Title: G
1GÜMRÜK BIRLIGI ve TÜRKIYE EKONOMISINEETKILERI
2- Türkiyenin Avrupa Birligi ile bütünlesme
hedefine yönelik ortaklik iliskisinin önemli bir
asamasi olan Gümrük Birligi, ayni zamanda disa
dönük büyüme politikasi çerçevesinde taraf oldugu
en genis kapsamli ticari yapilanma olarak - 1 Ocak 1996da tamamlanmistir.
3- AB ile Türkiye arasinda sanayi mallari ve
islenmis tarim ürünlerinin serbest dolasimina
iliskin bir ekonomik entegrasyon modeli olan
Gümrük Birligi sürecinde Türkiye, mevzuatini
Avrupa Birliginin gümrük ve ticaret
politikalarinin yani sira rekabet ve fikri sinai
mülkiyet haklarina iliskin politikalari da dahil
olmak üzere kapsamli bir alanda uyumlastirmak
yükümlülügünü üstlenmistir. Herhangi bir gümrük
birligi iliskisinden daha ileri bir entegrasyona
karsilik gelen söz konusu uyum çalismalari
neticesinde, sanayi ve ticareti dogrudan
etkileyen önemli yapisal ve kurumsal
degisiklikler olusmustur.
41. Gümrük Birliginin Tamamlanmasi ve Kapsami
- Türkiye ile Avrupa Birligi arasindaki ortaklik
iliskisinin temel unsurlarindan birini teskil
eden Gümrük Birliginin çerçevesi, esasen 1963
yilinda Ankara Anlasmasi ile çizilmis ve 1973
yilinda Katma Protokol ile ayrintilari
belirlenmistir. - Bilindigi gibi, Türkiye ile AB ortakliginin yasal
zeminini olusturan Ankara Anlasmasi üç asamali
bir entegrasyon modeli öngörmüstür. Anlasmanin
yürürlüge girdigi 1 Aralik 1964 tarihi itibariyle
baslatilan ilk dönem, Toplulukla Türkiye
arasindaki ekonomik farkliliklari azaltmaya
yönelik Hazirlik Dönemi olarak belirlenmistir.
Bu dönemde Türkiye herhangi bir yükümlülük
üstlenmemistir.
5- Buna karsilik, Topluluk 1971 yilinda, bazi petrol
ve tekstil ürünleri disinda Türkiyeden ithal
ettigi tüm sanayi mamullerine uyguladigi gümrük
vergileri ve miktar kisitlamalarini tek tarafli
olarak sifirlamistir. 1 Ocak 1973 tarihinde
yürürlüge giren Katma Protokol ile hazirlik
dönemi sona ermis ve geçis döneminin kosullari
belirlenmistir. Buna göre taraflar arasinda
sirasi ile sanayi ürünleri, tarim ürünleri ve son
olarak kisilerin serbest dolasiminin saglanmasi
ile Gümrük Birliginin tamamlanmasi
öngörülmüstür.
6- Bu dönemde Türkiyenin 12-22 yillik geçis süresi
dahilinde Topluluktan ithal ettigi sanayi
ürünlerinde gümrüklerini ortak gümrük tarifesi
hadlerine indirmesi hükme baglanmistir. Türkiye
1980li yillardan itibaren yatirimlarin tesvik
edilmesi amaciyla yatirim mallari ithalatinda
gümrüklerini sifirlamistir. O dönemde uygulamaya
koyulan bu politika dogrultusunda ABden ithal
edilen yatirim mallarina da gümrük
uygulanmamistir. 6 Mart 1995 tarih ve 1/95 sayili
Ortaklik Konseyi karari ile de sanayi mallarinda
Gümrük Birliginin tesis edilmesine iliskin
kosullarin olustuguna karar verilmistir. Gümrük
Birligi, 1 Ocak 1996 itibariyle tamamlanarak
islerlik kazanmistir.
72.Gümrük Birliginin Türk Dis Ticaretine Etkileri
- Gümrük Birliginin Türk dis ticaretine etkileri
degerlendirilirken gözden kaçirilan bir diger
husus da bu sürecin 1996 yili sonrasi gerek
Türkiye ekonomisi gerek dünya ekonomilerindeki
gelismelerden bagimsiz ele alinamayacagidir.
Gümrük Birligi Türk dis ticaretindeki degisimleri
tek basina belirleyen bir süreç degildir. Bu
çerçevede öncelikle 5 Nisan 1994 tarihinde
yasanan ekonomik kriz ile meydana gelen
devalüasyonun yarattigi sorunlarin ve 1997
yilinda dünya ekonomisinde patlak veren Asya,
ardindan Rusya krizlerinin degerlendirmelerde
dikkate alinmasi gerekmektedir.
8- Ayrica 1998 Mart ayi itibariyle Türkiye
ekonomisinde yasanan ciddi durgunlugun, 1999
yilinda gerçeklestirilen genel seçimler, Agustos
ve Kasim aylarinda yasanan deprem felaketleriyle
sürmesi de, bu dönemde Türkiye- Avrupa Birligi
dis ticaretinin yapisini etkilemistir. Son olarak
Türkiyenin kronik enflasyon sorununa çözüm
bulmak temel amaciyla 2000 yilinda uygulamaya
koyulan ekonomik istikrar programinin Kasim 2000,
Subat 2001 tarihlerinde yasanan krizlerle
hedeflerinden sapmasiyla olusan istikrarsizlik ve
devalüasyon, 2001 yili ilk yarisindaki dis
ticaret rakamlarinda belirleyici olmustur.
9Tablo ITürkiyenin Dis Ticareti ve ABnin Payi
10Tablo II Türkiyenin Dis Ticaretinin Ülke
Gruplarina Göre Dagilimi (milyon Dolar)
1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000
Ihracat 15 348 18 105 21 636 23 224 26 261 26 974 26 589 27 485
AB 7 599 8 635 11 078 11 549 12 248 13 498 14 349 14 401
D.OECD 608 686 841 784 750 701 719 800
Türk Cum. 605 559 742 958 1 136 1 078 822 816
O. Dogu 1 989 2 108 2 132 2 245 2 382 2 189 2 204 2 157
K. Afrika 597 725 900 985 980 1 502 1 344 1 072
D.Ülkeler 2 656 3 498 4 031 4 610 6 180 5 226 4 162 4 629
Ithalat 29 429 23 270 35 708 43 627 48 559 45 921 40 687 54 150
AB 13 875 10 915 16 861 23 138 24 870 24 075 21 417 26 456
D.OECD 2 852 1 705 2 547 2 851 3 969 3 936 2 679 3 601
Türk Cum. 344 320 301 329 408 456 464 635
O. Dogu 2 799 2 530 2 687 3 243 2 726 1 943 1 987 3 105
K. Afrika 381 629 1 142 1 618 1 813 1 493 1 404 2 251
D.Ülkeler 4 793 3 628 7 176 7 345 8 797 8 557 8 506 12 757
11Tablo III Türkiyenin AB ile Ticaretinin
Sektörel Dagilimi (milyon Dolar)
Tarim Tarim Tekstil ve Konfeksiyon Tekstil ve Konfeksiyon Demir Çelik Demir Çelik 84, 85 ve 87. Fasillar 84, 85 ve 87. Fasillar Sanayi Ürünleri Sanayi Ürünleri Toplam Toplam
Ihr. Ith. Ihr. Ith. Ihr. Ith. Ihr. Ith. Ihr. Ith Ihr. Ith
1994 1,647 185 4,150 501 293 1679 782 4,375 1,762 3,865 8,634 10,279
1995 1,965 790 5,353 828 505 1,353 1,239 6,617 2,017 6,773 11,078 16,860
1996 1,854 675 5,660 1,379 421 1,852 1,505 10,155 2,109 8,848 11,548 23,138
1997 2,037 512 5,930 1,611 622 2,081 1,550 11,751 2,109 9,123 12,248 24,870
1998 1,941 477 6,464 1,425 703 1,873 2,083 11,696 2,307 9,011 13,498 24,075
1999 1,900 489 6,363 1,318 818 1,466 2,705 10,428 2,562 8,238 14,348 21,416
2000 1,483 474 6,433 1,400 888 943 2,803 13,612 2,745 9,599 14,352 26,388
2001 1,674 304 6,699 1280 997 1004 3,754 7,736 2,993 7,957 16,118 18,280
2002 719 255 4,285 912 490 700 2,508 4,711 1,671 5,174 9,673 11,752
12Tablo IVTürkiyenin AB ile Ticaretinin Mal
Gruplarina Göre Dagilimi (milyon Dolar)IHRACAT
13Türkiyenin AB ile Ticaretinin Mal Gruplarina
Göre Dagilimi (milyon Dolar)ITHALAT
14Tablo V Avrupa Birliginin Ithalat ve
Ihracatinda Türkiyenin Yeri (milyon Euro)
AB Toplam Ihracat AB Toplam Ithalat ABnin Türkiyeye Ihracati ABnin Toplam Ihracatinda Türkiyenin Payi ABnin Türkiyeden Ithalati ABnin Toplam Ithalatinda Türkiyenin Payi
1980 211,1 280,6 2,0 1,0 1,1 0,4
1993 390,6 470,2 12,4 2,6 6,8 1,5
1994 471,4 518,5 9,3 1,8 7,9 1,5
1995 573,3 545,3 13,4 2,34 9,2 1,69
1996 627 581,1 18,3 2,92 10,2 1,76
1997 721,1 672,4 22,4 3,11 11,9 1,77
1998 730,8 709,8 22,1 3,03 13,6 1,92
1999 758,3 772,1 20,5 2,71 15,5 1,95
2000 937,9 1026,8 30,0 3,2 17,45 1,7
153.Gümrük Birliginin Yabanci Sermaye Üzerindeki
Etkileri
- Tablo VI Izin Verilen Yabanci Sermaye
Yatirimlari (milyon)
1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002
AB Toplam 1188,4 982,9 1848,4 3272,3 1022,4 1065,9 1166,3 1950,0 1804,6 1406
Genel Toplam 2125,0 1487,7 2938,3 3837,0 1678,2 1645,8 1700,4 3059,0 2738 2243
AB/Genel 55,9 66,20 62,91 85,28 60,92 64,76 68,59 63,74 66,01 62,7
Genel Fiili Giris 1016 830 1127 964 1032 976 817 1719 3044 1402
164.Gümrük Birligi ve Istihdam
- Gümrük Birligine yönelik mevcut elestirilerin
yogunlastigi bir diger önemli alan istihdamdir.
Gümrük Birliginin Türkiyenin istihdam sorununu
daha ciddi bir noktaya getirecegi, rekabet gücü
düsük sektörlerde ve özellikle KOBIlerde pazar
ve üretim kaybina, nihai asamada ise issizlige
yol açacagi yönündeki elestirilerde, bazi önemli
degerlendirmeler göz ardi edilmektedir.
17- Gümrük Birligi belirtildigi gibi tam rekabet
kosullari çerçevesinde, isleyen bir serbest
piyasa ekonomisinde belirlenen standartlara
uygun, kaliteli üretime yönelik bir yapilanma
sunmaktadir. Bu çerçevede istihdam kaybinin
oldugu sektörlerde öngörülen kalite düzeyinde
üretimin gerçeklesmedigi ortaya çikmaktadir.
Bununla birlikte Gümrük Birligi sonrasi
Türkiyenin Avrupa Birliginden gerçeklestirdigi
ithalatin yatirim ve ara mallari lehine olan
dagiliminin, orta vadede sanayinin yapisinda
üretim kalitesini artirici etki yapacagi ortaya
koyulmustur.
18- Sanayinin rekabet gücünü olumlu yönde etkileyecek
olan bu degisim istihdam edilen isgücü oraninda
da rol oynayacaktir. Bu çerçevede Gümrük Birligi
sonrasi, rekabet gücü artan ve ihracat imkani
yakalayan sektörlerde olusacak istihdam ihtiyaci,
diger sektörlerde olusan istihdam kaybinin
dengelenmesine yardimci olacaktir.
19- Bilindigi gibi Gümrük Birliginin yabanci
yatirimlar üzerindeki olumlu etkileri halihazirda
beklenen düzeyde degildir. Bu durumun temel
sebeplerinden biri, Türkiyedeki ekonomik ve
siyasi istikrarsizliklarin iç ve dis yatirimlari
özendirici bir iklimin olusmasini engellemesidir.
Istikrarin saglanmasi halinde yeni yabanci
sermaye mevzuati, etkin tesvikler ve AB ile büyük
ölçüde uyumlastirilmis rekabet mevzuati, yabanci
sermaye girisine uygun zemin olusturacaktir.
Türkiyeye gelen yabanci sermayenin muhtemel
etkilerinden birisi de, istihdamin artisi
olacaktir.
20- Gümrük Birligi çerçevesinde Türkiye ile yürüttügü
ticari isbirliginin, Avrupa Birligine sundugu en
önemli avantajin Türkiyedeki büyük ve dinamik
pazarin yani sira AB sermaye yatirimlarina ucuz
istihdam olanagi yaratmasi olarak görülmektedir.
Ancak Gümrük Birliginin tamamlanmasini takiben,
Avrupa Birligi, sendikacilik hareketlerinin
baskisi ve Avrupa Sosyal Sarti çerçevesinde ucuz
isgücünün sosyal damping ile haksiz rekabete yol
açmasindan duydugu endise ile Türkiyedeki
çalisma normlari ve sendikal özgürlükler konulari
üzerinde önemle durmustur.
21- Öte yandan Birlige aday MDAÜler ile
karsilastirildiginda yeni süreçte Türkiyenin
ucuz isgücü sunan bir aday ülke olmadigi da
ortaya çikmaktadir. Son dönemde Türk
yatirimcilarin da yatirim ve isletme
maliyetlerinin yüksekligi nedeniyle komsu
ülkelere ve hatta Uzak Doguya yönelmeleri bu
saptamayi dogrulamaktadir. - Bu çerçevede Gümrük Birliginin Türk istihdam
piyasasinda ucuz isgücüne bagli olarak issizlik
sorununa çözüm getirebilecegi düsüncesi içinde
bulunulan kosullarda gerçegi yansitmamakta, buna
karsilik Gümrük Birliginin nitelikli isgücünü
tesvik edici bir etkisi olacagi ortaya
çikmaktadir.
22- Nitelikli isgücü bu asamada Türkiyenin Avrupa
Birligi karsisinda rekabet kapasitesini
yükseltebilmesinin ön kosullarindan biri olarak
görülmektedir. Uzun yillar emek yogun
teknolojileri tercih eden Türkiyenin ileri
teknolojilerle üretim yapan AB sirketleri
karsisinda rekabet gücünü koruyabilmesi, isgücünü
yüksek teknolojiyi kullanabilir düzeye
getirmesine baglidir. Bu da öncelikle Türkiyede
is öncesi mesleki egitim sisteminin
gelistirilmesi ve yasam boyu egitim anlayisinin
yerlestirilebilmesini gerektirmektedir.
235.Gümrük Birligi ile Kaydedilen Yasal ve Kurumsal
Degisiklikler
- 5.1 Gümrük Vergileri ve Kotalarinin Kaldirilmasi
ve AB Gümrük Koduna Uyum - 5.2 Serbest Ticaret Anlasmalari
- 5.3 Ticarette Teknik Engellerin Kaldirilmasi
- 5.4 Fikri ve Sinai Mülkiyet Haklari
- 5.5 Rekabet Mevzuati
- 5.6 Kurumsal Isbirligi
24Gümrük Vergileri ve Kotalarinin Kaldirilmasi ve
AB Gümrük Koduna Uyum
- 1/95 sayili Ortaklik Konseyi Kararinda taraflar,
1996 yilinda Gümrük Birliginin tamamlanmasiyla
sanayi ürünleri ve islenmis tarim ürünlerinde
gümrüklerin sifirlanmasini, tarim ürünlerinde
serbest dolasimin ise Türkiyenin Toplulugun
Ortak Tarim Politikasina uyum saglanmasindan
sonra gerçeklesmesini hükme baglamislardir. Bu
dogrultuda Türkiye, 1 Ocak 1996 tarihi itibariyle
öncelikle ABden ithal ettigi sanayi ürünlerine
uyguladigi mevcut tüm gümrük vergileri ve es
etkili tedbirleri kaldirmis, miktar kisitlamasi
uygulamasina son vermis, ayrica üçüncü ülkelere
karsi Birligin Ortak Gümrük Tarifesini (OGT)
uygulamaya baslamistir.
25- Ayni tarih itibariyle 1/95 sayili OKKnin Ek
Iinde listelenen islenmis tarim ürünlerinin
sanayi ve tarim paylari ayri ayri hesaplanarak,
bir kisim islenmis tarim ürününün sanayi payi
hemen sifirlanmis, kalan ürünlerde ise sanayi
paylarinin asamali olarak sifirlanmasi kararina
varilmistir. 2001 yilina kadar Topluluk OGTsi
üzerinde vergi uygulanabilen hassas ürünlere
iliskin indirimler ise tamamlanmistir. - Gümrük Birliginin Türkiye ekonomisine etkilerine
iliskin degerlendirmelerde, ilk asamada gümrük
vergileri ve kotalarin kaldirilmasinin yaratacagi
kamu gelir kaybi üzerinde durulmaktadir.
26- Ancak 1994 yilindaki gümrük gelirleri GSMHnin
2,31i iken, 1997de 2,61i olmasi söz konusu
endiselerin gerçeklesmedigini ortaya koymaktadir.
Bunun yani sira, Gümrük Müstesarligi yetkilileri
tarafindan 2000 yilinda dis ticaret vergilerinin
bir önceki yila göre 134 oraninda artis
gösterdigi ifade edilmektedir. Söz konusu veriler
Gümrük Birliginin beklenenin aksine bir kamu
gelir kaybina degil, düsük oranda olmakla
birlikte gelir artisina yol açtigi sonucunu
vermektedir. Gümrük gelirlerindeki artisin temel
sebebi, Türkiyenin Gümrük Birliginden
kaynaklanan yükümlülükleri dogrultusunda gümrük
idarelerine yönelik yeniden yapilanma ve
modernlesme çalismalaridir.
27Serbest Ticaret Anlasmalari
- 1/95 sayili Ortaklik Konseyi Kararinin 16.
maddesinde belirtildigi gibi 2001 yilina kadar
Toplulugun tercihli ticaret rejimine uyum
çerçevesinde Türkiyenin, ABnin serbest ticaret
anlasmalari (STA) imzaladigi üçüncü ülkelerle
Serbest Ticaret Anlasmalari müzakere etmesi
gerekmektedir. - Türkiye halihazirda EFTA Israil, Makedonya,
Bosna-Hersek ve 10 MDAÜ ile Serbest Ticaret
Anlasmalarini yürürlüge koymustur. Ayrica Fas,
Tunus, Misir, Filistin, Hirvatistan, Güney
Afrika, Faroe Adalari ile müzakerelere baslamis,
Malta ve Ürdün ile de müzakere hazirliklarini
yürütmektedir.
28- 1980 yilindan itibaren ithal ikameci sistemin
yerine ihracata dayali büyüme politikasi
izleyerek yeni pazarlar bulma ve ihracatini ürün
bazinda çesitlendirme hedefini güden Türkiye için
serbest ticaret anlasmalari önemli ticari
açilimlar yaratmaktadir. Yürütülen müzakerelerin
tamamlanmasi halinde Türkiye, yaklasik 40 ülke ve
800 milyona yakin nüfusla dünyanin en büyük
serbest ticaret alani içerisinde avantajli
kosullarda ticaret yapma imkanina sahip
olacaktir.
29- Ölçek ekonomilerinin olusmasinda STAlar,
maliyetlerin minimize edilmesi ve pazarin
büyümesi yönünde önemli avantajlar sunmaktadir.
Serbest ticaret anlasmasi imzalanmis üçüncü
ülkelerden daha uygun kosullarda hammadde ve yari
mamul temin edebilecek olan Türk sanayicisi
üretim maliyetlerini düsük tutabilecek, dünya
piyasalarinda rekabet gücünü artiracaktir.
30- Özellikle MDAÜlerle gerçeklestirdigi serbest
ticaret anlasmalari, Türk Cumhuriyetleri ve Rusya
ile olan ticareti de etkileyecek, söz konusu
ülkelerle yakin isbirligi içerisinde olan
MDAÜlerle, ortak yatirimlar gerçeklestirmek
mümkün olacaktir. Ayrica Türkiyenin imzalamis
oldugu ve müzakerelerini sürdürdügü serbest
ticaret anlasmalari ile elde etmis oldugu
müzakere pratigi de bir diger önemli husustur.
31- Türkiye, serbest ticaret anlasmalari ile önemli
avantajlar elde etmekle birlikte, söz konusu
ülkelerin Türkiye ile yürütecekleri ticarette
ABnin tanimis oldugu tavizleri tanima
yükümlülügünü üstlenmektedir. Bunun yani sira
üçüncü ülkelerle ancak Gümrük Birligi ile
belirlenmis ortak gümrük tarifesi dahilinde
ticari isbirlikleri gerçeklestirebilmektedir.
32Ticarette Teknik Engellerin Kaldirilmasi
- 1/95 sayili Ortaklik Konseyi Karari, taraflar
arasindaki ticaretin Gümrük Birligi çerçevesinde
gelistirilebilmesi ve mallarin serbest
dolasiminin tam olarak saglanabilmesi için
Türkiyenin ticarette teknik engellerin
kaldirilmasina iliskin AB mevzuatini Türk
mevzuatina aktarmasini hükme baglamistir. Son
derece kapsamli olan bu alanda uyum saglanmasi
gereken mevzuat listesi 2/97 sayili OKK karari
ile belirlenmis ve Türkiyenin 31 Aralik 2000
tarihine kadar standardizasyon, ölçüm,
kalibrasyon, kalite, akreditasyon, test ve
belgelendirme alanlarindaki mevzuatini Topluluk
mevzuatina uyumlastirmasi gerektigi
belirtilmistir.
33- Türkiye, teknik mevzuat uyumuna iliskin olarak
yürüttügü çalismalarda önemli asamalar
kaydetmistir. Öncelikle 1997 yilinda Bakanlar
Kurulu Karari ile Avrupa Birliginin yeni
yaklasim direktifleri çerçevesindeki 32 ürün
grubuna iliskin uyumlastirma çalismalarini
yürütecek kamu kuruluslarini tespit etmistir. Söz
konusu ürün gruplarina yönelik AB standartlarina
uyumla yükümlü olan kurum Türk Standartlari
Enstitüsüdür (TSE). TSE, 1993 yilindan beri
yürüttügü çalismalar neticesinde yaklasik olarak
80 oraninda AB standardini Türk standardi
haline getirmistir.
34- Avrupa Standart Teskilati CEN ve CENELECe de
bagli üye olan TSE, Gümrük Birligi sonrasinda
yeniden yapilandirilmis ve bünyesinde
kalibrasyon, deney, belgelendirme merkezleri
olusturulmustur. TSE, yeni yapilanmasi
çerçevesinde ayrica kalite bilincinin
yayginlastirilmasi yönünde egitim çalismalari da
yürütmeye baslamistir.
35Fikri ve Sinai Mülkiyet Haklari
- Gümrük Birligine konu olan mallarin tabi oldugu
fikri ve sinai haklara iliskin mevzuatin Avrupa
Toplulugu ile Türkiyede farkli düzeylerde
bulunmasinin serbest dolasima tarife disi engel
teskil etmesi, Türk mevzuatinin Avrupa Toplulugu
mevzuatina ve bu alandaki uluslararasi
sözlesmelere uyumunu gündeme getirmistir.
36- 1/95 sayili Konsey Karari çerçevesinde yürütülen
çalismalar neticesinde Türkiye hem endüstriyel
hem sanatsal mülkiyet hakkini kapsayan fikri ve
sinai mülkiyet hakkina iliskin mevzuatini AB
mevzuatina uyumlastirmayi büyük oranda
basarmistir. Sinai mülkiyet haklari konusunda
gerekli mevzuati, Gümrük Birligi öncesinde
yürürlüge koymus ve yari resmi bir organ olarak
Patent Enstitüsünü 1994 yilinda kurmustur.
37- 1995 yilinda son derece eski kanunlara dayanan ve
güncelligini yitiren Fikir ve Sanat Eserleri
Kanununun kapsami genisletilmis ve AB mevzuatina
yakinlastirilmistir. Ortaklik Konseyi Kararinda,
belirtilen fikri ve sinai mülkiyet hakkina
iliskin uluslararasi anlasmalarin önemli bir
kismina da taraf olunmustur. Son olarak 3 Mart
2001 tarihinde yürürlüge giren Fikir ve Sanat
Eserleri Kanununda Degisiklik Yapilmasi Hakkinda
Kanun ile taraf olunan uluslararasi anlasmalara
uyumlu olarak korsan yayincilik, fikir ve sanat
eser sahiplerinin manevi haklarinin ihlali
durumunda uygulanan cezai müeyyideler
hususlarinda yeni düzenlemeler getirilmistir.
38- Türkiye, Gümrük Birliginden dogan yükümlülügü
dogrultusunda fikri mülkiyet haklarina iliskin,
uluslararasi anlasmalara, bu çerçevede Ticaretle
Baglantili Fikri Mülkiyet Haklari Anlasmasina
(TRIPs) taraf olarak bu alanda kapsamli
düzenlemeler öngören Dünya Ticaret Örgütüne
üyelik çerçevesindeki yükümlülüklerini de yerine
getirmistir.
39- Fikri ve Sinai mülkiyet haklari konusunda önemli
ihlallerin kaydedildigi Türkiyede uluslararasi
normlarda bir fikri mülkiyet hakki mevzuatinin
olusturulmasi Türk sanatçilarinin, bulus
sahiplerinin, yaraticilarin, sirketlerin
haklarinin korunmasi ve desteklenmesi, böylelikle
uluslararasi arenada rekabet gücü elde
edebilmeleri açisindan önem tasimaktadir. Ayrica
hem arastirma ve gelistirmeyi özendirip teknik
bilgilerin degerlendirilerek yayginlasmasini
saglamakta, hem de teknoloji transferine imkan
vermektedir. Bu alanda yapilacak her düzenleme
toplumun kültür ve sanat hayatini
zenginlestirecek, teknik ve sinai atilimlarinda
gelistirici rol oynayacaktir.
40Rekabet Mevzuati
- 1/95 sayili Ortaklik Konseyi Kararinda uyum
öngörülen bir diger önemli alan, Rekabet
Mevzuatidir. Karar, sanayi mallarinin serbest
dolasimi çerçevesinde gümrük tarifelerinin yani
sira Türkiyenin AB ürünlerinin piyasaya girisini
engelleyecek ve Türk ürünleriyle rekabetini
sinirlayacak ulusal uygulamalarin yeniden
düzenlenmesini gerekli kilmaktadir. Türkiye,
tüketicinin korunmasini temel alan ve belirli
kurallar çerçevesinde isleyen bir rekabet
ortaminin olusturulmasina yönelik Avrupa Birligi
rekabet mevzuatina uyum çalismalarinda ilerleme
kaydetmistir.
41- Bu alandaki iki önemli yasal düzenleme olan
Rekabetin Korunmasi Kanunu 1994 yilinda,
Tüketicinin Korunmasi Kanunu 1995 yilinda
yürürlüge girmistir. Söz konusu kanunlarin
uygulanmasindan sorumlu Rekabet Kurumu ise 1997
yili itibariyle islerlik kazanmistir. - Rekabet hukuku kapsaminda yer alan, rekabeti
bozacak sekilde bazi firmalarin veya ürünlerin
üretimini destekleyen devlet yardimlarinin
kaldirilmasi hususunda çalismalar
sürdürülmektedir.
42- Bu alanda öncelikle tekstil ve giyim sektöründeki
tesvik sistemi AB ile uyumlastirilmis, 1995
yilinda Ihracatta Devlet Yardimlari karari
yürürlüge koyulmus ve ihracatçilara saglanan
tesvikler kademeli olarak degistirilerek genel
muafiyetler sistemi benimsenmistir. Halihazirda
devlet yardimlarina iliskin olarak AB mevzuati
ile Türk mevzuati arasinda farklilik yaratan
temel nokta, devlet yardimlarinin denetlenmesi
konusunda Türk Rekabet Kurulunun yetkili otorite
olarak taninmamasidir.
43- Rekabet Kurulu sadece devlet yardimlarina iliskin
yapilan degisikliklerin rekabet kurallarina uygun
olup olmamasi hakkindaki fikirlerini, degisikligi
yapan ilgili kurum veya bakanliga
iletebilmektedir. - Türkiyede rekabeti kisitlayici bir diger yapi
ticari nitelikteki devlet tekelleridir. Tekel
kanununda, Tekel idaresinin alkollü içkilerin
dagitimi ve ithali üzerindeki tekelinin
kaldirilmasi yönünde degisiklik yapan kanun 20
Ocak 2001 tarihi itibariyle yürürlüge
koyulmustur. Tütün piyasasindaki tekeli
kaldiracak olan tütün ve tütün mamulleri yasasi
ise 9 Ocak 2002 tarihi itibariyle Resmi Gazetede
yayinlanarak yürürlüge girmistir.
44- Rekabet hukuku çerçevesinde Türkiyenin önündeki
en önemli konu olan devlet yardimlarina iliskin
olarak 1 Haziran 2001 tarihinde gerçeklestirilen
GBOK toplantisinda da AB tarafinin Türkiyeden
devlet yardimlarinin gözetimi ve kontrolü ile
ilgili bagimsiz bir kurumun olusturulmasi yönünde
beklentisi dile getirilmistir.
45- Türkiyenin AB rekabet mevzuatina uyum
çalismalari, hedeflerinden biri uluslararasi
ticarette haksiz rekabetin önlenmesi olan DTÖye
üyeligi çerçevesindeki yükümlülüklerini de
karsilamaktadir. Bu çerçevede Türkiye DTÖnün
Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Önlemler
Anlasmasiyla uyumlu Avrupa Birligi devlet
yardimlari mevzuatina uyum saglayarak DTÖ
üyeliginden dogan bir yükümlülügünü daha yerine
getirmis olacaktir.
46- Öte yandan Uruguay Round kararlari temel alinarak
hazirlanan ve Temmuz 1999da Mecliste kabul
edilen Ihracatta Haksiz Rekabetin Önlenmesi
Hakkinda Kanun AB mevzuatina uyum yönünde
gerçeklestirilecek çalismalar kapsamindadir.
DTÖnün Türk sanayiinde çok önemli bir yer tutan
tekstil ürünlerine iliskin olarak 2005 yilina
kadar kotalarin asamali olarak kaldirilmasi,
gümrük vergilerinin düsürülmesi, diger tarife
disi engellerin kaldirilmasi ile serbest ticaret
düzenine geçis konusundaki yükümlülükleri ise
Gümrük Birligi ile büyük ölçüde
gerçeklestirilmistir.
47Kurumsal Isbirligi
- 1/95 sayili karar, Gümrük Birliginin isleyisinin
denetimi ve karsilasilan sorunlara ortak çözümler
olusturulmasi hususunda etkin olacak kurumsal
isbirligi modelleri olusturulmasini da hükme
baglamistir. Birlige tam üye olmaksizin Gümrük
Birligine dahil olan, bu sebeple ortak pazara
iliskin karar alma süreci içerisinde bulunmayan
Türkiyenin durumu, söz konusu kurumsal
yapilanmayi zorunlu kilmis, Gümrük Birliginin,
isleyisini kolaylastirmak hedefi ile özel
komiteler olusturulmustur.
48- Ortaklik Konseyi Kararinin uygulanmasindan
dogacak aksakliklar hususunda ayda en az bir kere
toplanmak üzere Türkiye, Komisyon ve üye
ülkelerin temsilcilerinden olusan Gümrük Birligi
Ortak Komitesi (GBOK) bu dogrultuda olusturulan
ilk yapilanmadir. Bir tavsiye kurumu olan Komite,
bazi konularda sinirli olmak üzere, yeni bir
mevzuat yaratmayacak ve Topluluk mevzuatinda
degisiklik olusturmayacak teknik nitelikli
kararlar alabilmektedir.
49- Gümrük Birliginin isleyisi ile dogrudan ilgili
alanlarda yeni mevzuat hazirlamak veya mevcut
mevzuati degistirmek için olusturulan karsilikli
danisma mekanizmasi bir diger kurumsal
yapilanmadir. Ancak her iki tarafin da yasa
hazirlayici birimlerinin yeterli isbirligi
gelistirememeleri sebebiyle etkinlik
kazanamamistir.
50- Gümrük Birligi ile Türkiyenin içinde yer
alabildigi mekanizmalardan biri de bagimsiz
komitelerdir. Gümrük Birliginin isleyisi ile
dogrudan ilgili alanlardaki Nomanklatür Komitesi,
Gümrük Kanunu Komitesi, Mense Komitesi, Degerleme
Komitesi, Dis Ticaret Istatistikleri Komitesi,
Standartlar Komitesi, Iç Pazar Koordinasyon
Komitesi, Sübvansiyon ve Tekstil Komiteleri gibi
bir çok bagimsiz Komitenin toplantilarina Türk
uzmanlar katilabilmektedir. Söz konusu komitelere
Türk temsilcilerinin katilimi dönem içerisinde
etkinlik ve süreklilik kazanmistir. Bu çerçevede
sübvansiyonlar ve tekstil komitelerinde Türk
temsilcileri bazi avantajlar elde etmislerdir.
516.Gümrük Birligi Çerçevesinde Türkiye-AB Mali
Isbirligi
- Türkiye AB arasindaki ortaklik iliskisi
çerçevesinde Türkiyenin ekonomik kalkinmasina
katkida bulunmak ve ortaklik iliskisinden dogan
yükümlülüklerini gerçeklestirebilmesine destek
olmak amaciyla Topluluk mali yardimda bulunmayi
taahhüt etmistir. 1996 yilinda tamamlanan Gümrük
Birligine kadar olan dönemde Türkiyeye yönelik
AB kaynakli mali yardimlar, mali protokoller ile
düzenlenmis ve Türkiye bu dönemde 1.433 milyon
Euro öngörülmesine karsin toplam 833 milyon Euro
tutarinda kredi ve hibe kullanilabilmistir.
52- Gümrük Birligi çerçevesindeki yükümlülükleri
dogrultusunda Türkiye, 1996 yilindan itibaren çok
kapsamli bir alanda mevzuat uyumu ve buna bagli
kurumsal yapiyi olusturma sürecine girmistir. Bu
degisimi gerçeklestirmek için Avrupa Birliginin
Türkiyeye mali ve teknik yardimda bulunma
taahhüdü yerine getirilmemis ve Türkiye, Gümrük
Birligine iliskin yükümlülüklerini hiçbir
Topluluk kaynagindan yararlanmaksizin geçen bes
yil içerisinde büyük ölçüde gerçeklestirmistir.
53- Türkiyenin bu süreçte gösterdigi kapasite AB
tarafinca da dile getirilmis, bununla birlikte
henüz tamamlanmayan çalismalar da çesitli
platformlarda vurgulanmistir. Halihazirda
Türkiyenin Gümrük Birligine iliskin uyum
çalismalarini da kapsayan katilim öncesi
stratejisine yönelik yillik 177 Milyon Euroyu
Ulusal Programda taahhüt edilen takvim
çerçevesinde en etkin sekilde kullanmasi, ayrica
geri dönüsümlü AYB kredilerinden de akilci
projelerle faydalanmasi uyum sürecini
kolaylastirmasi açisindan çok önemlidir.
547.Gümrük Birligi Çerçevesinde Türkiyenin
Kullanabilecegi Bir Mekanizma
- Gümrük Birliginin dayandigi Katma Protokol ve
1/95 sayili Ortaklik Konseyi Karari, ortaklik
çerçevesindeki uygulamalarin taraflardan birinde
ekonomik bir soruna yol açmasi halinde islerlik
kazanabilecek mekanizmalari ortaya koymaktadir.
55- Katma Protokolün Türk Ekonomisinin bir sektörü
veya dis mali istikrarini tehlikeye düsürecek
ciddi bozukluklar ortaya çikar veya Türkiyenin
bir bölgesinin ekonomik durumunun bozulmasi
seklinde güçlükler belirirse, Türkiye gerekli
korunma tedbirlerini alir. Bu tedbirler ve
bunlarin uygulama usulleri Ortaklik Konseyine
geciktirmeksizin bildirilir. seklindeki 62.
maddesi ve 1/95 sayili Ortaklik Konseyi
Kararinin ...taraflar Katma protokolün 62.
maddesiyle belirlenen koruma tedbirleri
mekanizmalari ile usullerinin geçerliligini
koruyacagini teyit ederler seklindeki 63.
maddesi Gümrük Birliginin Türkiye ekonomisinde
bir zarara sebebiyet vermesi halinde devreye
sokulabilecek garanti noktasini olusturmaktadir.
56SONUÇ
- Bazi görüsler 1/95 sayili Ortaklik Konseyi
Kararini bir ticaret anlasmasi gibi ele alarak
tam üyelik perspektifi ortaya koyulmaksizin
müzakere edildigi ve bu çerçevede Gümrük
Birliginin Türkiye ekonomisine zarar verdigi
sonucuna varmaktadir. Bu yaklasim içerisinde
Gümrük Birligi ile Türkiyenin tek tarafli
tavizler üstlendigi ve ulusal ticaret
politikasinin Birligin ticaret politikasina tabi
oldugu elestirileri yöneltilmektedir.
57- Söz konusu degerlendirmeler yapilirken öncelikle
Gümrük Birliginin tamamlanmasi ile Türk dis
ticaretinde Avrupa Birligi lehine ithalat artisi
ve Türkiyenin Avrupa Birliginin tercihli
ticaret rejimine uyum zorunlulugu temel argüman
olarak alinmaktadir. Ayrica ilk asamada
Türkiyenin gümrük duvarlarini sifirlamasi ile
belirli bir kamu gelir kaybina maruz kalacagi
iddia edilmekte ve ilerleyen dönemde Avrupa
Birliginden gelen mallarla rekabet edemeyen
firmalarin kapanmasi ya da pazar kaybina ugramasi
ile issizligin artacagi üzerinde durulmaktadir.
58- Gümrük Birliginin temel özelligi, bir ekonomik
entegrasyon modeli olarak Dünya Ticaret
Örgütünün uluslararasi ticarete getirdigi
kurallar çerçevesinde yapilandirilmis olmasidir.
Türkiyenin, Gümrük Birligi sürecinde
gerçeklestirdigi her çalisma taraf oldugu Dünya
Ticaret Örgütü üyeliginden dogan yükümlülükleri
ile örtüsmektedir. Ticaretin hizla liberallestigi
global ekonomi ortaminda Gümrük Birligi,
Türkiyenin bu süreçte her halükarda yerine
getirmesi gereken uluslararasi standartlari
yakalamaya yönelik çalismalara ivme
kazandirmistir.
59- Gümrük Birligi, 1980 yili itibariyle ticaret
politikasini uluslararasi piyasalara açilmak
yönünde belirleyen Türkiye için, küresel
entegrasyonun ekonomik kosullarini belirleyen
Dünya Ticaret Örgütü üyeligi çerçevesindeki
yükümlülüklerinin çok daha kapsamli ve kisa
sürede yerine getirilmesi anlamina gelmektedir.
Gümrük Birligi ile Türkiye uluslararasi
piyasalarla bütünlesme yönünde önemli bir sinavi
geçmis, dünyanin en önemli ekonomik bloklarindan
biri içerisinde yer almayi basarmistir.
60- Türkiye, makro ekonomik dengeleri
saglamlastirdigi, yapisal reformlari tamamladigi,
yabanci sermaye ve teknoloji transferini
gerçeklestirdigi takdirde Gümrük Birligi
ortamindan optimum faydayi saglayabilecektir.
Gümrük Birligi iliskisi Türkiyenin çagdaslasma
yönünde en temel hedefi olan Avrupa Birligi tam
üyeligi yolundaki önemli bir kilometre tasidir.
61- Bu noktada Türkiye açisindan yapilmasi gereken,
istikrarin saglanamamasindan kaynaklanan sorunlar
ve ardi ardina yasanan krizleri Gümrük Birligi
ile açiklamak yerine, büyük oranda Gümrük Birligi
nedeniyle AB norm ve standartlarina ulasma
yolunda kaydedilen mesafeyi iyi kullanmak ve
özellikle adaylik süreci çerçevesinde Ulusal
Programda yer alan hedeflere en kisa sürede
ulasarak AB tam üyeligine dogru hizla ilerlemek
olmalidir.