KIZAMIK - PowerPoint PPT Presentation

About This Presentation
Title:

KIZAMIK

Description:

KIZAMIK Dr. ftihar K ksal http://hastaneciyiz.blogspot.com Sa l k Slayt Ar ivi: TANIM K zam k, k zam k (rubeola) virusunun etken oldu u, zellikle ... – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:1002
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 102
Provided by: SOMELBIL
Category:

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: KIZAMIK


1
KIZAMIK
  • Dr. Iftihar Köksal

http//hastaneciyiz.blogspot.com
Saglik
Slayt
Arsivi
2
GENUS MEMBERS  GLYCOPROTEINS
Paramyxovirus Parainfluenza virus tip 1
Parainfluenza virus tip 2 HN,F
Parainfluenza virus tip 3 Parainfluenza virus
tip 4 A, B Mumps virus Morbillivirus
Measles H, F Pneumovirus Respiratory
syncytial virus(RSV) F
Paramyxoviridae ailesi
3
(No Transcript)
4
TANIM
  • Kizamik, kizamik (rubeola) virusunun etken
    oldugu, özellikle çocuklarda görülen çok
    bulasici, ates, nezle, öksürük ve konjonktivit
    ile karakterize, enantem ve ekzantemlerle
    seyreden döküntülü bir hastaliktir.

5
(No Transcript)
6
ETYOLOJI
  • Kizamik virusu , Paramyxoviridae ailesinin
    Morbilivirus genusunda yer alan ve tek antijenik
    serotipi olan bir virustur.
  • 100-250 nm boyutlarinda, negatif polariteli RNA
    içeren, heliksel kapsidli zarfli viruslardir.

7
  • Viral zarf, infekte hücreden gelen bir lipid
    tabakasi ve bunun üzerinde bulunan 9-15 nm
    uzunlugunda iki tip viral glikoprotein
    peplomerler içerir.
  • Hemaglutinin (H) glikoproteini virusun konak
    hücre yüzeyine adsorbsiyonunu saglar. Ayrica H
    glikoproteini virusun maymun eritrositlerini
    37?Cde hemaglutine etmesini saglar.
  • Füzyon (F) glikoproteini hücre füzyonunu, hemoliz
    olayini ve virusun hücre içersine girmesini
    saglar.

8
  • Paramiksovirus ailesinin diger üyelerinden farki,
    kizamik virusunda nöraminidaz aktivitesinin
    olmamasidir.
  • 3- Zarfin hemen altinda bulunan üçüncü protein
    virusun hücreden tomurcuklanma ile
    olgunlasmasinda anahtar rol oynayan matrix (M)
    proteinidir.
  • 4-Tek iplikli RNAyi çevreleyen nükleokapsid
    olusturan diger bir internal protein
    nükleoprotein (NP).
  • Bu nükleoprotein içersinde P ve L olarak diger
    iki protein daha mevcuttur. P ve L proteinlerinin
    RNA polimeraz aktivitesi tasidigi ve viral RNA
    replikasyonunda rol oynadigi saptanmistir.

9
  • Özyapi proteinlerine karsi olusan T hücre cevabi
    kizamiga karsi korunmada rol oynamaktadir.
  • Klinik örneklerden virus izolasyonu,
  • insan ve simian orjinli primer böbrek hücre
    kültürlerinde basarili bir sekilde yapilmistir.
  • Doku kültürlerinde çok nükleuslu dev hücreler
    seklinde sitopatik etki meydana getirir.
  • Konak hücre sitoplazmasi ve nükleusunda inklüzyon
    cisimcikleri olusturur.

10
EPIDEMIYOLOJI
  • Kizamik 2000 yildir bilinen bir hastalik olmasina
    ragmen, hastaligin yapisi 150 yil öncesine kadar
    bilinmiyordu.
  • 1846da Panum, Faroe Adalarinda kizamik
    epidemisini arastirmis ve hastaligin bulasici, 2
    haftalik inkübasyon süresi oldugunu ve geçirilen
    hastaligin hayat boyu bagisiklik biraktigini
    kaydetmistir.

11
  • 1963te canli attenüe kizamik virus asilarinin
    kullanilmaya baslanmasindan beri hastalik,
    Amerika Birlesik Devletleri basta olmak üzere
    dünyanin bir çok yerinde kontrol altina
    alinmistir.
  • Gelismis ülkelerde kizamik okul öncesi yaslarda,
    geri kalmis ülkelerde daha küçük çocuklarda
  • Gelismekte olan ülkelerde çocuk ölümlerinin
    önemli bir sebebidir ve dünyada her yil 1-2
    milyon çocuk kizamiktan ölmektedir. Latin Amerika
    basta olmak üzere global olarak kizamik eredike
    edilememistir.

12
  • 20 yas üzerindeki eriskinlerde de görülmektedir.
  • Çogunlukla asilanmamis veya bagisikligi
    yeterince koruyucu olmayan veya immün sistemi
    baskilanmis kisilerdir.
  • Ülkemizde kizamik antikor pozitiflik oranlari
    yüksek.

13
  • Bu seropozitiflik eriskin yaslardakilerde dogal
    infeksiyonun bir sonucu olarak meydana gelmisken,
    çocuklarda ve genç yas grubunda asilama ile
    saglanan seropozitifliktir.

14
  • Kizamigin dogal konakçisi sadece insandir.
  • Hastaligin prevalans ve yas insidansi, toplum
    yogunluguna, ekonomik ve çevresel faktörlere ve
    etkili canli virus asilarinin kullanilmasina
    baglidir.
  • Asi kullanilmazsa her 2-5 yilda, 3-4 ay devam
    eden epidemiler meydana gelir.

15
  • Asinin düzenli olarak kullanildigi ülkelerde
    hastalik insidansinda belirgin bir azalma meydana
    gelmistir.
  • Ülkemizde yapilan degisik çalismalarda asilama
    ile saglanan serapozitiflik oranlarinin 45 ile
    91 arasinda degistigi görülmektedir.
  • Kizamik, esas olarak okul öncesi çocuklarda
    görülmektedir. Bu çocuklarin çogu bebeklik
    döneminde asilanmis çocuklardir.
  • Okul çaginda asilanmis çocuklarda kizamik son
    derece nadirdir.

16
  • Kizamik virüsü dayaniksiz bir virüs olup, asite,
    proteolitik enzimlere, isiga ve kuruluga
    duyarlidir. Virüs özellikle nemli ortamlarda
    havada birkaç saat canli kalabilir. Bu nedenle
    kis aylarinda insidans artar.
  • Kizamik, solunum yolu ile, damlacik infeksiyonu
    seklinde bulasir. Hastalarin öksürük ve nezle
    hallerinin pik yaptigi prodromal devrenin sonuna
    dogru bulasicilik artmaktadir. Bulastiricilik
    döküntü meydana geldikten sonra birkaç gün daha
    devam eder.
  • Poliklinik ve doktor ofislerinin kizamigin
    yayilmasinda rolleri vardir.

17
KIZAMIK VIRÜSÜNE BAGLI DIGER HASTALIKLAR
  • Subakut sklerozan panensefalit (SSPE) ,
  • multipl skleroz (MS)
  • Crohn hastaligi
  • Kemiklerin Paget hastaligi
  • sistemik lupus eritematosus (SLE)

18
IMMÜNITE
  • Dogal infeksiyondan sonra yasam boyu bagisiklik
    gelisir.
  • Anneden pasif olarak geçen maternal antikorlar
    yasamin ilk aylarinda bebegi korur.
  • Asilamadan sonra uzun süreli, muhtemelen ömür
    boyu bagisiklik gelisir.
  • Kizamik ile reinfeksiyon meydana gelebilir. Ancak
    asemptomatik olup sadece antikor titresinde
    artisa neden olur.

19
  • Kizamikta hücresel immünite ve sitokinlerin
    etkilesimi söz konusudur.
  • Infeksiyon sirasinda CD8 ve CD4 hücreleri aktive
    olur ve virusun temizlenmesine ve döküntünün
    gelismesine katkida bulunur.
  • Iyilesme sirasinda, IL-4 gibi baskilayici
    sitokinlerin yükselmesi ile hücresel cevapta
    baskilanma gelisir ve bunun sonucu olarak,
    tüberkülin testi gibi geç tip asiri duyarlilik
    testlerinde baskilanma olur. Allerjik astma ve
    egzamada iyilesme görülmüstür.

20
PATOGENEZ
  • Solunum yolu ile alinan virüs solunum yollari
    epitel hücrelerine girer, respiratuar mukozada
    lokal olarak çogalir ve bölgesel lenf nodlarina
    yayilir, primer viremi meydana gelir.
  • Virüs lökositlerle retiküloendotelial sisteme
    (RES) yayilir ve infekte olan RES hücrelerinde
    nekroz meydana gelir. Nekrozun bir sonucu olarak,
    virüs tekrar dolasima salinir ve lökositlerin
    yeniden invazyonu ile sekonder viremi meydana
    gelir.

21
  • Kizamigin sekonder viremik fazindan sonra
    hastalik respiratuar mukozaya yayilir ve
    kizamigin klasik bulgulari olan öksürük ve
    nezle ortaya çikar.
  • Kizamik, direkt olarak krup, bronsiolit ve
    bronkopnömoniye neden olabilir.
  • Solunum yollarinda meydana gelen ödem ve silia
    kaybi gibi hasarlar, bakteriyel otitis media ve
    pnömoni gibi sekonder komplikasyonlara yol açar.

22
  • Solunum yolu semptomlarindan birkaç gün sonra
    Koplik lekeleri ve bunu takiben döküntü meydana
    gelir.
  • Döküntülerden ve mukozal yüzeylerden yapilan
  • mikroskopik incelemelerde çok çekirdekli dev
    hücreler görülür. Döküntü ile birlikte antikor
    olusur ve bulastiricilik sonlanir.

23
  • Deri ve mukozalardaki döküntülerin konagin
    hipersentivitesi oldugu kabul edilmektedir.
    Kizamik virüs antijeni, immunofloresan
    yöntemlerle döküntülerden gösterilebilir ve
    döküntünün erken döneminde virüs izole
    edilebilir.
  • Döküntünün ilk gününde lenfositlerdeki azalma
    nedeni ile lökopeni görülür. Sonradan
    granülositopeni izlenebilir. Kizamik virusu
    lenfoid dokuda (dalak, timus, lenf nodlari)
    çogalabilir ve akut infeksiyon sirasinda
    monositlerden ve diger mononükleer hücrelerden
    izole edilebilir.

24
KLINIK BULGULAR
  • 10-14 günlük inkübasyon süresini (ortalama 11
    gün, eriskinlerde çocuklardan daha uzundur)
  • takiben prodromal devre
  • Bu devre sekonder viremi ile ayni zamanda meydana
    gelir. Halsizlik, ates, istahsizlik,
    konjonktivit, burun akintisi ve öksürük gibi
    solunum yollari semptomlari bu devredeki
    belirtilerdir. Sik olmasa da laringeal tutulum
    görülebilir. Prodromal devre 3-4 gün devam eder.

25
  • Döküntülerin baslangicindan 1-2 gün önce, kizamik
    için patognomonik bulgu olan Koplik lekeleri
    görülür. Bu enantemler ikinci molar disler
    hizasinda yanak mukozasinda, kum tanesi seklinde,
    kirmizi zemin üzerinde beyazimtrak-mavimtrak
    görünüste olup isikta daha iyi görülürler. Birkaç
    gün içinde kaybolurlar.

26
Koplik lekeleri
27
  • Kizamik döküntüsü prodromal devreyi izleyen 2-4
    gün içinde yüzden baslar ve asagiya dogru
    ilerleyerek, boyun gövde ve son olarak da
    ekstremitelere yayilir. Eller ve ayaklar
    etkilenmeyebilir.
  • Döküntü eritematöz ve makülepapüler tarzda olup,
    özellikle yüzde ve boyunda birlesme
    egilimindedir. Döküntü 5 gün kadar devam eder.
  • Döküntü basladiktan birkaç gün sonra ates düser
    ve hastalar kendini daha iyi hisseder.
  • Iyilesme döneminde avuç içi ve ayak tabani hariç,
    deskuamasyon meydana gelebilir.
  • Tam iyilesme 7-10 günde olurken, öksürük bir süre
    daha devam eder. Eriskinlerde halsizlik 1-2 hafta
    devam edebilir.

28
(No Transcript)
29
  • Ates, 6 gün kadar devam edebilir ve 40-41C'ye
    kadar yükselebilir.
  • Febril dönemde prodaktif öksürük ve bronsite ait
    oskültasyon bulgulari alinabilir. Öksürük en geç
    kaybolan bulgudur. Bronkopulmoner semptomlar,
    primer viral infeksiyonun ayrilmaz parçasidir.
  • Radyolojik olarak da akciger tutulumu tesbit
    edilebilir. Yaygin lenfadenopati akut febril
    hastaliga eslik eder ve haftalarca devam
    edebilir.
  • Bulanti ve kusma daha çok eriskinlerde görülen
    seyrek bulgulardir ve genellikle serum
    aminotransferaz yüksekligi ile birliktedir.

30
(No Transcript)
31
(No Transcript)
32
Komplikasyonlar
33
KOMPLIKASYONLAR
  • Atesin devam etmesi veya tekrarlamasi ve
    lökositoz, otitis media ve pnömoni gibi
    bakteriyel sekellerin delilidir.
  • Kizamigin en sik görülen koplikasyonlari, solunum
    sistemi ve sinir sistemi komplikasyonlaridir.
  • Virüsün kendisi solunum sistemini etkileyerek,
    krup, bronsit, bronsiolit ve nadiren interstisyel
    dev hücre pnömonisine neden olabilir.
  • Streptokok, pnömokok, stafilokok ve Haemophilus
    influenzae gibi bakterilerle süperinfeksiyon da
    gelisebilir.

34
  • Bebeklerde kizamiktan ölümlerin 60ini
    pnömoniden ölümler olustururken, 10-14 yas
    çocuklardaki ölümler daha çok akut ensefalit
    nedeni iledir. Larinjit, keratokonjonktivit diger
    komplikasyonlardir.
  • Gebe kadinlarda hepatit ve pnömoni ile seyreden
    ciddi kizamik olgulari bildirilmistir. Prematüre
    dogum ve ölü dogum görülebilir.
  • Kizamik sonu ensefalitler akut veya kronik
    (SSPE)olabilir.

35
Kizamiga bagli pnömoni
Ensefalit
36
  • DEV HÜCRE PNÖMONISI Immün sistemi baskilanmis
    hastalarda (AIDS gibi) kizamik virusu genellikle
    fetal seyreden dev hücre pnömonisine neden olur.
    Dev hücre pnömonisi HIV pozitif, kizamik asisi
    yapilmis kisilerde de görülmüstür.
  • MODIFIYE KIZAMIK Kizamiga karsi pasif immüniteli
    kisilerde gelisen hafif dereceli bir tablodur.
    Daha çok maternal antikorlarin korudugu 1 yasin
    altindaki bebeklerde ve gama-globulin alanlarda
    görülür. Klasik kizamik bulgulari yoktur,
    genellikle asemptomatiktir.

37
  • ATIPIK KIZAMIK Ölü kizamik asisi ile asilanmis
    kisiler birkaç yil sonra kizamik virusu ile
    karsilasirlarsa ortaya çikan bir sendromdur.
    Atipik kizamik, asinin hazirlanmasi sirasinda H
    antijenleri korunurken, F antijenlerinin formalin
    ile inaktive edilmesi sonucunda F antikorlarinin
    olusamamasi sonucudur. Böylece füzyon yolu ile
    virüsün hücreden hücreye yayilimi engellenemez.

38
  • Atipik kizamikta inkübasyon süresi tipik kizamiga
    benzer. Yüksek ates, basagrisi, miyalji, karin
    agrisi ve kuru öksürük 1-3 gün devam eder.
  • Ürtiker tarzinda, makülopapüler, hemorajik
    ve/veya veziküler döküntüler meydana gelir. Dogal
    kizamiktakinin aksine döküntü el ve ayaklardan
    baslar, basa dogru yayilir. Koplik lekeleri
    nadiren görülür. Lober veya segmental tarzda
    pnömoni siktir. Atipik kizamikta semptomlar 2-3
    hafta devam eder. Kayalik Daglar atesi, varisella
    pnömonisi, kizil ve meningokoksemi ile ayirici
    tanisi yapilmalidir. Tani, klinik, epidemiyolojik
    ve serolojik testlerle konulur.
  • Daha önce ölü kizamik asisi olmus ve daha sonra
    canli asi yapilmis kisilerde de atipik kizamik
    gelistigi bildirilmistir.

39
  • IMMÜNKOMPROMIZE HASTALARDA KIZAMIK AIDS,
    malignensi ve konjenital immun yetmezlik gibi
    hücresel immunite bozukluklarinda ciddi seyirli
    kizamik görülebilir. Bu hastalarda mortalite hizi
    yüksektir ve döküntü çogu kez yoktur.
    Malnütrisyonlu çocuklarda da kizamik ciddi
    seyreder.
  • GEBELIKTE KIZAMIK Gebelikte kizamigin bilinen
    bir konjenital anomali riski yoktur. Ancak
    gebelikte kizamik ciddi seyirlidir ve spontan
    abortuslara ve prematüre dogumlara neden
    olabilir. Eger aktif kizamikli bir anne dogum
    yaparsa bebege immunoglobulin (IG) verilmesi
    gerekir.

40
TANI
  • Öncelikle epidemi veya temas, seyahat öyküsü
    alinmalidir.
  • Döküntü olmadan ve Koplik lekeleri görülmeden
    önce tani zordur. Ancak konjonktivit, nezle hali
    ve öksürügü olan bir hastada akla getirilmelidir.
  • Eriskin hastalarda döküntüler menekse renginde,
    birlesmeye meyilli, deriden hafif kabarik ve
    çocuklardan daha yaygindir.
  • Önceden asilanmis olmasi tanidan
    uzaklastirmamalidir. Çünkü asilama okul öncesi
    dönemde veya daha önce yapilmistir.

41
Ayirici tani
  • Kizamikçik, (kulak arkasinda lenf adenopati ve
    pembe renkli döküntüler)
  • kizil, (bogaz agrisi, deskuamasyon, çilek dili ve
    lökositoz)
  • infeksiyöz mononükleozis, (serolojik testler)
  • sekonder sifiliz,
  • ilaç döküntüleri,
  • toksik sok sendromu ve
  • Kawasaki hastaligi (eriskinlerde nadirdir)
    ayirici tanida dikkat edilecek hastaliklardir.

42
LAB0RATUAR TANISI
  • Kizamigin prodromal evresinde lökopeni siktir.
  • Lökositoz varsa bakteriyel süperinfeksiyon
    düsünülmelidir. Ileri derecede lenfopeni
    (mikrolitrede 2000 altinda) kötü prognozu
    gösterir.
  • Prodromal devre ve eruptif fazin basinda
    nazofaringeal örnekler, balgam ve idrarda çok
    çekirdekli dev hücreler görülebilir ve maymun ve
    insan böbrek hücre kültürlerinde izole
    edilebilir.

43
  • Infekte respiratuar ve üriner epitel hücrelerden
    floresan antikor testi ile kizamik antijeni
    gösterilebilir.
  • Labaratuar tanisinda en sik kullanilan yöntem,
    akut ve konvelesan devredeki serum örneklerinde,
    kizamik antikorlarinin titresinde dört kat veya
    daha fazla artisin belirlenmesidir.
  • Kompleman birlesmesi, hemaglutinasyon önlenim,
    nötralizasyon, enzim immunofloresan testleri
    kullanilabilir. Akut dönemde Ig M tipi
    antikorlarin saptanmasi bir çok laboratuarda
    yapilabilmekte olup tani bakimindan önemlidir.

44
Serological events in acute measles infection
45
Fusion of Measles Virus Infected Cells.
Histopathology of measles pneumonia.  Giant
cells
46
PROGNOZ
  • Komplikasyon gelismediyse kizamik çok nadiren
    fetal seyreder ve vakalarin hemen hemen tamami
    tam olarak iyilesir.
  • Ölüm, pnömoni sonucu bir yasin altindaki
    çocuklarda ve eriskinlerde meydana gelir.
  • 50 yas üzeri eriskinlerde konjestif kalp
    yetmezligi en önemli ölüm nedenidir.
  • AIDS ve diger immün yetmezlikli kisilerde prognoz
    nisbeten kötüdür.

47
  • Bakteriyel komplikasyonlarin uygun
    antibiyotiklerle tedavisi ölüm oranini önemli
    ölçüde azaltacaktir. Ancak antibiyotikler
    bakteriyel komplikasyonlari engellemeyeceginden
    proflaktik olarak kullanilmamalidir.
  • Ensefalit, vakalarin 1000'de birinde meydana
    gelir ve kizamigin siddeti ile iliskisi yoktur.
  • Subakut sklerozan panensefalit kizamiktan
    yaklasik 7 yil sonra meydana gelir. Kizamik
    asisinin yayginlasmasindan sonra görülme orani
    çok azalmistir.

48
TEDAVI
  • Kizamikta spesifik antiviral tedavi olmayip,
    semptomatik tedavi uygulanir.
  • Bu amaçla antipiretikler, öksürük ilaçlari
    verilebilir.
  • Hastalar bol sivi almali, fotofobi gelisecegi
    için los ve sakin bir odada yatak istirahati
    verilmelidir.
  • Bakteriyel süperinfeksiyon gelismisse antibiyotik
    tedavisi yapilmalidir.
  • Proflaktik antibiyotiklerin yeri ve degeri
    yoktur.
  • Vitamin A(200.000 IU, oral, 2 gün)verilen
    çocuklarda hastaligin siddetinin azaldigi
    gösterilmistir.
  • Ciddi kizamik pnömonisi durumunda aerosolize
    ribavirin önerilebilir.

49
KORUNMA
  • Attenüe canli virus asilari son derece güvenilir
    ve etkili asilardir. Eskiden tek doz asinin
    koruyucu olacagi düsünülürken artik ikinci doz
    asi rutin olarak önerilmektedir.
  • Gelismis ülkelerde rutin kizamik immunizasyonu
    12. ayda baslar. Genellikle MMR (kizamik,
    kizamikçik, kabakulak) seklinde uygulanir. Ikinci
    rutin doz okula baslarken yapilmalidir.
  • 12 ay altinda asi uygulanmasi, anneden geçen
    antikorlarin varligi nedeni ile önerilmemektedir.
    Eger ülkemizde oldugu gibi kizamik insidansi
    yüksekse 6-9 aylik bebeklerde, ilerde tekrarlamak
    kosulu ile asi uygulanabilir.

50
  • Canli kizamik asilari gebelikte, aktif
    tüberküloz, lösemi ve lenfoma durumlarinda,
    kortikosteroid ve antimetabolitlerin kullanimi
    sirasinda uygulanmaz. HIV pozitif çocuklar
    asilanmalidir.
  • Gamaglobulin (0.25 mi/kg,im), temastan sonra 6
    gün içinde verilirse kizamiktan koruyabilir.
    Ancak gamaglobulin kullanimi rutin olmayip,
    gebelik ve immünosupresyon gibi durumlarda,
    kizamik ile karsilasildiginda önerilebilir.

51
KIZAMIKÇIK (RUBELLA,ALMAN KIZAMIGI)
52
TANIM
  • Kizamikçik döküntü, postauriküler ve suboksipital
    lenfadenopati ile karakterize, çocuklarda ve genç
    eriskinlerde görülen akut, prodromal semptomlari
    olmayan veya çok az olan atesli bir hastaliktir.
  • Çocuklarda hafif seyirli bir hastalik olmasina
    ragmen, gebeligin erken dönemindeki infeksiyon,
    fötusta ciddi konjenital malformasyonlara ve zeka
    geriligine yol açabilir.

53
ETYOLOJI
  • Kizamikçik virüsünün ilk izolasyonu 1962de
    yapilmistir. Togaviridae ailesinin bir üyesi olup
    Rubivirus genusunun tek üyesi olan bir RNA
    virüsudur.
  • Rubella küçük, sferik tek iplikli bir RNA
    virusudur. Ikozahedral bir kapsite ve lipoprotein
    zarfa sahiptir.
  • Virüs replikasyonu hücre sitoplazmasinda meydana
    gelir. Rubella virusu, hücre membranindan
    tomurcuklanma yolu ile olgunlasir.

54
Structure of rubella virus
55
  • Rubella virusu dayaniksiz bir virustur.
  • Viral zarfin lipid içerigi nedeni ile lipid
    çözücülere ve tripsine duyarlidir ve formalin,
    ultraviyole, uç pHlar (6.8? - 8.1?) ve isi, ve
    amantadin ile inaktive edilir.
  • Virus 37? C de ve 56? Cde kisa sürede inaktive
    olur. Buna karsin 40? Cde virüs titresi 24 saat
    dayaniklidir.
  • Virüsün uzun süre saklanmasi için -70? Cye
    gereksinim vardir.
  • Kizamikçik virüsü çesitli hücre doku
    kültürlerinde sitopatik etki meydana getirmez. Bu
    nedenle rubella virusu interferans tekniklerle
    tanimlanir.

56
EPIDEMIYOLOJI
  • Kizamikçik, kizamik kadar bulasici degildir.
  • Eriskinlerin 80-90i kizamikçiga bagisiklik
    gösterirken, kizamikta bu oran 98dir.
  • Klinik vakalar ilkbaharda artis gösterir.
  • 6-10 yil aralarla epidemiler, 20-25 yil aralarla
    pandemiler yapar.
  • Hastalik ençok 5-9 yas arasi çocuklarda görülür.

57
  • 1969 yilinda Amerika Birlesik Devletlerinde
    kizamikçik asisi lisans almistir. Asi
    uygulumasinin rutin olmasi nedeni ile bu ülkede
    1960'li yillardan sonra büyük bir epidemi
    görülmemistir.
  • Asinin rutin olarak uygulanmadigi ülkelerde
    epidemiyoloji degismemistir.
  • Ülkemizde yapilan çalismalarda dogurganlik
    yasindaki kadinlarda kizamikçik
    seropozitifliginin, bölgelere göre degisiklik
    göstererek 66.8 ile 93 arasinda oldugu,
    erkeklerde ise 56.9 oldugu görülmektedir.
  • Ülkemizde kizamikçik asisi rutin asi programinda
    yer almadigindan bu seropozitiflik dogal
    infeksiyon sonucu gelismistir.

58
  • Kizamikçik, infekte kisilerin respiratuar
    sekresyonlarindan, damlacik infeksiyonu seklinde
    bulasir.
  • En bulasici dönem döküntülerin görüldügü dönem
    olmasina ragmen, döküntülerin baslangicindan 10
    gün önce ve 15 gün sonraya kadar solunum yolu
    sekresyonlari ile virus yayilimi devam eder.
  • Subklinik hastalar da virusu etrafa saçarlar.
  • Konjenital rubellali bebeklerin vücut
    sekresyonlarinda bol miktarda virus salinimi
    aylarca devam eder.
  • Kizamikçik asisi yapilan kisiler, virusu diger
    bireylere bulastirmazlar.

59
  • Kizamikçik infeksiyonu yasam boyu bagisiklik
    birakir.Ancak zamanla antikor titresi azalir.
  • Spesifik antikorlarin mevcut olmasina ragmen
    kizamikçik ile reinfeksiyon gelisebilir.
  • Bu durumda antikor titresinde belirgin bir artis
    meydana gelmesine ragmen hastalar
    asemptomatiktir.
  • Reinfeksiyonda virus üst solunum yollarinda lokal
    olarak çogalmasina ragmen, viremi meydana gelmez.

60
  • Kizamikçik reinfeksiyonu, asilamadan aylar veya
    yillar sonra asilanmis kisilerde
    gelisebilmektedir.
  • Reinfeksiyon asilanmis kisilerde daha sik, dogal
    infeksiyonu geçiren kisilerde daha seyrek olup,
    antikor titresi ile yakindan iliskilidir.
  • Gebelikte kizamikçik reinfeksiyonu meydana
    geldiginde virusun fötusa tasinimi tartismali
    olup, konjenital anomali riski son derece
    düsüktür.

61
PATOGENEZ
  • Kizamikçigin inkübasyon süresi 12-23 gün arasinda
    degismekte olup, ortalama 18 gündür.
  • Kizamikta oldugu gibi kizamikçikta da primer ve
    sekonder viremi vardir.
  • Semptomlarin baslangicindan bir hafta kadar önce
    virus hastalarin lökositlerinde saptanabilir.
    Yine, kizamikta oldugu gibi döküntü immünite
    gelistikçe görülür ve bu dönemde virus kandan
    kaybolur. Bu nedenle döküntünün immünolojik
    oldugu kabul edilir.

62
KLINIK BULGULAR
  • Yas, kizamikçik infeksiyonunun ciddiyetini
    belirleyen önemli bir kriterdir. Çocuklukta
    geçirilen kizamikçik infeksiyonu, eriskin yaslara
    göre hafif seyirli bir tablo olusturur.
  • Infeksiyon gebeligin erken döneminde edinilirse
    önemli konjenital anomalilere yol açabilir.
  • Klinik sekiller
  • Postnatal kizamikçik
  • Konjenital kizamikçik

63
Postnatal kizamikçik
  • Vakalarin çogu subkliniktir.
  • Semptomatik seyreden vakalarda çocuklarda
    prodromal faz görülmezken, eriskinlerde bir kaç
    gün süren halsizlik, ates ve istahsizlik
    görülebilir.
  • Postnatal kizamikçigin en önemli belirtisi, bir
    kaç hafta devam edebilen adenopati ve döküntüdür.
  • Posterior aurikuler, posterior servikal ve
    suboksipital lenf zincirlerinde adenopati vardir.
  • Ayrica splenomegali görülebilir. Bu bulgular
    kizamikçik için spesifik olmayip, toksoplazmozis
    ve kizamik gibi bir çok infeksiyonda görülebilir.

64
  • Döküntüler makülopapüler tarzda
  • Birbiriyle birlesmeyen döküntüler yüzden baslar
    ve asagi dogru yayilir.
  • Konvelesan devrede bazi vakalarda deskuamasyon
    görülebilir.
  • Döküntü 3-5 gün devam eder. Döküntünün ilk
    gününde ates görülebilir.

65
(No Transcript)
66
Komplikasyonlar
  • Kizamikçigin komplikasyonlari çok nadirdir.
    Bakteriyel süperinfeksiyon hemen hemen hiç
    görülmez.
  • Erkekler ve çocuklardan farkli olarak kizamikçik
    geçiren kadinlarda artrit ve artralji tabloya
    eslik edebilir.
  • 1/3000 olasilikla hemorajik bulgular meydana
    gelebilir. Daha çok çocuklarda görülen bu
    komplikasyon trombositopeniye sekonderdir.
  • Ensefalit daha çok eriskinlerde görülen bir
    diger nadir komplikasyon olup, epidemilerde
    1/5000 oraninda görülür ve 20-50 ölümle
    sonuçlanir.
  • Hafif seyirli hepatit.

67
Konjenital kizamikçik
  • Kizamikçik gebeligin erken döneminde, genellikle
    ilk 4 ayinda semptomatik veya asemptomatik
    geçirildiginde,fetal ölüm, prematüre dogum ve
    konjenital kizamikçik sendromuna yol açabilir.
  • Hastalik belirtisi olmayan çocuklar da dahil
    intrauterin olarak infekte olmus olan tüm
    bebeklerde virus tesbit edilebilir.

68
  • Konjenital kizamikçik sendromunda yer alan
    bulgular
  • kalp malformasyonlari (patent duktus arteriosus,
    interventriküler septal defekt, pulmoner stenoz),
  • göz lezyonlari (katarakt, koriyoretinit ve
    mikroftalmi),
  • zeka geriligi
  • sagirlik
  • Gelisme geriligi,
  • hepatosplenomegali,
  • trombositopenik purpura,
  • anemi, osteit ve meningoensefalit kalici olmayan
    bulgulardir.

69
  • Konjenital rubellada daha geç görülen
    komplikasyonlar
  • diabetes mellitus ve
  • progresif subakut panensefalit (yirmili yaslarda)
  • Infantlarin 7sinde dogumdan sonraki 1 yilda
    farinks, idrar ve beyin omurilik sivisinda
    virusun devam ettigi gösterilmistir.

70
Konjenital rubella sendromu
71
Konjenital rubella sendromu
72
TANI
  • Kizamikçik, asemptomatik veya spesifik olmayan
    bulgularla seyrederse tani koymak zordur.
  • Döküntü ile seyreden vakalarda ayirici tani
  • Infeksiyöz mononükleozis infeksiyöz
    mononükleoziste splenomegali kizamikçiktan daha
    siktir.
  • ilaç döküntüsü,
  • Kizil kizildaki bogaz agrisi kizamikçikta yoktur
  • Kizamik kizamikçik döküntüsü soluk renkli, hafif
    seyirli, prodromal semptomlari belli belirsizdir
  • roseola gibi makülopapüler döküntü ile seyreden
    diger hastaliklar

73
  • Kesin tani
  • virusun izolasyonu ve
  • serolojik olarak antikor degisikliklerini
    gösteren testlerle konulur.
  • a-Virusun izolasyonu
  • Rutin bir tani yöntemi degildir. Daha çok
    arastirma amaci ile kullanilir. Semptomlarin
    baslamasindan sonraki 3-4 gün içinde alinan bogaz
    ve nazofarenks sürüntü örneklerinden virus izole
    edilebilir.

74
  • b-Seroloji
  • Hemaglutinasyon önlenim (HÖ) testi ile akut ve
    konvelesan evrede alinan serum örneklerinde dört
    kat titre artisi ve
  • ELISA ile IgM tipi antikorlarin tesbit edilmesi
    kizamikçik lehinedir. Ig M antikor pozitifligi
    iki ay ile bir yil arasinda devam edebilir.
  • Pasif hemaglutinasyon,
  • radial hemoliz diger serolojik testlerdir.
  • Ig G seropozitifligi hastaliga karsi bagisiklik
    gelistigini gösterir.

75
  • Konjenital kizamikçik sendromunda uterusta
    infekte olan fötusun faringeal sekresyonlarinda
    ve diger vücut sivilarinda 18 aydan daha uzun bir
    süre virusu saptamak mümkündür.
  • Bu bebeklerde Ig M antikorlarinin gösterilmesi
    kesin taniyi koydurur. Bu antikorlar plesantadan
    geçmez ve ancak infekte olan bebek tarafindan
    sentezlenir.
  • PCR tanidaki bir diger yöntemdir.
  • Serolojik testlerle konjenital kizamikçik
    sendromunun, konjenital sifiliz, toksoplazmozis
    ve sitomegalovirus gibi diger konjenital
    infeksiyon nedenleri ile ayirici tanisi
    yapilabilir

76
TEDAVI
  • Kizamikçik, hafif seyirli ve kendiliginden
    iyilesen bir viral hastalik olup, spesifik
    tedavisi yoktur. Bazi hastalarda semptomatik
    tedavi gerekebilir. Immunglobilinlerin etkisi
    sinirlidir ve viremiye karsi koruyucu degildir.
    Bu nedenle gebelikte kullanilmamalidir.
  • Gebeligin ilk 3-4 ayinda tani konulan vakalara
    konjenital kizamikçik riski nedeni ile terapatik
    abortus yapilmalidir.

77
KORUNMA
  • Canli attenüe kizamikçik asilari 1969 yilindan
    beri kullanimdadir.
  • Asi uygulamasinda esas amaç, muhtemel konjenital
    kizamikçik sendromunu engellemektir.
  • Asi uygulamasi ülkeden ülkeye farklilik
    göstermektedir.
  • Rutin asilama 15-18. aylar arasinda önerilir ve
    uygulanir.
  • Ingiltere ve diger bazi ülkelerde seronegatif
    adölesan evredeki genç kizlar asilanmaktadir.

78
  • Ülkemizde rutin çocukluk yas grubu asi
    programinda yer almamakla birlikte, son yillarda
    kizamikçik asilamasina daha önem verildigi
    görülmektedir.
  • Asi en az 10 yil koruyucudur ve 95 immünite
    saglar. Gebelikte kullanilmamalidir ve asi
    uygulanan kadinlar en az 3 ay hamile
    kalmamalidir.
  • Asi güvenilir olup, yan etkisi azdir. Çocuklarda
    hafif ates, lenfadenopati ve hafif döküntü
    görülebilir. Eriskinlerde asinin en önemli yan
    etkisi artraljidir. Özellikle kadinlarda görülür
    ve en çok parmaklar etkilenir.

79
DIGER VIRAL DÖKÜNTÜLÜ HASTALIKLAR
80
Ekzantem subitum (Roseola infantum)
  • Alti ay - 4 yas arasi çocuklarda görülen, yüksek
    ates ve döküntü ile seyreden benign bir
    hastaliktir.
  • Enteroviruslar ve adenoviruslar gibi birden fazla
    etken benzer tabloyu meydana getirmekle birlikte
    esas etken herpes virus tip 6'dir.
  • 5-15 günlük inkübasyon süresi,takiben ani
    baslayan huzursuzluk ve 40.6C'yi asabilen ates.
  • Bazen hafif üst solunum yolu semptomlari ve
    servikal lenfadenopati eslik edebilir. Bu
    semptomlar 4-5 gün devam eder ve atesin düsmesini
    izleyen 48 saat içinde gövde ve boyunda baslayan,
    uyluk ve kalçalara dogru yayilabilen
    makülopapüler döküntüler görülür. Döküntü bir
    kaç saat ile 1-2 gün içinde kaybolur.

81
Discrete rose-pink macules/maculopapules
characteristic of roseola infantum
82
Rubelliform veya Morbiliform ekzantemler
  • Kizamikçiga benzer makülopapüler döküntüler, yaz
    epidemileri seklinde seyreder.
  • En çok görülen etken serotip, echovirus 9'dur.
  • 5 yasin altinda görülme sikligi fazla, yasla
    birlikte insidans düser.
  • Döküntü atesle es zamanli olarak ve yüzden
    baslayarak ortaya çikar. Vakalarin çogunda boyun,
    gövde ve ekstremitelere de yayilir.

83
Rubelliform veya Morbiliform ekzantemler
  • Döküntüler kizamikçiga benzemesine ragmen
    hastaligin yaz aylarinda görülmesi, posterior
    servikal ve postauriküler lenfadenopati olmamasi,
    lezyonlarin kasintisiz olmasi ile kizamikçiktan
    ayrilir. Bazi hastalarda Koplik lekelerine
    benzeyen enantemlerin görülmesi nedeni ile
    kizamik ile karisir.
  • Echoviruslar disinda Coxackievirus A9 yüzden ve
    gövdeden baslayan makülopapüler döküntülere neden
    olur.

84
Rozeoliform ekzantemler
  • Echovirus 16 sorumlu tutulmaktadir. Özellikle 3
    yas altindaki çocuklari etkiler.
  • 38-39C ates ve farenjit bulgulari vardir. Ates
    24-36 saat devam eder.
  • Atesin düsmeye baslamasi ile birlikte yüzde ve
    gögsün üst kisminda 1-5 gün devam eden maküler,
    papüler, kasintisiz döküntüler meydana gelir.
  • Rozeola benzeri hastalik tablosunu Echovirus 16
    disinda coxsackievirus B1, B5 ve Echovirus 11 ve
    25 de meydana getirebilir.

85
Kabakulak
86
  • Kabakulak akut, sistemik, esas olarak çocuklari
    etkileyen, eriskinlerde de görülebilen viral bir
    infeksiyon
  • Tipik vakalarda parotis bezi ve diger tükrük
    bezleri (submandibular ve sublingual) etkilenir.
  • Benign bir hastalik, 1/3 vaka asemptomatik
  • Menenjit ve epididimo-orsit iki önemli görünüs
  • Pankreas ve diger organlar da etkilenebilir

87
  • Hipokrat zamaninda tanimlanmis eski bir hastalik
  • 1945de embriyonlu tavuk yumurtasinda kültür
  • 1950de ölü asi, 1966da canli kabakulak asisi

88
Virusun özellikleri
  • Paramiksoviride ailesiden paramiksovirus
    genusundan
  • 200 nm büyüklügünde düzensiz sferik bir partikül
  • Zarfli tek zincirli bir RNA virusu
  • Dis yüzde hemaglutinin, nöraminidaz ve füzyon
    glikoproteinleri mevcut
  • Etere duyarlidir. 4 Cde birkaç gün, -60Cde
    yillarca canli kalir.
  • 50-60 Cde 20 dkda ve UV ile infektivitesini
    kaybeder.

89
  • Hüce kültürlerinde, embriyonlu tavuk yumurtasinda
    üreyebilir.
  • Intrasitoplazmik, eozinofilik inklüzyon
    cisimcikleri meydana getirir. Diger sitopatik
    etkiler, hücrelerde yuvarlaklasma, füzyon ile çok
    çekirdekli dev hücreler
  • Hemadsorbsiyon testi ile çogalma dogrulanir.

90
Epidemiyoloji
  • Dünyada endemiktir, 2-5 yil aralarla epidemiler
    mey. gelir.
  • Ocak-Mayis arasinda pik yapar
  • Toplu yasanilan yerlerde kolay yayilir
  • 1 yas altinda nadirdir
  • 14 yas altinda, özellikle 5-9 yas arasinda
    siktir.Asi rutin uygulandiginda insidans düser
  • Esas konak insandir

91
Patogenez
  • Damlacik infeksiyonu seklinde bulasir.
  • Üst solunum yolu epitel hücrelerinde çogalir,
    viremi meydana gelir
  • Sekonder yayilimla parotis ve diger salgi
    bezlerine, nöral dokuya yerlesir.

92
Kabakulakta patogenez
93
Klinik
  • Inkübasyon Ortalama 16-18 gün
  • Prodromal semptomlar non spesifik (ates,
    halsizlik, istahsizlik)
  • Birkaç gün sonra parotis bezinde hassasiyet ve
    sislik ve 2-3 günde maksimum büyüklük
  • Hastalarin ¼ünde tek tarafli, digerleri
    bilateral
  • Stensens kanallari kizarik ve ödemli
  • Trismus görülebilir
  • Eksi yiyeceklerde agri ve aci

94
(No Transcript)
95
  • Ilk 3 gün 40Cyi asan ates
  • Parotis bezi bir hafta içinde eski haline döner
  • SSS tutulumu salgi bezleri disindaki en sik
    tutulum
  • Nörotropizm yüksektir
  • Menenjit olmadan da vakalarin 50sinde BOSda
    aseptik menenjit bulgulari
  • Menenjit vakalarin 1-10unda görülür ve
    genellikle hastaligin 1-2 haftasi içinde görülür.
    Erkeklerde kadinlardan üç kat fazladir. Sekelsiz
    olarak 3-10 gün içersinde iyilesir.

96
  • Orsit puberteden sonra 20-30 oraninda görülür.
    Genellikle hastaligin birinci haftasinda gelisir.
    Parotis tutulumu sart degildir.
  • Testisler sis ve agrili, skratumda kizariklik ve
    isi artisi vardir.2-3 haftada testisler normal
    büyüklügüne döner. Infertilite nadirdir
  • Ooforit daha nadir (5) ve puberteden sonra
    kadinlarda görülür.
  • Pankreatit nadir. Ates, bulanti, kusma ve amilaz
    yüksekligi
  • Geçici sagirlik 4 oraninda, kalici isitme kaybi
    1/20.000

97
  • Nefrit, tiroidit, mastit, protatit, hepatit,
    poliartrit ve trombositopeni nadir tutulumlar
  • Gebelikte plasenta yolu ile fötusa geçer
  • Özellikle 1. Trimester riskli
  • Fötal ölüm, abortus, düsük dogum agirlikli bebek

98
(No Transcript)
99
Tani ve ayirici tani
  • Lenfositoz, amilaz ve lipaz yüksekligi
  • Agiz-bogaz çalkanti suyu, idrar, BOS ve kandan
    virus izole edilebilir
  • Serolojik tani
  • KB, HÖ, N, ELISA, IFA
  • Ayirici tani
  • Diger viral parotitler
  • Süpüratif parotit, parotis tümörleri

100
Haemadsorption of erythrocytes on the surface of
cells infected with mumps virus
101
Tedavi-korunma
  • Semptomatik tedavi
  • Sulu gidalar, eksi,aci yasak
  • Orsit tedavisinde elevasyon, steroid, IFN
  • KORUNMA
  • Asi (KKK)

http//hastaneciyiz.blogspot.com
Saglik
Slayt
Arsivi
Write a Comment
User Comments (0)
About PowerShow.com