunakli bir
    müzikle söylenenlere "ezgi" denir.
  • Türkünün asil bölümüne bend, nakarat bölümüne
    kavustak (baglama) denir.

33
Türkü Örnekleri
  • HAVADA BULUT
  • Havada bulut yok bu ne dumandir
  • Mahlede ölüm yok bu ne figandir
  • Adi Yemendir gülü çemendir
  • Giden gelmiyor acep nedendir
  • Burasi Mustur yolu yokustur
  • Giden gelmiyor acep nedendir
  • ..
  • ZEYNEBIM
  • Zeynep bu güzellik var mi soyunda
  • Elvan elvan güller biter baginda
  • Arife gününde bayram ayinda
  • Zeynep'im Zeynep'im alli Zeynep'im
  • Bes köyün içinde sanli Zeynep'im
  • Zeynep'e yaptirdim altindan tarak
  • Tara zülüflerin bir yana birak

34
3. Ninni
  • Biçim Özellikleri Nazim Birimi Dörtlük Ölçü
    7'li 8'li 9'lu Hece ölçüsü Uyak Dizilisi
    Genellikle dörtlügün dört dizesi de birbiriyle
    uyaklidir.
  • Içerik Özellikleri Bebekleri uyutmak için
    söylenen bir nazim biçimidir. Her zaman bir ezgi
    ile söylenir. Anne çocuguna iliskin isteklerini,
    iyi dileklerini, kendi sevincini, üzüntülerini
    anlatir. Divan-i Lügatit Türk te Balubalu
    olarak geçer.
  • Dandini dandini danali bebek
  • Elleri kollari kinali bebek
  • Benim oglum nazli bebek
  • Uyusun da büyüsün ninni

35
4. Agit
  • Biçim Özellikleri Nazim Birimi Dörtlük Ölçü
    7'li 8'li 10'lu Hece ölçüsü Uyak Dizilisi a a
    a b, c c c b...
  • Içerik Özellikleri Ölen kisilerin ardindan
    duyulan aciyi, üzüntüyü dile getirmek için
    söylenen siirlerdir.
  • Deprem, yangin, sel gibi dogal afetlerle ilgili
    de agitlar yakilmistir.
  • Agitin yazari ve söyleyeni belli degilse anonim
    bir ürün sayilir.
  • Agitin Islamiyet Öncesi Türk edebiyatinda
    karsiligi "sagu", Divan edebiyatinda karsiligi
    ise "mersiye"dir.
  • Ibisimin kazalari Sarikamis ne arali       
    Battin avsar kozalari Kimi ölmüs kimi yarali 
    Sarikamis'ta kirildi Bunu duymus var mi ola    
    Koç yigidin tazeleri Yalan dünya kurulali

36
5. Destan
  • Biçim Özellikleri Nazim Birimi Dörtlük
    (Dörtlük sayisi sinirsizdir.) Ölçü 11 'li Hece
    ölçüsü
  • Içerik Özellikleri Toplumu etkileyen olaylar
    anlatilir.
  • Dogal destanlarimizin tümü anonimdir. Dogal
    destanlarimiz uzun manzum öykülerdir.

37
B.AN0NIM HALK EDEBIYATI DÜZYAZI TÜRLERI 1. Masal
  • Türk ve dünya edebiyatinin en eski ve en yaygin
    türlerindendir. Hayal gücüyle derlenen ve
    olaganüstü olaylarla dolu anlatilardir. Yer ve
    zaman kavrami yoktur.
  • Temel amaç, insanlarin düssel dünyalarini
    zenginlestirerek insanlara ders vermek, yol
    göstermektir.
  • Iyiler sürekli yüceltilir kötüler sürekli
    cezalandirilir.
  • Genellikle bir tekerlemeyle baslar.
  • Masal kahramanlari sunlar olabilir Insanlar
    (padisah, keloglan ...), hayvanlar (yilan,
    tilki,güvercin...), bitkiler (agaç, çiçek ...)
    düssel yaratiklar (dev, cin, peri...)
  • Türk edebiyatinda La Fontaine'in masallari Sinasi
    tarafindan "Tercüme-i Manzume" adiyla
    çevrilmistir.

38
2. Halk Hikayeleri
  • Halk arasinda söylenen, söyleyeni belli olmayan
    hikayelerdir.
  • Destanla hikaye arasinda bir geçis görevi
    üstlenmistir.
  • Hem destan, hem hikaye, hem de masal özelligi
    tasimaktadir.
  • Nesir bölümlerinin arasinda nazim parçalari da
    bulunmaktadir.
  • Olustuklari çagdaki sosyal yapiyi ve iç
    mücadeleleri yansitmaktadir.
  • Sevgi ve kahramanlik islenmektedir.
  • Anlaticilari okur-yazar, az çok kültürlü
  • kisilerdir.
  • Kisiler gerçek yasamdakilere yakindir
  • olaganüstülükler oldukça sinirlidir.
  • Ünlü halk hikayeleri sunlardir Kerem ile Asli,
  • Ferhat ile Sirin, Arzu ile Kamber,
  • Köroglu Hikayeleri, Battalgazi Hikayeleri...

39
3. Fikra
  • Genellikle gerçek yasam olaylarindan yola çikarak
  • hisse kapmayi amaçlayan ve temelinde nükte,
  • mizah, elestiri ve hiciv ögesi bulunan düzyazi
  • biçimindeki kisacik öykülere denir.
  • Nasrettin Hoca,
  • Incili Çavus ve
  • Bektasi fikralari
  • bu türün en tipik
  • örnekleridir.
  • ALLAH BILIYOR               Nasreddin Hoca bir
    cimri tanidiginin evine gittiginde tanidigi
  • ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmis.
    Nasreddin Hoca bayat
  • ekmegi disi kesmeyince sinirinden bali kasikla
    yemeye baslamis.
  • Ev sahibinin gözü yerinden oynamis    -Aman
    efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanin içini
    siyirir, demis.   Nasreddin Hoca hiç ses
    çikarmadan bali bitirmis ve    -Kimin içinin 
    siyrildigini Allah biliyor, demis. 

40
4. Bilmece
  • Bütün uluslarda örnekleri görülen çok eski bir
    sözlü Halk edebiyati türüdür.
  • Her toplumda hosça vakit geçirmek amacinin
    dogurdugu yaygin bir biçim ve söz oyunudur
  • Türk bilmecelerinin çogu ölçülü, uyakli,
    aliterasyonlu, cinasli bir sanat yapisi gösterir.
  • Bilmecenin iç özellikleri deger yargilarini,
  • dünya görüslerini,
  • akil seviyesinin üstünlügünü,
  • günlük yasayisi
  • sakaci ve nükteci
  • bir sekilde yansitir.

41
5.
  • Ses ve sözcük benzerliginden yararlanilarak
    meydana getirilen yari anlamli, yari anlamsiz
    cümlecik veya sözlerdir.
  • Çocuk oyunlarinda ve masallarin girisinde
    söylenir. Diksiyon egitiminde tekerlemelerden
    yararlanilir.
  • Evvel zaman içinde
  • Kalbur saman içinde
  • Deve tellal iken
  • Pire berber iken
  • Ben annemin besigini
  • Tingir mingir sallar iken

42
6. Efsane
  • Bir olayi akildisi ve olaganüstü yoldan gelismis
    gösteren söylenti.
  • Efsane türleri
  • - Tarihi, dini, olaganüstü kisileri, varliklari
    ve güçleri konu alan efsaneler
  • - Dünyanin yaratilisini anlatan efsaneler
  • Tabiat olaylarinin meydana gelisini
  • anlatan efsaneler
  • Kiyamet gününü anlatan
  • efsaneler
  • Türk edebiyatinda Genç Osman,
  • Bos Besik,
  • Çoban Çesmesi,
  • Cennet Dagi
  • gibi efsaneler yillardir söylenegelir.

43
SAHMARAN
  • Yoksul bir ailenin oglu olan Camsab bir gün
    ormanda bir kuyu dolusu bal bulmus. Bali çikarmak
    üzere kuyuya inen Camsab'i, bütün bali yukari
    çeken arkadaslari aç gözlülükleri yüzünden kuyuda
    birakmis. Yalniz basina feryat eden Camsab tam da
    ümidini kesmisken topraktan igne deligi
    büyüklügünde isik sizdigini farketmis. Isigin
    geldigi deligi büyüten Camsab, ömründe görmedigi
    kadar güzel bir bahçeye girmis. Bu bahçede
    dünyada esi benzeri olmayan çiçekler, ortasinda
    bir havuz ve çevresinde oturaklar ile bir yigin
    yilan bulunuyormus. Havuzun basindaki taht
    üzerinde insan basli, süt beyaz vücutlu bir yilan
    Camsab'a kendi diliyle hitap etmis 'Hosgeldin
    insanoglu, çevrendekilerden korkma sen bizim
    misafirimizsin' Sahmaran Camsab'a türlü türlü
    yiyecekler ikram edip kendi ülkesine nasil ve
    neden geldigini sormus. Camsab hikayesini uzun
    uzun anlatmis... Camsab'i dinleyen Sahmaran
    basini sallayip 'Insanoglu nankördür, hilekardir.
    Küçücük menfaatleri karsisinda muazzam
    zararlarina razi olur' demis. Sahmaran'in
    güvenini kazanan Camsab uzun yillar bu bahçede
    yasamis. Yillar sonra bir gün Sahmaran'a yaklasan
    Camsab, ailesini çok özledigini söyleyip 'Nolur
    beni aileme kavustur' diye yalvarmis. Bunun
    üzerine Sahmaran kendisini saliverecegini, ancak
    yerini kimseye söylemeyecegine ve asla hamama
    girmeyecegine dair söz vermesini istemis. Çünkü
    Sahmaran'la karsilasan her kim olursa hamama
    gittiginde vücudu pullarla kaplanirmis.

44
  • Sahmaran'a söz verip ailesine kavusan Camsab
    uzun yillar verdigi sözde durarak Sahmaran'in
    yerini kimseye söylememis ve hiç hamama gitmemis.
    Derken bir gün Camsab'in yasadigi ülkenin
    hükümdari Keyhüsrev hastalanmis. Vezir,
    hastaligin çaresinin Sahmaran'in etini yemek
    oldugunu söylemis ve herkesin hamama
    getirilmesini istemis. Önceleri direnen sonra
    zorla hamama gotürülen Camsab'in vücudu hamama
    girince pullarla kaplanmis. Sonunda da yapilan
    iskenceye dayanamayarak canini kurtarmak için
    kuyuyu göstermis. Hemen kuyunun basina gidilmis
    ve Sahmaran disari çikarilmis. Camsab'i gören
    Sahmaran 'Iste Camsab nihayet kanima girdin. Ben
    insanogluna itimat edilmeyecegini biliyordum.
    Fakat ne çare ki yine aldandim' demis. Ölüme
    giderken de Camsab'a 'Beni toprak çanakta
    kaynatip ilk suyumu sana içirecekler sakin içme
    zehirlidir. Ikinci suyumu iç gövdemi de hükümdara
    yedir' demis Sahmaran'in söylediklerini harfiyen
    yerine getiren Camsab ilk suyu vezire içirip
    ikincisini kendisi içmis. Etini de hükümdara
    yedirmis. Vezir ölmüs hükümdar da kisa sürede
    iyilesip Camsab'i veziri yapmis. Efsaneye göre
    Sahmaran'in öldürüldügünü yilanlar bilmemekte.
    Sahmaran'in öldürüldügünü ögrenen yilanlarin
    sehri basacagi rivayet edilir

45
7. Seyirlik Halk Oyunlari Seyirlik halk
oyunlari adi altinda toplanan ürünler sunlardir
meddahlik, kukla, karagöz, ortaoyunu, tuluat
tiyatrosu, köylü oyunlari.
  • a.Meddah
  • Taklitçilikle hikayeciligin birlestigi
  • tek kisilik halk tiyatro türüdür.
  • Hikayeler, konularini
  • halkin günlük yasamindan alir.
  • Anlatilarda, konusma diline özgü
  • yapi ve sözcük ögeleriyle
  • okumusluk özentileri göze çarpar.
  • Sansar Mustafa, Hançerli Hanim, Letaifname bu
    türün örnekleridir.
  • b.Karagöz
  • Bir sanatçinin oynattigi gölge oyunudur.
  • Baslanqic ve bitis bölümleri disinda muhavere
  • ve fasil adli iki ana bölümden olusur.
  • Muhavere, Karagöz ve Hacivat'in karsilikli
  • konusmalaridir.
  • Fasil bölümünde belli bir olay anlatilir.
  • Abdal Bekçi, Kanli Nigar, Kanli Kavak,
  • Yalova Sefasi önemli karagöz oyunlaridir.

46
  • c.Orta ovunu
  • 18. ve 19. yüzyilda yayginlasmistir.
  • Seyircilerle çevrilmis bir alanda belli bir konu
  • çevresinde, yazili bir metne bagli kalinmadan
  • oynanan tuluata dayali oyundur.
  • En önemli kisiler
  • Pisekar ve Kavuklu'dur.
  • Baslangiç ve bitis bölümleri
  • disinda muhavere ve fasil
  • olmak üzere iki ana bölümü
  • vardir.
  • d.Tuluat Tiyatrosu
  • Metinli tiyatro
  • ile Orta oyunu'nun
  • birlesmesinden olusan
  • bir tiyatrodur.

47
e. Köy Tiyatrosu Gelenegi
  • Kirsal bölgelerde, köylerde görülen,
  • daha çok yöresel yasamdan konularini
  • alan oyunlardir.
  • Kökleri geçmise dayanir. Bolluk,sevgi,
  • savas, kiskançlik, yoksulluk gibi konular
  • islenir.
  • Sözlü gelenek içinde yer alir.
  • Oyunlarin içerigi ve yapisi, yörelere göre
  • farkliliklar gösterebilir.
  • Oyuncular genellikle profesyonel degildir.
  • Kilik degistirme, kisilestirme, maskeler ve müzik
    oyun içinde yer alabilir.
  • Oyunlarda kaliplasmis sözlerin yani sira
    dogaçlamalar da bulunur.

48
8. Atasözü ve Deyimler
  • Atasözleri halka mal olmus, söyleyeni belli
    olmayan, uzun deneme ve gözlemler sonucu olusmus
    özlü sözlerdir. Sav, mesel, tabir, darbi mesel
    olarak anilirdi.
  • Agaç yas iken egilir atasözü Orhun abidelerinde
    Yuyka erikli toplagali ucuz ermis Yinçge eriklig
    üzgeli Yuyka kalin bolsar toplaguluk alp ermis,
    Yinçge yogon bolsar üzgülük alp emis. (Ince ve
    dayaniksiz iken onu büküp toplamak kolay imis
    derler. Fakat kalin olursa onu büküp toplamak,
    kirip parçalamak güç olur imis.) seklinde geçer.
  • Divan-i Lügatit Türkte Dag daga kavusmaz insan
    insana kavusur. atasözü Tag taga katismaz, kisi
    kisigga katisir. seklinde geçmektedir.
  • Deyimler genelde gerçek anlamin disinda
    kullanilan,en az iki sözcükten olusan ve bir
    düsünceyi etkili bir biçimde anlatan kaliplasmis
    sözlerdir.

49
3. Tekke ve Tasavvuf Edebiyati A. Biçim
Özellikleri
  • Nazim birimi Dörtlüktür, Beyit halinde söylenmis
    siirler de vardir.
  • Hece ölçüsünün yaninda aruz ölçüsü de
    kullanilmistir.
  • Yarim Uyak ve Redif kullanilmistir.
  • Bu edebiyatin konusu Allah aski ve Vahdet-i
    Vücud düsüncesidir.
  • Tekke edebiyati sairlerinin birçogu,
    dergahlarda, tekkelerde tarikat ögretisiyle
    yetismis seyh ve dervislerdir hosgörüyü, ilahi
    aski ve sevgiyi benimsemislerdir.
  • Dil bilinçle seçilmis halkin anlayacagi
    bir dildir. Bu dil özellikle Yunus gibi ozanlar
    tarafindan bilinçle islenmistir.
  • Dilde Arapça ve Farsçadan gelmis tasavvuf
    terimleri yer almaktadir.
  • Yalin ve özlü bir anlatim kullanilmistir. Söz
    sanatlarina basvurulmamistir.
  • Nazim Sekilleri Ilahi, Nefes, Deme, Devriye,
    Nutuk, Sathiye, Ayin, Hikmet, Vezn-i Cem Düzyazi
    Biçimleri Evliya Menkibeleri, Efsaneler,
    Tezkireler (Tarikat büyüklerinin yasamlarini
    anlatir.)...

50
2. Içerik Özellikleri
  • Amaci önceden belirlenmis ilk edebiyatimizdir. Bu
    amaç, genis halk yiginlarina tasavvuf düsüncesini
    benimsetmektir.
  • Islenen baslica konular Tanri sevgisi (aski),
    Tanri'ya varis yollari, dünyanin geçiciligi,
    nefsin (benligin) öldürülmesi, ölüm, tasavvuf
    ilkeleri...
  • Siirlerin önemli bir kismi didaktiktir. Ancak
    bunlarda bile büyük bir cosku vardir.
  • Halk edebiyatinda hiç aruz kullanmayan sairler
    Karacaoglan, Köroglu, Dadaloglu, Pir Sultan
    Abdal, Kayikçi Kul Mustafa, Asik Veysel

51
Tekke Tasavvuf Edebiyati Nazim Sekilleri ILAHI
  • Tanriyi övmek, ona yakarmak için söylenilen dini
    sarkilara ilahi denir. Tekke edebiyatinda ise din
    ve ahlakla ilgili siirler ilahi adiyla
    tanimlanir. Özel bir ezgiyle okunur. Hecenin 7
    li, 8li ve 11 li kalibiyla söylenir.
  • Bektasi tekkelerinde Nefes, Mevlevilerde Ayin,
    Alevi tekkelerinde Deme adini almislardir.
  • Daglar ile taslar ile
  • Çagirayim mevlam seni
  • Seherlerde kuslar ile
  • Çagirayim mevlam seni
  • Sular dibinde mâhiyle
  • Sahralarda âhû ile
  • Abdal olup yâhû ile
  • Çagirayim mevlam seni (Yunus Emre)


52
NEFES
  • Bektasi sairlerin söyledikleri tasavvufi siirlere
    denir. Genellikler tasavvuftaki vahdet-i vücud
    düsüncesi anlatilir. Bunun yaninda Hz. Muhammed
    ve Hz. Ali için övgüler de söylenir.
  • Aleviler, bu türde yazilmis olan siirlere DEME
    adini verirler.
  • Ilahi, nefes ve demeler, bestelenerek söylenir.
  • Istivâyi gözler gözüm
  • Sebalmesanidir yüzüm
  • Enel Hakki söyler sözüm
  • Mirâcimiz dârdir bizim
  • Haber aldik mahkemâttan
  • Geçmeyiz zâttan sifattan
  • Balim nihan söyler Haktan
  • Irsâdimiz sirdir bizim (Balim Sultan)

53
NUTUK
  • Tarikat seyhlerinin, pirlerin, mürsitlerin tekke
    ve tarikat derecelerini ve tarikat adabini
    ögretmek için söyledikleri siirlerdir.
  • Evvel tevhid sürer mürsid dilinden
  • Erisir cânina fazli Hüdâ nin
  • Kurtulursun emârenin elinden
  • Erisir cânina fazli Hüdâ nin

54
DEVRIYE
  • Allahtan gelip Allaha dönülecegini de anlatan
    siirler diyebiliriz. Devriye, Hz. Muhammed in
    Ben nebi iken Âdem su ile çamur arasindaydi.
    hadisi ile ilgilidir. Mutasavviflara göre vücut
    halindeki Hz. Muhammed, yeryüzüne sonradan
    gelmistir. Halbuki ruh halindeki Hz. Muhammed
    ezelden beri vardi. Vakti gelen ruh maddi aleme
    iner. Önce cansiz varliklara, sonra nebâtata
    (bitkilere), hayvana, insana en sonra da insan-i
    kamil e geçer. Oradan da Allah a döner. Bu
    inisi ve çikisi anlatan siirlere devriye denir.
  • Ana rahminden düstük pazara
  • Bir kefen aldik da girdik mezara
  • Çok seyr ü devr edip geldim ben ey can
  • Bildim cihan yine evvelki cihan
  • (Hüsnî)


55
SATHIYE
  • Dini konulardan, inanca ait meselelerden, alayli
    bir dille söz eder gibi yazilan siirlerdir.
    Görünüste saçma sanilan bu siirlerin,
    yorumlandiginda tasavvufla ilgili degisik
    konulara degindigi anlasilir. Bu tür siirlere
    genellikle Bektasi sairlerinde rastlanir. Medrese
    hocalarina göre bu sathiyeler küfür sayilir.
  • Yeri gögü ins ü cinni yarattin
  • Sen ey mimar basi eyvanci misin
  • Ayi burcu günü çarhi var ettin
  • Ey mekan sahibi rahsanci misin
  • Denizleri yarattin sen kapaksiz
  • Sulari yürüttün elsiz ayaksiz
  • Yerleri temelsiz gögü direksiz
  • Durdurursun acep iskanci misin

  • (Azmi)

56
DEME
  • Alevi-Bektasi tarikatindan tasavvuf siirlerinin
    tarikatlarini ve hareketleriyle ilgili temalari
    isleyen, sorunlarini konu edinen siirlerine
    "deme" adi verilir. Genellikle 8li hece
    ölçüsüyle yazilan demeler saz esliginde kendine
    özgü bir makamla söylenir.

57
HIKMET
  • Dini konulardaki sezgilerin bilgece, özlü bir
    biçimdeanlatildigi ilahi tarzindaki siirlerdir.
  • Hoca Ahmet Yesevinin siirlerinin adidir.
  • Ya ilahim hamdin ile hikmet dedim
  • Zati ulu hacem, siginip geldim sana
  • Tevbe kilip günahimdan korkup döndüm
  • Zati ulu hacem, siginip geldim sana

58
Tekke ve Tasavvuf Edebiyati SanatçilariHOCA
AHMET YESEVI (12. yy)
  • Tasavvuf edebiyatinin kurucusudur.
  • En önemli eseri dini ve
  • ahlaki ögütler veren Divan-i Hikmet te,
  • Ilahi aski anlatir.
  • Allah askina düsen kisi bencillik,
  • gösteris, iki yüzlülük, kisisel çikar gibi
  • küçük hesaplara düsmemelidir.der.
  • Ask kapisini Mevlâm açinca bana degdi
  • Toprak eyleyip 'Hazir ol! ' deyip boynumu egdi
  • Yagmur gibi melâmetin oku degdi
  • Ok saplanip yürek, bagrimi destim ben iste.

59
YUNUS EMRE (1250-1320)
  • Yüzyillar boyunca Tekke edebiyatinin en büyük
    önderi sayilmis bugünkü Türkçenin baslaticisi
    kabul edilmistir.
  • Yalin ve özlü söyleyisin ustasidir siirlerinde
    coskun bir lirizm vardir.
  • Insan sevgisi ve Tanri sevgisi siirlerinin genel
    temasidir.
  • Tasavvuf akimini taskin ve gür lirizmi ile halka
    yansitmistir.
  • Aruzla da siir yazmakla birlikte
  • genellikle heceyi kullanmistir.
  • Eserleri Divan (Ilahi ve nefesler)
  • Risaletü'n Nushiye (Mesnevi-Aruz)

60
HACI BEKTAS-I VELI (13. Yüzyil)
  • Ünlü bir Türk mutasavvifidir.
  • Bektasiligin kurucusudur.
  • Ahmet Yesevi'nin isaretiyle
  • Anadolu'ya gelmis,
  • Kirsehir'e yerlesmis ve
  • pek çok dervis yetistirmistir.
  • Makalat (Bu eserde kisa hikaye
  • ve nüktelerle Allah aski ve coskusu
  • anlatilmaktadir.)
  • Her ne arar isen kendinde ara
  • Kudüste, Mekkede, Hacda degildir.

61
HACI BAYRAM VELI (1352-1420)
  • Bayramiye tarikatinin kurucusudur.
  • Siirlerinde Yunus Emre'nin etkisi görülür. Haci
    Bayram Veli'nin bugüne kalabilen aruzla yazilmis
    iki, hece ölçülü üç siiri var. Bir de onun oldugu
    söylenilen Türkçe bir mektubu varmis.
  • Nutuk (Hece ölçüsü)
  • N'oldu bu gönlüm n'oldu bu gönlümDerd-u gam ile
    doldu bu gönlümYandi bu gönlüm yandi bu
    gönlümYanmada derman buldu bu gönlüm
  • Bilmek istersen seniCan içre ara caniGeç
    canindan bul aniSen seni bil sen seni

62
KAYGUSUZ ABDAL (15.Yüzyil)
  • Gaybi ya da Kaygusuz Sultan olarak da taninir.
  • Siirlerinde hicivli (mizahi) bir dil kullanmis
    ham sofularla ve insanlik kusurlariyla alay
    etmistir.
  • Bektasi ozanidir.
  • Hem aruz hem hece ölçüsünü kullanir.
  • Yalin bir dili ve kivrak bir söyleyisi
  • vardir.
  • Eserleri Kaygusuz Sultan Divani
  • (Siir), Budalaname (Düzyazi)
  • Bir kaz aldim ben karidanBoynu da uzun
    borudanKirk abdal kanin kurutanKirk gün oldu
    kaynadirim kaynamazSekizimiz odun
    çekerDokuzumuz ates yakarKaz kaldirmis basin
    bakarKirk gün oldu kaynadirim kaynamaz

63
PIR SULTAN ABDAL (16.Yüzyil)
  • Kanuni döneminde Sivas'in Banaz ilçesinde
    yasamistir.
  • Bektasi ozanidir.
  • Bir ayaklanmaya katildigi gerek-
  • çesiyle Hizir Pasa tarafindan öldürtül-
  • müstür.
  • Aleviligi yaymak amaciyla yazdigi
  • siirlerinde coskun bir lirizm hakimdir.
  • Duru bir Türkçe ile yazdigi dindisi
  • siirlerinde aski, dogayi ve halkin gerçek
  • yasamini anlatmistir.
  • Siirleri halk belleginde yasayarak
  • günümüze ulasmistir.
  • Bin cefâlar etsen almam üstümeGayet sirin geldi
    dillerin dostumVarip yad ellere meyil
    verirsenKis ola baglana yollarin dostum

64
SEYRANI (1800-1866)
  • Tasavvufa ilgi duymus, hicivleri yüzünden
    Istanbul'dan kaçmak zorunda kalmistir.
  • Asik ve divan tarzi siirler yazmistir.
  • Saglam bir dil ve içten bir anlatima sahiptir.
  • Seyrani Divani adli bir eseri vardir.
  • Gönül serden geçer yardan geçemezBaglanmis
    ikrara kavi özlüyümHer sözüm dinleyen özüm
    seçemezSirat köprüsünden ince sözlüyüm
  • Seyrani aradim onu her yerdeAsk-i hakikatle
    düstüm bu derdeTuttum günahimdan yüzüme
    perdeRabbim divaninda kara yüzlüyüm

65
ERZURUMLU IBRAHIM HAKKI (18. yy)
  • Sair, bilgin ve mutasavviftir.
  • Divani ve çesitli bilimlerden söz eden (fizik,
    astronomi, sosyoloji) Marifetnamesi ile ünlüdür.
  • Siirlerinde tasavvufi coskunluk
  • vardir.
  • Görelim Mevla neyler
  • Neylerse güzel eyler
  • sözü meshurdur.

66
Her ne kadar Sürç-i lisan ettiysek af ola diye
bitiriyoruz sözü. Bizi dinlediginiz için tesekkür
ederiz.
  • Hazirlayan ve sunan Devrim OLUKLULU (Edebiyat
    Ögretmeni)
Write a Comment
User Comments (0)
About PowerShow.com