Diger protozoal enfeksiyonlar - PowerPoint PPT Presentation

1 / 80
About This Presentation
Title:

Diger protozoal enfeksiyonlar

Description:

Di er protozoal enfeksiyonlar Microspora Ciliophora Myxozoa Encephalitozoon cuniculi D nya'da yayg nd r. Fare, rat, hamster, kobay, tav an, karnivorlar, maymun ... – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:687
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 81
Provided by: Meh71
Category:

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: Diger protozoal enfeksiyonlar


1
Diger protozoal enfeksiyonlar
Microspora
Ciliophora
Myxozoa
2
Ciliophora
Microspora
Myxozoa
3
Encephalitozoon cuniculi
  • Dünya'da yaygindir.
  • Fare, rat, hamster, kobay, tavsan, karnivorlar,
    maymun, insanlarda.
  • Peritondaki makrofajlar basta olmak üzere beyin,
    böbrek, karaciger, ve dalakta yerlesir.
  • Sporlari 2.5 x 1.5 mikron, elipsoidal veya
    ovalimsidir.

4
Yasam çemberi
  • Enfeksiyon sindirim kanaliyla sporlarin
    alinmasiyla olur.
  • Parazitler ilk önce peritonda makrofajlar içinde
    çogalir ve sporlar olusur. Tekrarlanan sporogoni
    sonucu makrofajin sitoplazmasi sporlarla dolar .
  • Kronik devrede parazit beyin, böbrekler ve diger
    organlarda da bulunur.
  • Sporlar idrarla disari çikar.
  • Sporlarin agiz yoluyla alinmasindan baska bazen
    intrauterin bulasma da olabilmektedir.
  • Ayrica laboratuar hayvanlarinda enfekte beyin ve
    diger organlardan veya periton sivisindan
    hazirlanan inokulumlarin degisik yollardan
    parenteral verilmesiyle de enfeksiyon
    gerçeklesmektedir.

5
Patolojik ve klinik belirtiler
  • Laboratuvar hayvanlari ve kemiriciler
  • Genellikle latent seyirlidir. Kortizon
    uygulamalari ve immun yetmezlik durumlari
    enfeksiyon siddetini arttirir.
  • Klinik tablo özellikle genç tavsanlarda gözlenir.
  • Hayvanlarda kondüsyon kaybi, bacaklarda
    koordinasyon bozuklugu, felç, kronik nefritis ve
    neonatal ölümler görülebilir.
  • Baslica lezyonlar beyinde görülür. Fokal
    nekrozlar olusur. Perivasküler lenfosit
    infiltrasyonu vardir. Böbreklerde de bu lezyonlar
    gözlenir.
  • Karnivorlar
  • Enfeksiyondan en fazla etkilenen karnivorlardir.
    Sinirsel bozukluklar bacaklarda koordinasyon
    bozuklugu, apati, epileptik davranislar,
    saldirganlik, körlük, bazen kuduz gibi
    belirtiler.
  • Patolojik olarak nonsuppuratif nefritis,
    ensefalitis.

6
Teshis
  • Canli hayvanlarda degisik serolojik testler
    kullanilmaktadir.
  • Histopatolojide ilgili organlarda parazitleri
    görerek yapilir. Beyindeki parazitler Toxoplasma
  • ile karisabilir. Boyamalar ile ayrimi yapilir.
  • Sporlari gram () dir. Ön ucunda Periodic
    Asid-Schiff reaksiyonu ile pozitif sonuç veren
    bir granül
  • bulunur. Diger protozonlarda bu gözlenmez.

Gomorin trichrom boyasi Encephalitozoon
cuniculi Makrofaj içinde, granüllü yapilar
7
Tedavi-Kontrol
  • Oxytetracyclin
  • Dexamethason
  • Albendazole
  • Fenbendazole
  • Pyrimethamine
  • Tam etkili tedavisi olmadigi için hasta
    hayvanlarin sürüden elimine edilmesi
    önerilebilir.
  • Hayvanlarin bulundugu ortamlari dezenfekte amaci
    ile formaldehit 1, etil alkol 70 ve lysol 2
    kullanilir.

8
Balantidium coli
  • Konaklari Domuz, insan, maymun, ratlarda.
  • Balantidiosis
  • Dünyada yaygindir.
  • Kalin barsaklara yerlesir.
  • Makro ve mikronukleuslari vardir.
  • Trofozoitleri 40-70 mikron,oval, etrafi
    ciliumlarla kapli,
  • Kistleri 50-55 mikrondur.

Trofozoit
Cyst
9
Yasam Çemberi
  • Bulasma kistlerin agiz yolu ile alinmasiyla olur.
    Trofozoitler ile bulasma nadirdir. Ishalli
    diskilar ile trofozoitler atilir. Dis ortama
    dayaniksizdir.
  • Bagirsaklarda ekkistasyon olur ve serbest kalir.
    Kalin bagirsaklarda bagirsak içerigi ve florasi,
    konak hücreleri ile beslenir. Konagin nisastadan
    zengin gidalar yemesi parazitin büyümesini
    artirir.
  • Bagirsakta ikiye bölünerek ve eseyli çogalmasini
    yapar. Diskiyla anüse yaklasan parazitler
    kistlenir disari atilir.
  • Kistler domuz diskisi içinde haftalarca canli
    kalir. Ancak kurakliga dayaniksizdir.

10
(No Transcript)
11
(No Transcript)
12
Patogenez ve klinik belirtiler
  • Trofozoitler kalin barsaklara özelliklede sekuma
    yerlesir ve diskidaki karbonhidratlarla beslenir.
  • Bagirsaklarda hyaluronidaz enzimi salgilamak
    süratiyle bagirsaklarin mukoza ve submukozasina (
    genellikle baska nedenlerle tahrip olmus
    bölgelerden) girerek ülserlere neden olur.
    Lezyonlar genislemeye ve diger organlara
    yayilmaya meyilli degildir.
  • Bagirsakta olusan ülserler agiz kisimlari dar
    tabani genistir. Bazen bagirsak delinebilir ve
    parazitler karacigere de gidebilir.
  • Klinik olarak ishal, kanli ishal, kanli-mukuslu
    diyare, karin agrisi, mide bulantisi-kusma, kilo
    kaybi ve halsizlik.

13
Balantidiosis, sekum ve kolonda patogenez,
ülserler
14
Teshis
  • Klinik belirtiler
  • Bagirsak içerigi ve diski incelemesi.
  • Trofozoit (ishalli vakalarda) ve kistler
    görülerek kesin tani konur.
  • Diskinin nativ muayenesi, folasyon yöntemi ile
    inceleme.
  • Lugol solüsyonu kullanilirsa kistler daha iyi
    görülür.

15
Tedavi-Kontrol
  • Tedavi
  • Domuzlarda
  • Metronidazole, Terramisin kullanilabilir.
  • Insanlarda tedavi gereklidir. Bunun için
  • Oxytetracycline, Chlortetracycline, Carbarsone.
  • Kontrol
  • Zoonotik parazitdir. Domuzlardan insanlara
    geçen önemli zoonoz hastaliklarindan biridir.
  • Bunun için temiz su kullanilmasi, hijyen
    kurallarin uyulmasi,özellikle domuz mezbaha ve
    çiftliklerinde dikkatli olunmali.

16
Rickettsiales Takimi
  • Bu gruptaki türler prokaryotik canlilardir.
  • Ancak sistematikde Monera aleminde yer alirlar.
  • Anaplasma
  • Haemobartonella
  • Aegyptionella
  • Eperythrozoon
  • Ehrlichia
  • Ayrica Bartonella, Grahamella cinsleri yer alir.

17
Takim Rickettsiales
  • Aile Rickettsiaceae
  • Cins Ehrlichia
  • Aile Bartonellaceae
  • Cins Bartoneila
  • Cins Grahamella
  • Aile Anaplasmataceae
  • Cins Anaplasma
  • Cins Aegyptianella
  • Cins Haemobartonella
  • Cins Eperythrozoon

18
Anaplasma cinsi-Anaplasmosis
  • Sigirlarda
  • Anaplasma marginale (patojen-yaygin ve önemli
    tür).
  • A. centrale
  • Koyunlarda
  • A. ovis
  • Ülkemizde görülmektedir. Dünyada yaygindir.
  • Ixodid keneler ve sokucu sinekler vektörlük
    yapar.
  • Eritrositler içine yerlesirler.

19
AnaplasmosisVektörleri ve bulasmasi
  • Baslica bulasma Boophilus spp. (Transovarial) ve
    diger bazi keneler,
  • Sokucu kan emici sinekler (Tabanidae, Stomoxys
    spp.) (mekanik vektör),
  • Arasira intrauterin, enfekte aletlerle, pespese
    ve sterilizasyona dikkat edilmeden yapilan
    operasyonlarla.
  • Hastalik (A.marginale enfeksiyonlari) sigirlarda
    önemlidir.

20
Morfoloji
  • Eritrositlerin içinde küçük (0.2-0.5 mikron),
    düzensiz, küresel cisimcikler seklinde
    sitoplazmasiz parazitlerdir.
  • Giemsa ile boyandiginda koyu kirmizi veya
    kirmizi-mor renkte kromatin tanecikleri gibi
    görünür.
  • Anaplasma marginalede 80-90'i eritrositlerin
    kenarina dogru, A. centralede ise tam tersi
    merkezi olarak yerlesir.

21
morfoloji
  • Elektron mikroskopta birden fazla (genellikle 4-8
    arasi) küçük cisimcikten olustugu görülür.
  • Bunlara baslangiç cisimcikleri (initial
    cisimcikler) denir.
  • Baslangiç cismi eritrosite girdikten sonra ikiye
    bölünerek çogalir ve birden fazla cisimcikten
    olusan daha büyük yapilar olusur.

22
Yasam Çemberi
  • Parazit konaga girdikten sonra eritrosit
    duvarinin invaginasyonu ile içeri girer.
    Eritrosit duvarindan vakuol olusur. Parazit bu
    vakuol içinde çogalarak birden fazla baslangiç
    cisimcigi olusur.
  • Parazit, eritrosit membraninda fazla tahribat
    yapmadan, proteinaz benzeri bir enzimi kullanarak
    serbest kalir.
  • Vektör kenenin kan emmesi ile parazitler keneye
    geçer. Boophilus cinsi keneler transovarial
    olarak bulastirir. Kan emici sinekler ise mekanik
    vektörlük yaparlar.
  • Koyunlarda ise Rhipicephalus bursa ve R. evertsi
    vektörüdür.

23
Tabanus spp.
Vektör Ixodid keneler
Dermacentor spp.
24
Epizootiyoloji
  • Babesiosis ve theileriosis epizootiyolojisine
    benzer,
  • Bulasma mera keneleri ile oldugu için kene
    aktivasyonu ve yayginligi önemlidir.
  • Tabanus sp. ve Stomoxys spp. gibi sokucu sinekler
    tasiyicilik yaptigi için bunlarin yayilisini
    etkileyen faktörler önemlidir.
  • Operasyonlar, asepsi antisepsi kurallari,
  • Latent enfekte sigir, koyun ve geyik gibi yabani
    tasiyicilar enfeksiyonun kaynagini olustururlar.
  • Hastalik 2 yas üstü hayvanlarda promlem olur.
  • Kültür irklarinda ve endemik araziye disardan
    giren hayvanlarda siddetli seyreder.
  • Konkomitant bagisiklik (premünisyon) vardir.

25
Klinik belirtiler
  • Hastalik perakut, akut, subakut ve kronik
    seyirlidir.
  • Latent enfeksiyonlar baska bir hastaligin stresi
    ile kirilarak klinik enfeksiyon nüksedebilir.
  • Inkubasyon süresi 15-36 gün sürer.
  • Deprasyon, istahsizlik, halsizlik,
    dehidrasyon,konstipasyon, siddetli anemi
    (hemolitik anemi), yüksek ates, ikter, süt
    veriminin durmasi, gebelerde abort, asiri
    salivasyon,solunumun çok hizlanmasi, sinirsel
    belirtiler görülür.
  • Endemik araziye giren saf irk veya süt verimi
    yüksek hayvanlarda, tedavi edilmezse ölüm orani
    80'e kadar çikabilir.
  • Ölüm nedeni genellikle anemiye bagli hipoksidir.
  • Hastaligi atlatanlar parazitin tasiyicisi olarak
    kalirlar.

26
Nekropsi bulgulari
  • Anemi,
  • Mukoz membranlarda ikter olabilir,
  • Dalak büyümüstür,
  • Safra kesesi doludur,
  • Epikardiyum ve perikardiyumda petesiler,
  • Karacigerde sari veya kahverenkli beneklenmeler.

27
Anaplasmosis-Bagisiklik-1
  • Hem humoral ve hem de hücresel tiptedir.
  • Humoral bagisiklikta antikorlar iki tiptedir.
    Bunlar spesifik antikorlar ve spesifik olmayan
    autohemagglutinin 'ler ve obsonin'lerdir.
  • Spesifik olmayan immun yanit spesifik immun
    yanitin çalismasini bozar ve parazitin tamamen
    yok olmasini engeller. Böylece parazit düsük
    sayilarda canliligini sürdürür ve konagin immun
    yaniti ile parazit arasinda bir denge kurulur
    (premünisyon, konkomitant bagisiklik).
  • Parazitin konaga girmesinden sonra hücresel immun
    yanit klinik tablonun ortaya çikmasiyla ayni
    zamanda olusur.
  • Eger hayvan bir kere tedavi edilir ve hastaligin
    akut devresini atlatirsa kuvvetli bir immun yanit
    gelisir. Bu yanit hayvani bundan sonra klinik
    enfeksiyonlardan korur.

28
Anaplasmosis-bagisiklik-2
  • Antikorlar tek basina koruma saglamamaktadir.
    Korunma hem humoral ve hem de hücresel
    bagisiklikla saglanir. Hücresel bagisiklik esas
    rolü oynar.
  • Daha önce immun hale gelen (asili veya hastaligi
    atlatmis) hayvanda etken duyarli lenfositlerle
    karsilasirsa, lenfositler derhal fagositik
    makrofajlari uyararak enfekte eritrositlerin yok
    edilmesini saglar. Burada antikorlarin opsonize
    edici etkisi enfekte eritrositlerin fagosite
    edilerek dolasimdan uzaklastirmasini
    kolaylastirir.
  • Anaplasma marginale ile A. centrale arasinda
    çapraz bagisiklik olusur. A.centrale
    A.marginalenin alt türüdür. Asilamada bundan
    yararlanilir.

29
Teshis
  • Klinik belirtiler önemlidir. Hemoglobinüri
    görülmez.
  • Kesin tani Giemsa yöntemiyle boyanmis kan
    frotisinde parazitleri görerek yapilir.
    Parazitler ates baslamadan önce eritrositlerde
    çok az sayilarda bulunurlar. Atesin yükselmesiyle
    birlikte parazitemi orani yükselir (50 lere).
  • Parazitlerin eritrositer formlari (merkezi veya
    kenarda olmasi) tanida dikkate alinmalidir.
  • Serolojik testler epidemiyolojik arastirmalarda
    kullanilabilir.

30
Tedavi
  • Etiyolojik tedavi
  • Tetrasiklinlerden Oxytetracycline (5-10 mg/kg iv
    veya im), Chlortetracycline (1.5 mg/kg po),
  • Imidocarb dipropionate (1.2-2.4 mg/kg sc).
  • Destek tedavi
  • Hipoksiyi engellemek için 4-6 litre kan nakli
    yapilir. Bu uygulama hayvan güçlü görünene kadar
    48 saatte bir tekrarlanir.
  • Dehidre hayvanlara serum fizyolojik ve izotonik
    glikoz solüsyonlari verilir.
  • Hayvanlar gölgelikli, serin yerlere alinir ve
    önünde sürekli olarak içme suyu bulundurulur.

31
Anaplazmoziz-Korunma ve kontrol
  • 1-Asilama
  • Anaplasma centrale (Syn. Anaplasma marginale
    centrale) ile asilama Bu parazit az patojendir.
    Çapraz bagisiklik nedeniyle Anaplasma marginale
    enfeksiyonu hafif seyretmektedir.
  • Önce Anaplasma centrale ile asilama, sonra
    bagisikligi kuvvetlendirmek için Anaplasma
    marginale inokulasyonu,
  • Düsük dozda Anaplasma marginale vererek asilama,
  • Önce Anaplasma marginale ile asilama sonra klinik
    tabloyu ilaçla kontrol etme,
  • Eritrosit stromasi içeren ölü A. marginale asisi
  • Yukaridaki asilamalarin hepsi olumlu sonuçlar
    vermektedir. Ancak canli asilar hayvanlari
    tasiyici yapmaktadir. Ölü asida ise olusan
    antikorlar kolostrumla buzagiya geçtiginde
    isoerythrolysis'e yol açmaktadir.
  • Inaktive edilmis asilar üzerinde çalismalar
    yapilmaktadir.
  • 2-Vektör kene ve sokucu sineklerle mücadele
    yapilir.

32
Aegyptianella cinsi
  • Kanatlilarda
  • Aegyptianella pullorum,
  • Aegyptianella moshkovskii
  • Parazitler eritrositlerin içine yerlesir.
  • Ayrica kablumbaga ve yilanlarda da görülen türler
    vardir.

33
Aegyptianella pullorum
  • Güney ve Kuzey Afrika' da,m Güney-Dogu Asya'da,
    Hindistan'da, Güney-Dogu Avrupa' da, Rusya' da
    görülmektedir.
  • Konaklari tavuk, kaz, ördek, bindi, deneysel
    olarak güvercin, kanarya, bildircin.
  • Konaktaki gelismesi sirasiyla baslangiç (initial)
    cisimleri, gelisme formlari ve marjinal
    cisimlerden olusur.

34
Aegyptianella pullorum
  • Vektörü Argas persicus'tur. Kene kan emdikten 25
    veya daha sonraki günlerde tükürük bezinde
    0.3-0.5 mikron çapinda cisimcikler olusur. Bunlar
    omurgali konak için enfektif formlardir.

35
Aegyptianella pullorum
  • Parazitler eritrositlerden baska, lenfosit,
    nötrofil, eozinofil, monosit ve Kuffer
    hücrelerinde yerlesirler. Ayrica kan plasmasinda
    serbest olarak da bulunabilir.
  • Sekli, Giemsa yöntemiyle boyanmis frotilerde
    visne çürügü renginde oval veya yuvarlak
    cisimcikler olarak görülürler. Genellikle 0.3-1
    mikron büyüklükte oval veya küresel cisimler,
    bazen 4 mikrona ulasan küresel cisimler olarak
    gözlenir. Büyük yuvarlak cisimlerin içinde
    sayilari 26'ya varan, çaplari 0.3-0.5 mikron olan
    cisimcikler tasidigi gözlenmistir.

36
Aegyptianella pullorumKlinik belirtiler
  • Genç hayvanlar çok etkilenir.
  • Parazitemi yasla birlikte azalir. Bir günlük
    civcivlerin enfeksiyonunda parazitemi 60'a
    çikabilirken bir yasindaki hayvanda 1 ler
    düzeyindedir.
  • Enfeksiyon siddeti parazitemiye bagli olarak
    degisir.
  • Öldürücü enfeksiyonlar 4 haftaliga kadar olan
    hayvanlarda görülür.
  • Ayrica yerli hayvanlar disardan gelenlerden daha
    az etkilenir.
  • Klinik olarak ates, istahsizlik, anemi, sarilik,
    halsizlik, zayiflama ve yesilimsi ishal görülür.
  • Inkübasyon süresi 2 haftadir.

37
Aegyptianella pullorumPatolojik bulgular
  • Nekropside anemi, dalagin büyümesi, böbreklerde
    dejenerasyon görülür.
  • Immun yanit olusmasinda en önemli organ dalaktir.
    Dalagi çikarilan hayvanlarda lezyonlar daha ileri
    düzeyde gelisir.
  • Enfeksiyon sik sik ayni keneyle bulastirilan
    Borrelia anserina enfeksiyonu ile birlikte
    görülür.

38
Aegyptianella pullorumTani-Tedavi-Kontrol
  • Tani
  • Klinik bulgulara ve Giemsa yöntemiyle boyanmis
    kan frotilerinde parazitlerin görülmesiyle konur.
  • Tedavi
  • Oxytetracycline veya Chlortetracycline (25-50
    mg/kg parenteral tek doz veya 15-30 mg/kg, po)
    etkilidir. Ayrica Dithiosemicarbazone (en düsük
    50 mg/kg dozda) etkili bulunmustur.
  • Kontrol
  • Argasid kene mücadelesi yapilmali.

39
Haemobartonella cinsi
  • Eritrositlerin içine girmezler, eritrositlerin
    yüzeyinde olusan derin çöküntülere yerlesirler.
  • Isik mikroskobunda iki ucu yuvarlak çomaklar,
    kokkuslar (coccus) veya nadiren halka halinde
    görülürler. Kokkuslar tek tek veya kümeler
    halinde veya zincirler halinde dizili olarak
    bulunurlar.
  • Giemsa yöntemiyle boyanmis frotilerde kirmizi
    veya kirmizi-mor renkte gözükürler. Büyüklügü
    0.7-3 X 0.1-0.5 mikron,

40
Haemobartonella cinsi
  • Bulasma
  • Genellikle artropodlar vektörlük yapar.
  • Ayrica enfekte kanin inokulasyonu ile de
    bulasabilir.
  • Haemobartonella felis ve H. canis türleri
    patojendir. Diger türler belirli sartlarda (dalak
    çikarma gibi) patojen olmaktadir.
  • Haemobartonella enfeksiyonlarinda immun yanitin
    olusmasinda en önemli organ dalaktir.
  • Kedi, köpek, fare, rat, kobay, gerbil, degisik
    küçük kemiriciler, sigir, maymun, yarasa,
    kurbaga, kaplumbaga gibi çok çesitli hayvanlarda
    görülmektedir.
  • Bunlardan kedilerde oldukça önemlidir.

41
Haemobartonella felis
  • Kedilerde görülür.
  • Isik mikroskobunda büyüklügü kokkuslar 0.1-0.8
    mikron, halka formlari 0.8-2 mikron çapinda,
    çomaklar 0.9-1.5 mikron uzunlukta ve 0.2-0.5
    mikron kalinliktadir.
  • Bulasma enfekte kanin oral yolla verilmesiyle
    olmaktadir. Bu yüzden dogal bulasmanin kedilerin
    kavgalari sirasinda birbirlerini kanatmalari
    sonra bu kani yalamalari yoluyla oldugu
    düsünülmektedir. Vektör artropodlarin bulasmadaki
    rolü tartismalidir??.

42
Haemobartonellosis felis
  • Kedilerin ilerleyici enfeksiyöz anemisi olarak
    adlandirilir.
  • Enfeksiyon akut, subakut veya kronik
    seyredebilir.
  • Akut formda dalgali ates, ilerleyen hemolitik
    anemi görülür.
  • Bazen ölüm görülebilir.
  • Kronik olaylarda klinik tablo ara sira nükseder.
  • Iyilesen hayvanlar tasiyici kalir.
  • Hastaliktan en fazla yavru kediler etkilenir.

43
Haemobartonella felisenfeksiyonlari
  • Tani
  • Klinik tablo süphesi sonucu, kan frotisinde
    etkenleri görmekte yapilir.
  • Tedavi
  • Chloramphenicol (im),
  • Oxytetracycline (po),
  • Tetracycline-HCI (po)den birisi 10-20 gün,
    günlük doz 100 mg/kg olup, bu günlük doz 3 veya
    4'e bölünerek kullanilir.
  • Thioacertarsamide (iv) 1 mg / 10 kg, 3 gün sonra
    tekrarlanir.
  • Bu ilaçlar klinik durumda düzelme saglar,
    paraziti yok etmez.

44
Haemobartonella canis
  • Köpeklerde görülür. Isik mikroskobunda
  • büyüklügü kokkuslar 0.25-1 mikron, halka formlari
    1-3 mikron arasi çapta, çomaklar 3 mikron
    uzunlugu geçmez. Kokkus formlari yaygin olarak,
    halka formlari nadiren görülür.
  • RhipicephaIus sanguinesus vektörüdür.

45
Haemobartonellosis canis
  • Apatojendir. Arasira klinik belirtilere yol açar.
  • Klinik olarak anemi, zayiflama, istahsizlik
    görülür. En fazla yavru köpekler etkilenir.
  • Klinik tablo ve kan frotisinde parazitleri
    görmekle tani konulur.
  • Tedavide etkili bir ilaç?? Ancak genis spektrumlu
    antibiyotikler kullanilabilir.

46
Haemobartonella muris
  • Ratlarda görülür.
  • Vektörleri
  • PoIypIax spinuIosa (rat bit)
  • XenopsyIIa cheopis (rat piresi)
  • Normal olarak hayvanlarda herhangi bir klinik
    belirtiye yol açmaz. Ancak dalak çikarilmasi veya
    immun sisteme zarar verilmesi durumunda patojen
    olur.
  • Klinik belirtiler olarak istahsizlik, kilo kaybi,
    hafif ates, solunum güçlügü, siddetli anemi,
    löykositozis, bazen hemoglobinüri görülür.
  • Mortalite orani 30-80 arsinda degisir.

47
Eperythrozoon cinsi
  • Bu cinstekiler eritrositlerin yüzeyine
    yapisirlar, fakat içine girmezler. Parazitler
    ayni zamanda kan plazmasinda da bulunur.
    Eritrosite gevsek olarak baglanmistir. Bu yüzden
    antikoagulantli olarak alinan kan biraz
    çalkalanirsa bunlar eritrosit yüzeyinden
    ayrilirlar ve plazmaya geçerler.
  • Kan frotilerinde çogunlukla halka veya kokkus
    biçiminde, seyrek olarak çomak seklinde
    görülürler.
  • Giemsa yöntemiyle boyanmis kan frotilerinde
    parazitler soluk kirmizi, kirmizi-mor renklerde,
    0.5-3 mikron.

48
Eperythrozoon
49
Eperythrozoon cinsi
  • Haemobartonella türleri ile karistirilabilir.
  • Haemobartonella türlerinde çomak formlari
    yaygindir.
  • Eperythrozoon türleri Haemobartonella türleri
    gibi eritrosit yüzeyinde çöküntüler olusturarak
    içine girmezler. Bu yüzden eritrositle iliskisi
    zayiftir ve kan plazmasinda da siklikla
    görülürler.
  • Parazitin bulasmasi bir çok türde artropod
    vektörlerle olur. Ayrica enfekte kanin
    inokulasyonu ile de bulasabilir.
  • Çok sayida tür vardir. Ancak domuzlarda bulunan
    Eperythrozoon suis türü patojendir.
  • Türler
  • E. suis, E. parvum, E. ovis, E. Wenyoni, E.
    coccoides.

50
Eperythrozoon suis Eperythrozoon parvum
  • Her ikisi de domuzlarda bulunur.
  • E.suis büyük olup, halka formlari 2-3 mikron
    çapta,
  • E.parvum daha küçük olup, genellikle 0.5-0.8
    mikron çapindadir.
  • Vektörleri ve bulasmasi
  • Haematopinus suis (domuz biti) ve
  • parenteral inokulasyonlarla olmaktadir.

51
Domuzlarda eperytrozoonosisKlinik-patolojik
bulgular
  • Klinik olarak
  • Eperythrozoon suis enfeksiyonunda yüksek ates,
    anemi, istahsizlik, sarilik.
  • Hastalik genç domuzlarda özellikle süt emen
    yavrularda çok siddetli seyreder. Yavru
    domuzlarin bir çogu ölür.
  • Nekropside
  • anemi, sarilik, karacigerin kahverengine dönmesi,
    safra kesesi dolu, dalak büyümüs ve hiperplastik,
    kemik iligi hiperplastiktir.

52
EperytrozoonosisTani-tedavi
  • Tani
  • klinik tabloya ve Giemsa ile boyanmis kan
    frotilerinde parazitleri görerek yapilir.
  • Tedavi
  • Oxytetracycline 50-100 mg/kg, günlük doz üçe
    bölünerek oral yolla verilir. Ayni ilaç 4 mg/kg
    günlük dozda kas içi veya intravenöz verilirse
    etkili olur.

53
Eperythrozoon ovisEperythrozoon wenyoni
  • Eperythrozoon ovis koyunlarda, E. wenyoni
    sigirlarda görülür.
  • Tabanidae ailesindeki sineklerle bulastirilir.
  • Her iki tür de Dünya'da yaygindir.
  • Genellikle belirgin bir klinik tabloya yol açmaz.
  • Seyrek olarak görülen klinik tablodaki
    belirtiler, düzenli veya düzensiz ates, anemi,
    ikter.

54
Eperythrozoon coccoides
  • Laboratuvar farelerinde görülür.
  • Polyplax serrata (fare biti) vektörlük yapar.
    Paranteral veya oral inokulasyonlarla da
    bulasabilir.
  • Klinik olarak siddetli anemi, parazit fare
    hepatit virusu ile birlikte oldugunda öldürücü
    hepatit sekillenmektedir.
  • Bu durum E.coccoides'in konagin interferon
    üretimini baskilamasindan ileri geldigi
    sanilmaktadir.
  • E. coccoides enfeksiyonu ayrica farelerde yapilan
    hematolojik ve immunolojik çalismalarda sonuçlari
    etkilemektedir.

55
Ehrlichiae cinsi
  • Konaklari memelilerdir.
  • Dolasim kanindaki löykositlere yerlesir.
  • Löykositler içinde sitoplazmik inkluzyonlar
    olarak görülürler.
  • Konaktan konaga geçis Ixodid kenelerle olur.
  • Konakta mononükleer löykositlerin (Ehrlichia
    canis, E.bovis, E.ovina) ve granülositlerin
    (Ehrlichia phagocytophilia, E.ondiri, E.equi)
    sitoplazmalarinda bulunurlar.
  • Parazitemi, E. phagocytophilia, E.ovina ve E.
    equi enfeksiyonlarinda atesin yüksek oldugu
    dönemlerde oldukça yüksektir.

56
Ehrlichia, morfoloji
57
Ehrlichiae cinsi
  • Parazit, Giemsa veya May-Grünwald Giemsa
    yöntemiyle boyanmis kan frotilerinde kirmizi,
    leylak rengi veya koyu mavi renklerde görülür.
  • Isik mikroskobunda asagidaki üç degisik formda
    görülür.
  • 1- Küçük elementer cisimcik 0.2-0.6 mikron,
  • 2- Initial cisimcik (Baslangiç cisimcigi)
    Elementer cisimcikten daha büyüktür. Çapi bütün
    türlerde 0.4-2 mikron arasindadir.
  • 3- Morula (Elementer cisimcikler kütlesi) En
    büyük formdur. Çapi bütün türlerde 3 -6 mikron
    arasindadir. Isik mikroskobunda granüllü bir yapi
    gösterir.

58
Ehrlichia canis
  • Köpekte ve yabani karnivorlarda görülür.
  • Dünyada yaygindir.
  • Konakta öncelikle yerlestigi yer dolasim
    kanindaki mononükleer löykositlerin
    sitoplazmasidir.
  • Bulasma Rhipicephalus sanguineus'un vektörlügü
    ile olur.
  • Yaptigi hastaliga köpek (canine) ehrlichiosis'i
    veya Tropikal köpek ( canine) pancytopenia' si
    denir.

59
Ehrlichiosis canis
  • Enfeksiyon pancytopenia, özellikle de
    thrombocytopenia ile karakterizedir.
  • Ölüm nedenleri
  • 1- Trombosit yetersizligi nedeniyle kontrol
    edilemeyen kanama,
  • 2-Löykosit yetersizligi nedeniyle sekunder
    enfeksiyonlar,
  • Enfeksiyon küçük yavrularda öldürücü seyreder.
  • Inkubasyon süresi 10-14 gün sürer. Inkubasyon
    süresi boyunca dolasim kanindaki kan hücrelerinin
    (eritrosit, löykosit, trombosit) sayisi ilk
    klinik belirtiler çikana kadar giderek azalir ve
    ates çiktigi zaman en düsük düzeye iner.

60
Ehrlichia canis Köpekte ve yabani karnivorlarda
görülür. canine monocytic ehrlichiosis
hastaligini yapar Veya Tropical
caninepancytopenia da denir. Dünyada ve
Türkiyede yaygindir. Konakta mononükleer
lökositlerin sitoplazmasina yerlesir
Rhipicephalus sanguineus tarafindan
bulastirilir Transstadial nakil
Ehrlichia canis in an agranulocyte, monosit
vektör
61
Ehrlichia canis enfeksiyonlari
  • Enfeksiyon klinik olarak üç devrede görülür.
    Bunlar
  • 1-Ates devresi Bu devrede 2 gün ile 3 hafta
    arasinda sürer. Intermitent yüksek ates,
    istahsizlik, kilo kaybi, lenf yumrularinin
    büyümesi, bazen korneada opaklik (beyazlanma),
    konjuktivitis, pnöymoni, bacaklarda ve skrotumda
    ödem, kusma.
  • 2-Subklinik devre Bu devrede köpek klinik olarak
    iyilesmis gözükür. Ancak kan hücrelerinin sayisi
    özellikle trombosit sayisi hala baskilanmis bir
    sekilde azdir.
  • 3-Son devre Pancytopenia, seroza ve mukozalarda
    yaygin kanamalar gelisir ve genellikle sekunder
    enfeksiyonlara yenik düser.

62
Ehrlichia canis enfeksiyonlari
  • Tani
  • Klinik belirtiler,
  • Giemsa ile boyanmis kan frotilerinde özellikle
    mononükleer löykositler içinde parazitleri
    görmekle yapilir. Ancak parazit sayisi atesin
    yüksek oldugu zaman bile kanda çok azdir.
  • Ayrica degisik serolojik teknikler de kullanilir.
  • Tedavi
  • Tetracycline bilesikleri kullanilir.
  • Kontrol ve korunma
  • Kene mücadelesi esas alinir.

63
Ehrlichia bovis
  • Sigirlarda görülür.
  • Kuzey ve Orta Afrika'da, Orta-Dogu'da,
  • Dolasim kaninda mononükleer löykositlerin
    sitoplazmasina yerlesir.
  • Bulasma Amblyomma, Rhipicephalus ve Hyalomma
    cinslerindeki kenelerle olur.
  • Enfeksiyon akut, subakut veya kronik seyirli
    olur.
  • Klinik olarak istahsizlik, ates, koordinasyon
    bozuklugu, lenf yumrularinda büyüme görülür.
  • Enfeksiyon yerli sigirlarda hafif fakat enfekte
    bölgeye disardan giren ithal hayvanlarda siddetli
    seyreder.

64
Ehrlichia bovis enfeksiyonlari
  • Giemsa yöntemiyle boyanmis kan frotilerinde
    lenfeosit ve monositlerin sitoplazmasi içinde
    parazitler aranir. Ancak atesin yüksek oldugu
    zaman bile parazit sayisi oldukça azdir.
  • Tropik Afrika'da görülen ve benzeri bir
    enfeksiyona neden olan Cowdria ruminatium ayirt
    etmek gerekir. Cowdria ruminatium esas olarak
    özellikle beyindeki endotelial hücrelere
    yerlesir.
  • Tedavide Oxytetracycline (5 mg/kg im, dört gün
    süreyle), Streptomycine-Penicillin (3 g 3
    milyon ünite, im, her gün) kullanilir.
  • Kontrol ve korunmada kene mücadelesi önemlidir.

65
Ehrlichia ovina
  • Parazit Kuzey ve Orta Afrika'da koyunlarda
    dolasim kaninda mononükleer hücrelerde görülür.
  • Bulasma Tropik Afrika'da Rhipicephalus evertsi,
    diger yerlerde Rhipicephalus bursa vektörlügü ile
    olur.
  • Yüksek parazitemi olmasina ragmen hafif siddette
    bir enfeksiyona neden olur.
  • Klinik belirtiler, tani, tedavi, kontrol ve
    korunma sigirlardaki E. bovis enfeksiyonundakine
    benzer.

66
Ehrlichia phagocytophilia
  • Avrupada görülür. Parazit sigir, koyun, keçi ve
    yabani ruminantlarin dolasim kanindaki nötrofil
    ve eozinofillerin sitoplazmasina yerlesir.
  • Bulasma lxodes ricinus adli kenenin vektörlügü
    ile olur (Transstadial nakil).
  • Klinik belirtiler
  • inkübasyon süresi 4-11 gün,
  • yüksek ates, gebe koyun ve sigirlarda abort,
  • giderek artan kilo kaybi,
  • immun sistem baskilandigi için sekunder
    enfeksiyonlar daha çok görülür.
  • nekropside dalak ve lenf yumrularinda hipertrofi
    görülebilir.

67
Ehrlichia phagocytophilia
  • Tani
  • Giemsa yönteImiyle boyanmis kan frotilerinde
    nötrofil ve eozinofillerin sitoplazmasi içinde
    parazitler aranir.
  • Tedavide
  • Oxytetracycline-LA (5 mg/kg, im) ,
  • Kontrol ve korunmada
  • kene mücadelesi yapilmalidir.

68
Ehrlichia phagocytophilia nötrofillerde
Hepatozoon canis, monosit ve nötrofillerde
gametositler
69
Ehrlichia (Cytoecetes) ondiri
  • Dogu Afrikada yüksek otlaklardaki sigirlarda
    görülür.
  • Granülositlerin sitoplazmasina yerlesir.
  • Haemaphysalis cinsi kenelerle bulasir.
  • Klinik belirtiler
  • inkübasyon süresi 1-2 hafta, yüksek ates, agiz,
    burun, vulva, göz, sindirim kanali, idrar kesesi,
    perikardium, endokardium mukoza ve serozalarinda
    petesiyel ekzantemler görülür.
  • Ölüm sindirim kanalindaki yaygin kanamalar ve
    akciger ödeminden olur.
  • Tani boyanmis kan frotilerinin mikroskobik
    incelenmesi ile olur. Frotilerde parazitlere
    ender olarak rastlanir.
  • Tedavi, kontrol ve korunma E. bovis
    enfeksiyonundaki gibidir.

70
Ehrlichia equi
  • Atlar konagidir.
  • Amerika Birlesik Devletleri'nde (Kalifornia),
  • Nötrofillerin arasira da eozinofillerin
    sitoplazmasinda görülmektedir.
  • Klinik olarak ates, depresyon, ataksi,
    bacaklarda ödem, petesiel kanamalar ve ikterus
    görülür.
  • Tani kan frotilerinde parazitlerin görülmesiyle
    yapilir. Ayrica serolojik olarak lFA testi de
    uygulanmaktadir.
  • Tedavide Tetracycline (7 mg/kg, iv, günlük dozda
    8 gün süreyle) oldukça etkilidir.
  • Hastaliktan iyilesenler 2 yil bagisik kalir ve
    tasiyici olmazlar.

71
Pneumocystis carinii
  • Insan, memeli ve kanatli hayvanlarda,
  • Dünya'da yaygin,
  • Akcigerlerde alveollere yerlesirler.
  • Sistematikteki yeri???
  • Apicomplexa filumunda yer almasi güçlü
    ihtimaldir.
  • Mantarlar içinde degerlendirilen görüslerde
    vardir.

72
Pneumocystis carinii-morfoloji
  • Küçük trofozoitler (Küçük formlar, Baslangiç
    cisimleri) küçük, nisbeten yuvarlak veya oval ve
    ince duvarli cisimciklerdir. 1.2-2 mikron, bir
    arada yiginlar halinde bulunurlar.
  • Büyük trofozoitler (Amoeboid formlar) oldukça
    düzensiz (amoboid) yapilardir.1.2-5 mikron,
  • Prekistik formlar oval yapili, dis yüzü düz, dis
    duvari kalindir.
  • Kistik formlar Içinde 8' e kadar intrakistik
    cisim (spor) bulunan bir kabuk gibi ve kist
    duvari oldukça kalindir.
  • Intrakistik cisimler ana kist hücrenin içinde
    bulunurlar.

73
Pneumocystosis
74
Pneumocystis cariniiYasam çemberi
  • Konaktan konaga hava yoluyla bulastigi
    sanilmaktadir. Intrauterin bulasma da
    olabilmektedir.
  • Yasami sirasinda enfekte alveollerde görülen
    devreler sunlardir
  • 1-Trofozoitler veya gelisme formlari
  • a-Küçük trofozoitler (Küçük formlar, baslangiç
    cisimleri)
  • b-Büyük trofozoitler (Amoeboid formlar)
  • 2- Prekistik formlar
  • 3- Kistik formlar
  • 4- Intrakistik cisimler
  • 5- Trofozoitler

75
Pneumocystis cariniiPatogenez
  • Latent enfeksiyonlar çok yaygindir.
  • Firsatçi bir parazittir. Klinik enfeksiyonlar
    immun sistemi iyi gelismemis, bozulmus,
    baskilanmis kisilerde görülür. Prematüre
    bebekler, bebekler, çok yaslilar, immün depresif
    hastaliga yakalananlar, immun depresif ilaç
    alanlar.
  • Hayvanlarda da uzun süreli agir kortizon
    uygulamalariyla latent enfeksiyon klinik
    enfeksiyona dönüsmektedir.
  • Hastaligin patogenezi parazitlerin yiginlar
    halinde köpüklü bir materyalle alveol duvarina
    yapismasi, alveolleri doldurmasi sonucu gaz alis
    verisini engellemesine iliskilidir.

76
Pneumocystis cariniiklinik belirtiler
  • Çogunlukla solunum sistemine yogunlasmistir,
  • Öksürük, solunum sayisinin artmasi,
  • Tasikardi, solunum güçlügü,
  • Arasira gögüs ve karin agrisi,
  • Ates hafif yükselir,
  • Akcigerlerin röntgeninde infiltrasyon nedeniyle
    yogunluk olusmasi. Insanlarda yogunluk nedeniyle
    kelebek kanadi görüntüsü ortaya çikar.
  • Çogu hastada hafif eozinofilili löykositozis,
  • Tedavi edilmeyenlerde 20-60 arasi ölüm.

77
Pneumocystis cariniipatolojik bulgular
  • Patolojik lezyonlar sadece akcigerlerde görülür.
  • Makroskobik olarak akcigerler
  • Büyümüstür.
  • Sert bir lastik yogunlugundadir.
  • Gögüs kafesi açildiginda sönmezler.
  • Kesit yüzleri kurudur.
  • Kesit yüzlerinde gri, kahverengi ve pembe renkli
    koyu alanlar görülür.
  • Yer yer nekroz odaklari olabilir.
  • Yaygin mediastinal amfizem ve arasira spontan
    pnöymotoraks olabilir.

78
Pneumocystis cariniipatolojik bulgular
  • Mikroskobik olarak akcigerlerde görülen
    degisiklikler
  • a-Histopatolojide predominant olarak plasma
    hücreleri, histiositler ve lenfositler olmak
    üzere yiginlar halinde mononükleer hücre
    infiltrasyonu vardir.
  • b-Histopatolojide HE boyamasinda köpüklü, ince
    granüllü eozinofilik eksudat alveol bosluklarini
    doldurur.
  • Pneumocystiosis immun yetmezlik hastaliklari,
    viral ve bakteriyel pneumoniler, tümörler, AIDS,
    toxoplasmosis gibi hastaliklarla beraber seyreder.

79
Pneumocystis cariniiTani
  • Hastanin anemnez bilgileri ve hayat hikayesi,
    immun sistem yetmezligi yada bozuklugunun bulunup
    bulunmamasi,
  • Solunum sistemi ile ilgili klinik belirtiler,
  • Röntgende akcigerlerde yogunluk görülmesi,
  • Histopatolojide parazitler GMS ( Gomori methamine
    silver) boyasi ile boyanir ve 2-6 mikron çapinda
    etkenler görülür,
  • Akcigerlerden hazirlanan sürme frotilerde etken
    aranir,
  • Akcigerlerden baski (tuse) frotileirnde köpüklü
    materyal içinde kistler aranir,
  • Akciger aspirasyon sivisinda parazitler aranir,
  • Serolojik testler.

80
Pneumocystis cariniiTedavi
  • Etiyolojik tedavi
  • Antifolat bilesikleri
  • sulfadiazine, pyrimethamine.
  • Diamidine bilesikleri
  • stilbamidine, hydroxystilbamidine, pentamidine.
  • Kombine kullanilanlar
  • Pyrimethaminesulfadiazine
  • Pyrimethaminesulfadiazinestilbamidine
  • Pyrimethaminesulfadiazinepentamidine
  • Destek tedavi
  • Oksijen verilir ve dinlendirilir,
  • Sekunder veya birlikte seyrettigi diger
    hastaliklara karsi ilaç kullanilir.
Write a Comment
User Comments (0)
About PowerShow.com